Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/1212 E. 2022/1096 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1212
KARAR NO : 2022/1096
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/03/2022
NUMARASI : 2017/37 E. – 2022/221 K.

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : Haksız Rekabetin Tespiti, Durdurulması, Maddi ve Manevi Tazminat

Taraflar arasında görülen davada Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 23/03/2022 tarih ve 2017/37 E. – 2022/221 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacı vekili, müvekkili Şirketin yetkilisinin “…” kumanda kartını, tasarımını ve yazılımını (3.7 versiyon) bizzat yaptığını ve söz konusu kumanda kartı kartı ile yazılımın müvekkili tarafından piyasaya sunulduğunu, müvekkil şirkete ait olan bu ürün ve yazılımın, davalı şirket tarafından birebir kopyalanmak suretiyle üretilip piyasaya sunulmaya başlandığını, teknik bir zorunluluk olmamasına rağmen davalı tarafça, müvekkili ürününün taklit ve kopya edilmesinin haksız rekabet teşkil ettiğini, davalıya ait internet sitesinde de müvekkili ürününün fotoğrafının birebir olarak kullanıldığını, davalının ticaret unvanının sonuna “…” ibaresini ekleyerek karışıklığa yol açtığını, bunların dışında davalının ayrıca kopyalanan bu ürünü oldukça düşük fiyata piyasaya sunduğunu, davalının müvekkilinin ürününü ve fiyatını müşterilere karşı kötülediğini, basın ve internet yolu ile de müvekkiline ait ürünü kendisinin gibi gösterdiğini, ürünü ve kendisinin işletmesi hakkında piyasaya yanıltıcı bilgi verdiğini, bu davranışların da haksız rekabet oluşturduğunu, davalı firmanın haksız rekabet teşkil eden eylemleri nedeni ile müvekkilinin zarara uğratıldığını ileri sürerek, davalının eylemlerinin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, bu eylemlerin menine, haksız rekabet sonucu oluşan maddi durumun ortadan kaldırılmasına, ürünlerin toplatılmasına ve imhasına, 5.000,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminatın faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, haksız rekabetten bahsedilebilmesi için davacının kendine ait bir buluş ve üretiminin olması gerektiğini, oysa müvekkil tarafından kopyalandığı idda edilen kumanda kartının davacı şirketin üretimi olmadığını, söz konusu kumanda kart ve yazılımının dava dışı kişi tarafından üretildiğini, hem davacı hem de müvekkilinin ürünü bu kişiden satın aldıklarını, dolayısıyla davacının kendi üretimi olmayan bir ürünle ilgili müvekkilin bu ürünü kopyaladığından bahisle haksız rekabet oluşturulduğu iddiasının kötü niyetli olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, “…” taklit ve kopya edilerek davalı tarafından kullanılması iddiasına dayalı olarak haksız rekabetin men’i, haksız rekabet sonucunda oluşan maddi durumun ortadan kaldırılması, davalının dava konusu edilen ürünlerin, imal ve satışa arzının men’i, toplatılması ve imhası ile maddi ve manevi tazminat istemli işbu davanın özünde Sınai Mülkiyet Kanunu hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği, nitekim davacının emsal olarak sunduğu kararların da bu yönde olduğu, davaya bakma görevinin Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesine ait bulunduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin mahkememize başvurması halinde dava dosyasının görevli Konya 3. Asliye Hukuk Mahkemelerine ( Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’ne) gönderilmesine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, huzurdaki davanın müvekkiline ait tescilsiz bir ürünün davalı tarafından kopyalanması ve davalının saldırgan satış politikası ile dava dilekçesinde belirtilen ve haksız rekabet yaratan diğer eylemlerinin sonlandırılması istemine ilişkin olduğu, TTK 54. vd. maddeleri uyarınca TTK’nın haksız rekabet hususundaki genel hükümlerine dayalı olarak açılan huzurdaki davanın dayanağını MARKHK, PATKHK, TASKHK, SMK’nın oluşturmadığını, huzurdaki davada özel kanunlardaki hükümlerin tartışılmasını gerektirir bir durum ve talebin dahi bulunmadığını, dolayısıyla davaya bakma görevinin asliye ticaret mahkemelerine ait olduğunu, Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin fikri ve sınai haklar mahkemesinin görevli olduğuna ilişkin görevsizlik kararının ve gerekçesinin hukuka ve kanuna aykırı bulunduğunu, haksız rekabete dayalı davaların fıkri ve sınai haklar hukuk mahkemesinde görülebilmesi için davanın tescilli bir hakka tecavüzden kaynaklanması gerektiğini, dava konusu ürünler hakkında alınmış bir patent ve tescil belgesi yoksa bu halde görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

GEREKÇE : Dava, haksız rekabetin tespiti, meni, maddi sonuçlarının ortadan kaldırılması ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
6102 sayılı TTK’nın 54. maddesinde, haksız rekabete ilişkin hükümlerinin amacının, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanması olduğu düzenlenmiş, anılan maddenin ikinci fıkrasında ise rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamaların haksız ve hukuka aykırı bulunduğu hüküm altına alınmıştır. Öte yandan, 6100 sayılı HMK’nın 33. maddesi uyarınca da, bir davada olayları anlatmak taraflara, hukuki nitelendirme görevi ise hakime aittir. Açıklanan hükümler çerçevesinde somut olaya dönüldüğünde; davacı tarafça, kendilerine ait ürünün, davalı tarafından kopyalanarak piyasaya sunulduğu, ürün fotoğrafının davalının internet sitesinde kullanıldığı, unvanının sonuna “…” ekini ekleyerek taraf şirketler arasında karışıklığa yol açtığı, kopyaladığı ürünü oldukça düşük fiyata piyasaya sunduğu, davacı ürününü ve fiyatını kötülediği, basın ve internet yoluyla davacıya ait ürünü kendisine aitmiş gibi gösterdiği, ürünü ve işletmesi hakkında piyasaya yanıltıcı bilgi verdiği ileri sürülerek, haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi talep edilmiş, davalı ise savunmasında davacının bu iddiasına karşı sınai veya fikri bir hakkının varlığından söz etmemiştir. Öte yandan davacı taraf, bir resmi, bunu nakle yarıyan bir alet üzerine tesbit ettiğini veya ticari maksatlarla haklı olarak çoğalttığını ya da yaydığını ileri sürmemiş, yalnızca ürünün fotoğrafının davalı tarafça kullanıldığını ileri sürdüğünden, FSEK’in 84. maddesi kapsamında bir uyuşmazlık da yoktur.
6102 sayılı TTK’nın 4/1 maddesine göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; bu Kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Aynı Kanun’un, 26.06.2012 tarihli ve 6335 sayılı Kanunun 2. maddesiyle değişik 5/3. maddesi uyarınca ise, asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır. Göreve ilişkin kurallar ise dava şartıdır (HMK. m. 114) ve mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır (HMK. m.115).
Haksız rekabet hakkındaki maddi hukuk normları ile ilgili düzenlemeler TTK’da yer aldığından, haksız rekabetten kaynaklanan tüm uyuşmazlıklar, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticari iş ve ticari dava sayılır. Bu durum karşısında, somut uyuşmazlığı görüp incelemeye de asliye ticaret mahkemesi görevlidir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 09.06.2020 tarih, 2019/4292 E., 2020/2722 K. sayılı ilamı da bu yöndedir. O halde mahkemece, yukarıda belirtilen hususlar ve taraflarca 5846 sayılı Kanun ile 6769 sayılı Kanun kapsamında bir iddiaya ya da savunmaya dayanılmadığı nazara alınarak, işin esasına girilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, HMK’nın 353/1-a-3. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile ilk derece mahkemesine ait kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince kabulü ile Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 23/03/2022 gün ve 2017/37 E. – 2022/221 K. sayılı kararın KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine İADESİNE,
3-Davacıdan peşin olarak alınan 80,70.TL maktu istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılamada değerlendirilmesine,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-İstinaf kararının tebliği ve harç işlemlerinin yerel mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 15/09/2022 tarihinde HMK’nın 353/1-a.3. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 13/10/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip