Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/97 E. 2022/1594 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/97 – 2022/1594
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/97
KARAR NO : 2022/1594
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/09/2020
NUMARASI : 2019/129 E. – 2020/162 K.

ASIL VE BİRLEŞEN DAVADA
DAVACI :
VEKİLİ :
ASIL DAVADA DAVALI :
BİRLEŞEN DAVADA
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 09/09/2020 tarih ve 2019/129 E. – 2020/162 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Asıl ve birleşen davada davacı vekili, müvekkilinin … sayılı “…” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, davalı Şirketin “…” ibareli markasına dayalı olarak bu başvuruya yaptığı itirazın, davalı Kurum tarafından yerinde görülerek, müvekkili başvurusunun reddine karar verildiğini, alınan kararın usul ve yasaya aykırı bulunduğunu, müvekkilinin “…” ibaresinin, Türkiye’nin en büyük kurumsal firmalarını bir araya getiren sosyal bir iş platformu olduğunu, bu platformun şirketler arası ilişkilerin inşasını, networking ve yeni iş potansiyellerini sunma, bu bağlamda fuar ve etkinlikler düzenleme amacı güttüğünü, “…” ibaresinin İngilizce kökenli olduğunu, kurumsal anlamı taşıdığını, redde mesnet olan “… …” ibaresi ile müvekkili başvurusunun görsel ve işitsel olarak benzer olmadığını, tanınmış markanın ününden haksız olarak yarar sağlaması, markanın itibarının zarar görmesi, ayırt edici karakterinin zedelenmesi gibi bir durumun da söz konusu olmayacağını, markaların hitap ettiği kitleler nezdinde karıştırılma tehlikesinin doğmayacağını ileri sürerek, YİDK’in 2019-M-1183 sayılı kararın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile redde mesnet marka arasında karıştırılmaya yol açacak düzeyde benzerlik bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davalı Şirket vekili, davacının “…” markası ile müvekkiline “… …” markasının ayırt edilmeyecek kadar benzer olduğunu, taraf markaların kapsamındaki emtianın da aynı bulunduğunu, bu nedenle markalar arasında iltibas tehlikesinin mevcut olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacının “…” ibareli marka başvurusu ile davalının “…” markası arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ve sesçil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, ortalama düzeydeki tüketici kesimi nezdinde başvuru konusu işaret ile davalı markası arasında yargılama konusu hizmetler için işletmesel bağlantı olduğu ya da idari ve ekonomik açıdan birbiriyle bağlantılı işletme tarafından piyasaya sunulan markalı hizmetler algısı oluşabileceği, bu açıdan taraf markaları arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesindeki iltibasın bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, “…” ibaresinin İngilizce bir kelime olup Türkçe’de “kurumsal” anlamına geldiğini, kurumsal kelimesinin bütün şirketlerin kullanabileceği tamamlayıcı nitelikte bir kelime olduğunu, bu tür tamamlayıcı kelimelerin bir şirketin tekeline bırakılmasının doğru olmadığını, dosyada yapılan bilirkişi incelemesinde markaların ve temsil ettikleri hizmetlerin türleri bakımından fiili bir araştırma yapılmadığını, davalının markasının çalışanların spor hayatına/atletik yaşamına ilişkin bir marka olduğunu ve vurgunun …(sporcu/atletler) kısmında toplandığını, müvekkilinin markasının sporla, atletizmle, zaman/tempo enerji ayarlamayla hiçbir alakası olmadığını, bu bağlamda hitap edilen kitlenin de birbirinden tamamen farklı bulunduğunu, müvekkilinin hitap ettiği tüketici kitlesinin, orta düzey tüketici kitlesi olmadığını ve “…” kelimesinin anlamını bilecek düzeyde İngilizceye sahip bir kitle olduğunu, davalının markasının Jack Groppel tarafından yazılmış ve tanınmış bir kitap olan “…?) isimli kitaptan esinlenerek sporla iş hayatındaki performansı arttırmaya yönelik ülkemizde faal dahi olmayan bir projeye ilişkin olduğunu, bilirkişilerce bu hususa hiç değinilmediğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “…” ibareli başvuru ile redde mesnet “…” ibareli marka arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde karıştırılma tehlikesinin bulunduğu, zira her iki markada da “…” ibaresinin asli unsur olarak kullanıldığı, her ne kadar davacı tarafça “kurumsal anlamına gelen “…” ibaresinin ayırt ediciliğinin bulunmadığı ileri sürülmüş ise de dosyada mevcut bilirkişi raporunda da açıklandığı üzere bu ibarenin yaygın bir kullanımının olmadığı ve dava konusu başvurunun kapsamında yer alan hizmetlerin ortalama tüketicilerince bilinmeyeceği, kaldı ki başvuruda yer verilen diğer unsurların da ayırt ediciliği sağlamaya yeterli bulunmadıkları, öte yandan tescilli olduğu sürece markanın korunmasının esas olduğu, dolayısıyla bu yöne ilişkin istinaf itirazlarının da yerinde bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30-TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 15/12/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 13/01/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.