Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/1211 E. 2022/1056 K. 08.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1211
KARAR NO : 2022/1056
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/03/2022
NUMARASI : 2021/696 E. – 2022/188 K.

DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)

Taraflar arasında görülen davada Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 30/03/2022 tarih ve 2021/696 E. – 2022/188 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirketin bilişim sektöründe faaliyet gösteren bir firma olmasının yanı sıra tüm dünyada popülaritesini kanıtlamış ve yüz milyonlarca kişi tarafından kullanılan “…” uygulamasının tüm haklarının sahibi olduğunu, müvekkiline ait uygulamanın kanunlara uygun bir şekilde hayata geçirildiğini ve bütün yasal izinlerinin alınarak Türkiye’de ve Dünya’da kullanıma sunulduğunu, davalının sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımlarla müvekkili şirkete ait uygulamanın güvenilirliğini zedelemeyi ve itibarsızlaştırmayı amaçladığını, davalı tarafın … platformunda etkili bir hesabı bulunduğunu, haksız rekabet hükümlerinin yalnızca rakipler arasında değil bütün katılanlar için geçerli olduğunu, davalı tarafın attığı tweetler sebebiyle müvekkilinin ciddi zarara uğradığını ve dönülmez zararlara sebebiyet verildiğini ileri sürerek müvekkili şirketin maruz kaldığı fiillerden dolayı uğradığı zarar için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 4.000.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek faizi ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu tweetler ile ilgili İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğunu ve söz konusu savcılık dosyasında kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini, … uygulaması hakkında BTK Tüketici Haklar Dairesi Başkanlığı tarafından Ankara Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği’ne başvuruda bulunulduğunu, bunun üzerine söz konusu uygulamaya Mart 2018’de erişim engeli getirildiğini, haksız rekabetten kaynaklı uyuşmazlıklarda TTK’nun tatbik edilebilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafının da tacir ve her iki tarafın ticari işletmeyle ilgili olması gerektiğini, bu şartın müvekkili bakımından mevcut olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davanın “…” marka ve patent hakkına dayanılararak açıldığı, 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu 156/1 maddesinde, bu Kanunda öngörülen davalarda görevli mahkemenin, Fikri ve Sınai Haklar Hukuk mahkemesi ile Fikri ve Sınai Haklar Ceza mahkemesi olarak belirlendiği, Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin de, 5846 sayılı Yasa’nın 76. maddesinde açıkça belirtildiği üzere; Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun düzenlendiği hukuki ilişkilerden doğan davalar ile SMK kapsamında düzenlenmiş olan marka, patent, tasarım gibi uyuşmazlık konusu davalara bakmakla görevli olduğu, somut olayda, davacının “…” marka ve patent hakkına dayanarak davasını açtığı, markaya karşı haksız rekabette bulunulduğunun tespitinin yapılmasının SMK kapsamında Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin görev alanına girdiği, davanın haksız rekabetin önlenmesi ve manevi tazminat davası olduğu, davacıya ait davaya konu markanın tescilli olduğu, dolayısıyla davaya bakmakla görevli mahkemenin Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesi olduğu, HMK 114/1-c ve HMK 115/2 maddesi gereği görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar vermek gerektiği gerekçesi ile davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine, kararın kesinleşmesi ve iki haftalık yasal sürede talep edilmesi halinde dosyanın görevli Ankara Fikri ve Sinai Haklar Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, görevsizlik kararının yasaya aykırı bulunduğunu, … markası tescilli bir marka olsa da karşı yanın haksız rekabet hükümlerinin ihlali iddiasıyla açtığı dava marka hakkı sahipliğine dayanarak açtığı bir dava olmadığını, davacı yanın müvekkili tarafından … isimli uygulaması aracılığıyla hukuka aykırı olarak kişisel verileri işlediği üçüncü kişilerle paylaştığı iddiasının haksız rekabet hükümlerini ihlal ettiği gerekçesiyle dava açtığını, ayrıca … markasının, … adına tescilli olup, davacı … adına tescil edilmiş bir marka olmadığını, davacı yanın … markasının lisans haklarına sahip yahut … markasının ortak marka olduğunu öne sürecek bir teknik şartname de sunmadığını, söz konusu uyuşmazlığa bakmakla görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, talepleri gibi karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, haksız rekabetten kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
6102 sayılı TTK’nın 54. maddesinde, haksız rekabete ilişkin hükümlerinin amacının, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanması olduğu düzenlenmiş, anılan maddenin ikinci fıkrasında ise rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamaların haksız ve hukuka aykırı bulunduğu hüküm altına alınmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 33. maddesi uyarınca, bir davada olayları anlatmak taraflara, hukuki nitelendirme görevi ise hakime aittir.
Açıklanan hükümler çerçevesinde somut olaya dönüldüğünde; davacı tarafça, davalının, … sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımlarla müvekkili şirkete ait uygulamanın güvenilirliğini zedelediği, itibarsızlaştırdığı ve müvekkilinin ciddi zarara uğradığı ileri sürülerek, manevi tazminat talep edilmiştir.
6102 sayılı TTK’nın 4/1 maddesine göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; bu Kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Aynı Kanun’un, 26.06.2012 tarihli ve 6335 sayılı Kanunun 2. maddesiyle değişik 5/3. maddesi uyarınca ise, asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır. Göreve ilişkin kurallar ise dava şartıdır (HMK. m. 114) ve mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır (HMK. m.115).
Haksız rekabet hakkındaki maddi hukuk normları ile ilgili düzenlemeler TTK’da yer aldığından, haksız rekabetten kaynaklanan tüm uyuşmazlıklar, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticari iş ve ticari dava sayılır. Bu durum karşısında, somut uyuşmazlığı görüp incelemeye de asliye ticaret mahkemesi görevlidir.
Diğer yandan davacı tarafça, 6769 sayılı Kanun kapsamında bir iddiaya dayanılmadığı da dosya kapsamından çok açık bir şekilde anlaşılmakta olup, yapılan hukuki nitelemeye göre bu 6769 sayılı Kanun’un uygulanmasını gerektiren bir durum da somut uyuşmazlıkta bulunmamaktadır.
O halde mahkemece, yukarıda belirtilen hususlar ve davacı tarafından 6769 sayılı Kanun kapsamında bir iddiaya dayanılmadığı nazara alınarak, işin esasına girilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, HMK’nın 353/1-a-3. maddesi uyarınca, davalı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile ilk derece mahkemesine ait kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, HMK’nın 353/1-a-3. maddesi gereğince Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 30/03/2022 tarih ve 2021/696 E. – 2022/188 K. sayılı kararın KALDIRILMASINA;
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf kararının neden ve şekline göre davalı vekilinin diğer istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
4-Davalıdan peşin olarak alınan 80,70.TL maktu istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
5-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılamada değerlendirilmesine,
6-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-İstinaf kararının tebliği ve harç işlemlerinin yerel mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 08/09/2022 tarihinde HMK’nın 353/1-a.3. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 22/09/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip