Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2022/1 E. 2022/1247 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/1
KARAR NO : 2022/1247
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/04/2021
NUMARASI : 2015/600 E. – 2021/270 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan)

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 05/04/2021 tarih ve 2015/600 E. – 2021/270 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin 10.12.2017 tarihli ve 2.250,00 Euro tutarlı faturaya dayalı olarak davalı şirket aleyhine ilamsız icra takibi başlattığını, davalının itirazda bulunarak takibi durdurduğunu, işbu itiraz dilekçesinde davalının takip tarihi itibariyle bu borcu ödenmediğini kabul ettiğini, ancak kendilerinin de müvekkilinden alacaklı olduğunu ve bu sebeple borcu takas ettiklerini beyan ettiğini, oysa müvekkilinin davalıya karşı muaccel hale gelmiş herhangi bir borcunun bulunmadığını, henüz doğmamış alacakların takas edilemeyeceğini, takasın yasal koşullarının oluşmadığını, davalının taşıma sözleşmesi yapıldıktan sonra taşınacak eşyaların boyutları, kiloları ve teslim limanında değişiklikler yapılmasını talep ederek, taşıma koşullarının değişimine sebebiyet verdiğini, sözleşme dışı bu taleplerin bedel artışı gerektirdiğini, bunun davalıya bildirilmesine karşın davalının fiyat farkını kabul etmeyerek, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin teminatı olarak verilen teminat mektubunu haksız olarak paraya çevirmeye çalıştığını ileri sürerek, davalının itirazının iptaline, %20’den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili ile davacı arasında 22.08.2013 tarihli taşıma sözleşmesinin imzalandığını, sözleşmeye istinaden 100.000,00 USD tutarında teminat mektubunun davacı tarafından müvekkiline teslim edildiğini, davalının taşıma sözleşmesindeki taşıma işini yerine getirmeyerek sözleşmeyi ihlal ettiğini, bu suretle davalının müvekkilini zarara uğrattığını, takas definin ileri sürülebilmesinin yasal koşullarının oluştuğunu savunarak davanın reddini istemiş, davacının %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, taraflar arasında sözleşmesinin mevcudiyeti ve davacının takip konusu fatura nedeniyle davalıdan alacağı bulunduğu konusunda uyuşmazlık bulunmadığı, çekişmenin davalının takas definin yerinde olup olmadığı konusunda toplandığı, davalının “lehlerine karar verilen hakem heyeti kararını” gerekçe göstererek takas def’inde bulunduğu, ancak davalı lehine kesinleşmiş bir hakem heyeti kararının yargılama süresince dosyaya sunulmadığı, aksine davacı lehine olan 14/10/2020 tarihli hakem heyeti kararının sunulduğu, yargılamanın devamı sırasında davalı vekilinin 15/10/2018 tarihli dilekçesinde taraflar arasında süren tahkim yargılamasının ve Ankara 10.İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/174 Esas sayılı dava dosyasının bekletici mesele yapılmasını talep ettiği, dosyanın neticesinin beklendiği, Ankara 10.İcra Hukuk Mahkemesinde görülen davanın görev yönünden reddine karar verildiği ve bu kararın Yargıtay 12.Hukuk Dairesince 02/10/2017 tarihinde onandığı, davalı vekilinin 25/12/2019 tarihli beyan dilekçesinde ise; taraflar arasında süren tahkim yargılaması ve Ankara 11.ATM 2019/175 Esas sayılı dava dosyasının bekletici mesele yapılmasını talep ettiği, 11.ATM’de yargılamanın halen sürdüğü, taraflar arasında süren tahkim yargılamasının ise neticelendiği, 14/10/2020 tarihinde davanın kabulüne oy çokluğuyla karar verildiği, dava dışı …’ye karşı açılan Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/175 Esas sayılı davası neticesinde, davalı lehinde hükmedilmesi muhtemel alacağın, davalı tarafından takas defi bağlamında davacıya karşı ileri sürülemeyeceği, böylece davalının takas – mahsup savunmasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın kabulüne, 2.250,00 Euro asıl alacak ile ilgili borçlunun itirazının iptali ile takibin devamına, İ.İ.K.’nun 67/2. maddesi gereğince alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, dava dışı …’nin zaten anılan teminat mektubunu davacının borcu için verdiğini, Vakıfbank’ın bu teminat mektubuna ilişkin bir ödeme yapması durumunda, yaptığı ödemeyi davacıdan tahsil edeceğini, yani borcun davacının borcu olduğunu, TBK m.141 hükmünde; “Üçüncü kişi yararına borçlanan kişi, bu borcu ile sözleşmenin diğer tarafından olan alacağını takas edemez.” denildiğini, somut olayda üçüncü kişi yararına borçlanan kişinin … olduğunu, dolayısıyla müvekkilinin …’tan bir alacağı olsa ve bu alacağını tahsil etmeye çalışsa, …’ın takas def’iinde bulunmasının mümkün olmadığını, çünkü …’ın müvekkilinden bir alacağının bulunmadığını, lehine borçlandığı davacının alacağını da def’i olarak ileri sürmesinin mümkün olmadığını, buna karşın davacının müvekkilinden alacak talebinde bulunması durumunda, müvekkilinin …’ın teminat mektubu dolayısıyla ödemek zorunda olduğu alacağı takas def’i olarak ileri sürebileceğini, çünkü …’ın zaten davacının borcu için o teminat mektubunu verdiğini, bir kimsenin zaten borçlu olduğu kişiden alacak talebinde bulunmasını kanun koyucunun doğru bulmadığını, dürüstlük kuralı gereği de bu durumun mümkün olmaması gerektiğini, … tarafından davacının borcu için davalıya verilen teminat mektubundan kaynaklanan alacağa dair açılan davaların derdest olduğunu, dolayısıyla müvekkilinin davalıdan alacaklı bulunduğunu ve bu alacak için verilen teminat mektubunu tahsil etmeye çalıştığını, bir yandan ise davacının müvekkilinden çok daha düşük miktarda bir alacak talebinde bulunduğunu, bu durumda müvekkilinin takas def’inin dinlenilmemesi için hiçbir gerekçenin bulunmadığını, TBK m.139/2 hükmüne göre; “Alacaklardan biri çekişmeli olsa bile takas ileri sürülebilir.” dendiğini, bir yandan müvekkilinin davacıdan olan alacağını tahsil edebilmek için teminat mektubunu paraya çevirmeye çalışırken; bir yandan da davacıya ödeme yapmak zorunda bırakılmasının hukuk mantığı içinde kabulünün mümkün olmadığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve davalı tarafça gerek dava konusu icra takibine vaki itiraz dilekçesinde, gerekse de işbu davada sunduğu cevap dilekçesinde, sadece dava dışı … A.Ş. tarafından davacının taşıma sözleşmesi gereği kararlaştırılan yükümlülüklerini yerine getirmemesi ihtimaline karşı müvekkiline sunulan teminat mektubunun paraya çevrilmesi talebiyle açılan davaya nedeniyle doğacak alacağına dayanarak takas mahsup def’inde bulunduğu, TBK.’nın 139. maddesi uyarınca takas def’inde bulunulabilmesi için her iki tarafın da karşılıklı olarak birbirinden alacaklı ve birbirine borçlu olmalarının gerektiği, teminat mektuplarında ise garanti veren bankanın, asıl borçtan bağımsız asli bir borç yükümlendiği, davalıya karşı doğan bu borcun borçlusunun dava dışı … A.Ş. olduğu, dolayısıyla somut uyuşmazlıkta davalının takas mahsup def’inde bulunabilmesi için TBK.’nın 139. maddesi uyarınca gereken karşılıklılık şartın gerçekleşmediği, bu itibarla mahkemece davalının takas mahsup def’inin reddedilmesinde bir isabetsizliğin bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 467,44 TL-TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, davalı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 116,86-TL nispi istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 350,58‬-TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 06/10/2022 tarihinde HMK 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 06/10/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip