Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/1183 E. 2022/1003 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/05/2022
NUMARASI ….
DAVANIN KONUSU : İhtiyati Tedbir

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 18/05/2022 tarih ve 2021/270 E. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbire itiraz eden davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, 28/09/2021 tarihli tensip kararın da verilen ihtiyati tedbir ara kararından rücu edilerek teminatsız olarak dava konusu markaların 3. Kişilere devrinin önlenmesine yönelik tedbirin sicile işlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, 28/09/2021 tarihli tensip kararında, davaya konu 2012 74665, 2017 08437, 2013 11625 sayılı tescilli markalarının devrinin uyuşmazlığın çözümünü güçleştireceği, taraf değişikliği nedeniyle yargılamayı gereksiz uzatacağı, ancak bu markanın tescilli olması da gözetilerek sahibine aynı zamanda kullanma hakkı da verdiğinden 3. kişilere devir engeli de mülkiyet hakkını kısıtlayacağından teminat karşılığı ihtiyati tedbirin uygulanması gerektiği gerekçesi ile 2012 74665, 2017 08437, 2013 11625 sayılı markalarının dava sonuna kadar 3. kişilere devrinin önlenmesi bakımından her bir marka için 3.000 TL takdir edilerek 3000 X 3 = 9.000 (Dokuzbin) TL. nakdi teminat veya koşulsuz banka teminat mektubu karşılığında dava konusu markaların 3. kişilere devrinin önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir konulmasına, şeklinde karar verildiği, 6100 sayılı HMK’nın 392/1. maddesine göre, ihtiyati tedbir talep edenin, haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorunda olduklarını, dava konusu edilen hükümsüzlüğe konu olan markalar tescilli olup, 3. kişilere devir yasağı getirildiğinden markalarının kullanımı bu açıdan engellenmekle mağduriyetlerinin önlenmesine yönelik öngörülen teminat yerinde ve uygun olduğu gerekçesi ile davacı taraf vekilinin ihtiyati tedbirde teminatın kaldırılması talebinin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbire itiraz eden davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, marka hükümsüzlüğü talebi ile açılan davalarda mahkemelerce teminatsız olarak tedbir kararı verildiğini, talep edilen tedbirin karşı tarafa bir zarar vermeyeceğini, ihtiyati tedbirin teminatsız olarak konulması gerektiğin ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, taleplerinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Talep ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
6100 sayılı HMK.’nın 341/1. maddesi uyarınca ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü hâlinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir.
Aynı Yasa’nın 391/3. maddesi uyarınca, ihtiyati tedbir talebinin reddi hâlinde, kanun yoluna başvurulabilir. Bu başvuru öncelikle incelenir ve kesin olarak karara bağlanır. Dolayısıyla ihtiyati tedbir talebinin reddi halinde başvurulması gereken kanun yolu istinaf olup, kararı veren mahkemeye itiraz yoluna başvurulabilmesi mümkün değildir.
Somut uyuşmazlıkta ise öncelikle mahkemenin 28/09/2021 tarihli kararında kanun yolunun, “HMK m.394. maddesi uyarınca itiraz yolu açık olmak üzere” ibaresiyle itiraz olarak gösterilmesinin, taraflara herhangi bir hak veya yükümlülük doğurmadığının kabulü gerekir. Diğer bir deyişle mahkemece yapılan bu yanlışlık nedeniyle gerçekte istinaf kanun yoluna tabi olan bir uyuşmazlık, itiraz yoluna tabi hale gelmeyecektir. O halde davacı tarafından 28/09/2021 tarihli karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulması gerekirken itiraz yoluna başvurulması doğru değildir.
Bu tespitten sonra, ihtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin açıklanan yanlış istemine karşı, mahkemece ne yapılması gerektiği belirlenmelidir. Mahkemece bu durunda yapılacak iş, davacı vekilinin teminatsız ihtiyati tedbir talebinin reddi kararına itirazına dair dilekçesinin, istinaf dilekçesi olarak kabulü ile gerekli usulü işlemler tamamlandıktan sonra Dairemize göndermekten ibarettir. Somut uyuşmazlıkta ise mahkemece 18/05/2022 tarihli karar ile ihtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin itirazının reddine karar verilmiştir. Bu durum karşısında ilk derece mahkemesinin 18/05/2022 tarihli kararının kaldırılması gerekmiştir.
HMK.’nın 353/1-b-2. maddesine göre, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiğinden, Dairemizce ihtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen 18/05/2022 tarihli kararın kaldırılmasına, davacı vekilinin itiraz dilekçesinin istinaf dilekçesi olarak kabulü ile ilk derece mahkemesinin 28/09/2021 tarihli ihtiyati tedbir talebinin reddi hakkındaki kararının esas yönünden incelenmesine karar verilmiştir.
2-İhtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin ilk derece mahkemesinin 28/09/2021 tarihli ihtiyati tedbir talebinin reddi kararına ilişkin istinaf itirazlarının incelenmesine gelince; mahkemece, 22012 74665, 2017 08437, 2013 11625 sayılı markaların dava sonuna kadar 3. kişilere devrinin önlenmesi bakımından 3000 X 3 = 9.000 (Dokuzbin) TL. nakdi teminat veya koşulsuz banka teminat mektubu karşılığında 3. kişilere devrinin önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmiş olup, dava konusu markaların üçüncü kişilere devrinin önlenmesi yönünde verilen ihtiyati tedbir kararı, marka sahibinin markasını kullanmasına engel olmadığından ve yalnızca kayıt üzerinde gerçekleştiğinden, HMK’nın 392/1. maddesi uyarınca somut olayda teminat alınmasına gerek olmamasına rağmen ilk derece mahkemesince teminat alınması yönünden verilen karar doğru bulunmamıştır.
HMK.’nın 353/1-b-2. maddesine göre, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiğinden ve ilk derece mahkemesince yapılan yanlışlığın giderilmesinin ise yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Dairemizce ihtiyati tedbir isteyen vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ihtiyati tedbir isteminin kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-İhtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince, Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 18/05/2022 tarih ve 2021/270 E. sayılı ve Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 28/09/2021 tarihli ve 2021/270 E. Sayılı kararlarının KALDIRILMASINA,
2-İhtiyati tedbir isteminin KABULÜ ile, 2012 74665, 2017 08437, 2013 11625 sayılı markaların dava sonuna kadar 3. kişilere devrinin önlenmesi için, 3. kişilere devrinin önlenmesi yönünde kayıtlarına İHTİYATİ TEDBİR KONULMASINA,
3-HMK’nın 392. maddesi gereğince ihtiyati tedbir talep edenden teminat alınmasına yer olmadığına,
4-İhtiyati tedbire itiraz eden davacıdan peşin olarak alınan 80,70.TL maktu istinaf karar harcının talebi halinde iadesine,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-HMK’nın 302/5. maddesi uyarınca kararın tebliği ve harç tahsil işlemleri ile infazının yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 30/06/2022 tarihinde HMK.’nın 362/1-f maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 01/07/2022
…..