Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/974 E. 2023/969 K. 12.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/974 – 2023/969
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/974
KARAR NO : 2023/969
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/03/2021
NUMARASI : 2020/32 E. – 2021/83 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 17/03/2021 tarih ve 2020/32 Esas – 2021/83 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacı vekili, müvekkilinin 2018/95799 sayılı “…” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, bu başvurunun ilanına davalı Şirket tarafından “…” asıl unsurlu markalar dayalı olarak itiraz edildiğini, Markalar Dairesi Başkanlığınca itirazın kabul edilerek müvekkili başvurusunun reddine karar verildiğini, müvekkilince bu karara yapılan itirazın ise YİDK tarafından reddedildiğini, alınan kararın usul ve yasaya aykırı bulunduğunu, her ne kadar taraf markalarında “…” ibaresi ortak olarak kullanılmış ise de markalardaki hakim unsurların “…” ve “…” ibarelerinden oluştuğunu, ayrıca “…” ibaresinin markaların kullanıldığı ürünlerle ilgili bir kelime olduğunu, tali unsur olarak kullanılan “…” ibaresinin kullanılmasının bir benzerlik, iltibas ya da karıştırılma sonucuna neden olmayacağını, markaların görsel ve işitsel açıdan birbirinden tamamen farklı bulunduklarını, markada müvekkilinin tanınmış … ibaresinin kullanılması ile yapılan hizmetin …’e ait olduğuna işaret edilmek istendiğini, … ibaresinin ulusal ve uluslararası pek çok şirket tarafından kullanılmasının bu ibarenin zayıf marka olduğunun açıkça göstergesi olduğunu, … ibaresinin ancak başka kelimeler ile kombine edildiği takdirde bir anlam ifade ettiğini, … kelimesinin gelişen teknoloji ile yaygın bir şekilde kullanılan ibare olması sebebi ile tek başına davalının kullanımına bırakılamayacağını ileri sürerek, YİDK’in 2019-M-10043 sayılı kararının iptaline, müvekkili başvurusunun tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile redde mesnet markalar arasında karıştırılmaya yol açacak düzeyde benzerlik bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, dava konusu başvuru ile müvekkilinin “…” esas unsurlu markaları arasında ayırt edilmeyecek kadar benzerlik bulunduğunu, aynı ve ilişkili hizmetleri kapsadığını, markalarda yer alan “…” ve “…” ibarelerinin çatı marka niteliğinde olması nedeniyle markalar arası benzerlik değerlendirilmesinde dikkate alınamayacaklarını, müvekkilinin markasında yer alan “…” ibaresinin tescil edildiği hizmetler bakımından ayırt edici niteliği haiz olduğunu, hiçbir surette zayıf marka olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacının “… …” ibareli marka başvurusu ile davalının “… ” ibareli tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ve sesçil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, her iki taraf markasında “…” ibaresinin asli ve belirleyici olarak ön planda olduğundan karşılaştırmada bu ibarenin esas alınması gerektiği, çatı markası olduğu ileri sürülen … ibaresinin daha küçük puntoda yazıldığı ve başvuruda tali unsur olarak göründüğü, ortalama düzeydeki tüketici kesimi nezdinde başvuru konusu işaret ile davalı markaları arasında işletmesel bağlantı olduğu ya da idari ve ekonomik açıdan birbiriyle bağlantılı işletme tarafından piyasaya sunulan markalı hizmetler algısı oluşabileceği, bu açıdan SMK’nın 6/1 maddesi koşullarının oluştuğu ve dava konusu YİDK kararının yerinde bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, yargılama süresince dava dosyasına sundukları açıklamalar, Yargıtay kararları ve bu kararlara oldukça paralel görüşler içeren bilirkişi raporu ile taraf markaları arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığının ortaya konulduğunu, buna rağmen müvekkilinin çatı markasını oluşturan “…” ibaresi tali unsur olarak görülerek, yalnızca bu gerekçe ile markaların karıştırılacağı sonuca varıldığını, dava konusu başvuruda yer alan “…” ve “…” ibarelerinin ayırt ediciliklerinin zayıf olduğunu, başvurunun asli unsurunu “…” ibaresinin oluşturduğunu, markalar arasında kesinlikle karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İşlem dosyasının incelenmesinden; davacının 26.10.2018 tarihinde “…” ibareli marka başvurusunda bulunduğu, başvuru kapsamında 36. sınıftaki “Sigorta hizmetleri. Finansal ve parasal hizmetler. Gayrimenkul komisyonculuğu, müşavirliği ve idaresi hizmetleri. Gümrük müşavirliği hizmetleri.”
yer aldığı, davalı Şirketin 2016/50035
sayılı ” … “, 2017/46971 sayılı “… … “, 2017/46973 sayılı “… … “, 2017/46974 sayılı “… ” ibareli markalara dayalı olarak karıştırılma tehlikesi gerekçesiyle başvuruya itiraz ettiği, Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından itirazın kabul edilerek başvurunun reddine karar verildiği, davacı tarafça bu karara yapılan itirazın ise YİDK’in 25.11.2019 tarih, 2019-M-10043 sayılı kararıyla reddedildiği ve ret kararının davacıya 27.11.2019 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Buna göre dosya kapsamındaki uyuşmazlık, davacı Şirketin başvurusuna konu marka ile redde mesnet markalar arasında SMK’nın 6/1. maddesi kapsamında karıştırılma tehlikesi olup olmadığıdır.
Somut uyuşmazlığa uygulanması gereken 6769 sayılı SMK’nın 6/1. maddesinde, tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvurunun reddedileceği belirtilmiştir. Açıklanan hüküm çerçevesinde markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir. İltibas, iki ayrı marka karşısında bulunan kişilerin, bu markaların benzerliği sebebiyle sunulan mal veya hizmetlerin aynı işletmeye veya ekonomik olarak bağlantı içerisinde bulunan işletmelere ait olduğunu düşünmeleri veya düşünme ihtimalleridir (Savaş Bozbel, Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2015, s. 408- 409). Diğer taraftan, karıştırılma ihtimalinin değerlendirilmesinde markanın ayırt edicilik gücünün de dikkate alınması gerekmektedir. Ayırt ediciliği zayıf olan markalar bakımından karıştırılma ihtimalinin mevcudiyeti daha az olacaktır (Uğur Çolak, Türk Marka Hukuku, İstanbul, Eylül 2018, s.247).
Yapılan açıklamalar çerçevesinde somut uyuşmazlık incelendiğinde; dava konusu başvuru “…” ibareli olup, redde mesnet markalarda da dava konusu başvuruda yer alan “…” ibaresi yer almaktadır. Taraf markalarında ortak olarak yer alan “…” ibaresi, dosyada mevcut bilirkişi raporunda açıklandığı üzere robot tavsiye sistemleri, yatırım tavsiyeleri sunan dijital platform ve uygulamaları ifade etmek için kullanılan bir ibaredir. Bu sistem, insan müdahalesi olmadan teknolojik altyapıya sahip, milyonlarca müşteri için kişiye özel hesaplamalar yapmakta ve herkesin tavsiyesini ayrı ayrı takip etmektedir. Müşteriler için her yerden kolayca erişilebilir biçimde sunmayı ve herkese aynı kalitede eşit dijital yatırım danışmanlığı hizmeti vermeyi amaçlayan bir sistemdir. Buna göre … ibaresi, bir dijital yatırım sistemi olup, bankacılık ve finans sektöründe yaygın kullanılan ve herkesin kullanımına açık bu ibarenin davalının tekeline verilmesi söz konusu değildir. Bu durumda ilk derece mahkemesince, “…” ibaresinin, başvuru kapsamındaki 36. sınıf hizmetler yönünden tanımlayıcı ya da tanımlayıcılığa yakın bir ibare olduğu, ayırt edicilik taşımadığı ve herkesin kullanımına açık bulunduğu, bunun dışında kalan unsurlar itibariyle de taraf markaları arasında herhangi bir benzerlik olmadığı, ayırt edicilik taşımayan “…” ibaresinin markalarda ortak olarak yer almasının markalar arasında karıştırılma tehlikesine yol açmayacağı, akisinin kabulü halinde bankacılık ve finans sektöründe yaygın olarak kullanılan “…” ibaresinin davalının tekeline alınacağı, bu nedenlerle taraf marka işaretleri arasında karıştırılma tehlikesinin bulunmadığı gözetilerek, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
HMK.’nın 353/1-b-2. maddesine göre, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK ‘nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince KABULÜ ile Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 17/03/2021 gün ve 2020/32 Esas – 2021/83 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Davanın KABULÜ ile … Kurumunun 25/11/2019 tarih ve 2019-M-10043 sayılı YİDK kararının İPTALİNE,
3-Markanın tesciline ilişkin talebin, söz konusu işlem idari nitelikte bulunduğundan reddine,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 269,85 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile kalan 215,45 TL’nin davalı … T.A.Ş ile davalı … Kurumundan alınarak Hazineye irat kaydına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre belirlenen 15.000,00 TL maktu vekalet ücretinin davalı … T.A.Ş ile davalı …. Kurumundan alınarak davacıya verilmesine,
6-HGK’nun 22.03.2017 tarih, 2017/78-521 E.,K. sayılı ilamında açıklandığı üzere markanın tesciline yönelik talep ayrı bir dava olmadığından bu talebin reddi nedeniyle davalılar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından ilk derece yargılaması sırasında yapılan 1.800,00 TL bilirkişi ücreti, 107,00 TL tebligat ve posta gideri, İstinaf aşamasında yapılan 60,00 TL tebligat ve posta ücreti, 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcından oluşan toplam 2.129,1‬0 TL yargılama giderine, 54,40 TL peşin harç, 54,40 TL başvurma harcı eklenerek oluşan toplam 2.237,9‬0 TL’nin davalı … T.A.Ş ile davalı … Kurumundan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı … T.A.Ş ile davalı … Kurumu tarafından ilk derece mahkemesinin yargılaması sırasında herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
9-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
10-Davacıdan peşin olarak alınan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
11-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 12/07/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 19/07/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.