Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
…
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/05/2021
NUMARASI : ….
DAVANIN KONUSU : İhtiyati Tedbir Kararına İtiraz
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 18/05/2021 tarih ve … sayılı kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbire itiraz eden karşı taraf davalı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: İhtiyati tedbir isteyen vekili; karşı tarafın “… …” ibareli kullanımlarının, müvekkilinin tanınmış “… markalarına, aynı ibareli internet alan adı ve ticaret ünvanına tecavüz teşkil ettiğini ileri sürerek markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, men’i, durdurulması istemli davada 10/05/2021 tarihli dilekçesi ile müvekkiline ait markalar ve müvekkili ürünleri ile karıştırılacak derecede benzer “…” markasının karşı tarafça her türlü ürün ve hizmete ilişkin tüm kullanımlarının önlenmesine, “…” markasının kullanıldığı tüm ürünlerin üretiminin, satış ve dağıtımının, ithal ve ihracının, yurt içinde satışa sunulmasının önlenmesine, dava konusu markanın kullanımı yoluyla müvekkili aleyhine marka tecavüzü ve haksız rekabet yaratan her türlü (3. Kişi elinde bulunanlar da dahil olmak üzere) mal ve ürün, hizmet, tabela, ambalaj, ilan, reklam, yayın, broşür, afiş ve sair her türlü tanıtım malzemesi, basılı kağıt, online internet adresi, tüm sosyal medya hesapları, fatura ve sair her türlü ticari evrak üzerinde kullanım da dahil olmak üzere tüm kullanımlarının önlenmesine, emin bir yerde muhafaza altına alınmasına, …, … adresli alan adına erişimin engellenmesine….. adresli Instagram hesabına erişimin engellenmesine dair ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
Karşı taraf vekili; İİK’nın 362. Maddesi uyarınca eğitim-öğretim dönemi içerisinde ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararı verilmeyeceğini, tedbir talebinin yerinde olmadığını savunarak talebin reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece ihtiyati tedbir isteminin kabulüne, davalı şirketin dava konusu yapılan ibareyi markasal olarak kullanımının tedbiren durdurulmasına, davacıdan 10.000,00 TL teminat alınmasına karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Karşı taraf vekili, bilirkişi raporuna karşı itiraz için kanuni süre dolmadan ve bu itirazları değerlendirilmeden verilen tedbir kararının usul ve kanuna aykırı olduğunu, bilirkişi raporunda ciddi eksikler bulunduğunu, marka hukuku konusunda uzman olan akademisyen bir bilirkişinin de bulunduğu yeni bir heyetten rapor alınması gerektiğini, mahkeme kararının gerekçeli olmadığını, asıl uyuşmazlığı çözer nitelikte tedbir kararı verilemeyeceğini, müvekkilinin Diyarbakır’ da faaliyet gösterdiğini, özel okula çocuğunu gönderen velilerin ortalama tüketici olmayıp , okul ücretlerinin yüksek olması nedeniyle uzun araştırmalar sonucu çocuklarını hangi okula göndereceklerine karar veren bir kitle olduğunu, tedbire konu hususların yargılamayı gerektirdiğini, ihtiyati tedbir şartlarının oluşmadığını, Türkiye’nin en tanınmış markalarından olan ihtiyati tedbir isteyenin dava sonunu bekleyemeyecek şekilde zarar görme ihtimalinin ve dava sonunda hakkını elde edemeyeceğinin düşünülemeyeceğini, aksine yerel bir marka olan müvekkilinin ticari faaliyetlerinin tedbir kararı yüzünden ağır şekilde zarara uğrayacağını, tedbir isteyen taraf markaları ile müvekkili markaları arasında iltibasa neden olabilecek bir benzerlik bulunmadığını, bilirkişi raporunda tedbir isteyen tarafın dava dilekçesinde dayanmadığı markasının da iltibas değerlendirmesinde dikkate alındığını, öte yandan bu marka eğitim ve öğretim hizmetleri için tescilli olsa da son beş yıldır bu hizmetlerde kullanılmadığını,”…” ibaresinin Türkiye’de yaygın bir soyad olduğunu ve ticaret alanında sıklıkla kullanıldığını, nitekim müvekkili şirketin ortaklarının da soyadının da “…” olduğunu, TPMK nezdinde tescilli … ibareli birçok markanın bulunduğunu, müvekkilinin yerel bir marka olarak Diyabakır ilinde tanındığını ve bugüne kadar ihtiyati tedbir isteyen şirket ile ilişkilendirilmediğini, müvekkilin kullanımlarının haksız rekabet ve tedbir isteyenin ticaret ünvanına tecavüz teşkil ettiği yönündeki bilirkişi tespitlerinin yerinde olmadığını, verilen tedbir kararının İİK’nın 362 maddesine aykırı olduğunu zira anılan maddeye göre özel okullara ait taşınır ve taşınmaz malların eğitim öğretim yılı içerinse haczedilemeyeceğini, bu maddenin kıyasen ihtiyati tedbir hükümlerine de uygulanması gerektiğini, mahkemece hükmedilen teminat miktarının da müvekkilinin zarar ziyanının karşılamaktan uzak bulunduğunu ileri sürerek ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, ihtiyati tedbir kararına itiraz istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, karşı tarafın “…” ibarel kullanımlarının ihtiyati tedbir isteyen şirketin “…” ibareli tescilli markalarına ve ticaret ünvanına dayalı haklarını ihlal niteliğinde olduğunu mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişi heyeti raporu ile tespit edildiği, SMK.’nın 159 ve HMK.’nın 390. maddeleri uyarınca yaklaşık ispat koşulu gerçekleştiğinden mahkemece yazılı şekilde ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik olmadığı, İİK’nın 362. maddesinin somut olay bakımından uygulanma yeri bulunmadığı, takdir edilen 10.000 TL nakdi teminatın dosya kapsamı ile uyumlu olduğu anlaşılmakla karşı taraf vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Karşı taraf vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Karşı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan maktu harcın mahsubu ile yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf aşamasında karşı tarafça yapılan yargılama giderlerinin uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın tebliğ işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 18/06/2021 tarihinde HMK.’nın 362/1-f maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 08/07/2021
Başkan
…
Üye
…
Üye
…
Katip
…