Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/968 E. 2021/1051 K. 09.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/02/2021
NUMARASI …..

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 23/02/2021 tarih ve …… sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili nezdinde …….. poliçesi ile sigortalı bulunan emtianın, davalı tarafından Ankara’dan Antalya’ya taşınması sırasında nakliye aracının devrilmesi sonucu hasara uğradığını, hasar nedeniyle dava dışı sigortalı …….A.Ş.’ye 18/10/2017 tarihinde 302.904,00 TL ödeme yapıldığını, hasardan davalı taşıyıcının sorumlu olduğunu, sigortalıya ödenen bedelin davalı taşıyıcıdan tahsili amacıyla başlatıkları icra takibinin davalının haksız itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacının, dava dışı … ….” sözleşmesinde, sevkiyatın bir tüzel kişi ile yapılması veya sevkiyatın hukuken geçerli bir yazılı taşıma sözleşmesine bağlı olarak yapılması gerektiğinin kararlaştırıldığını, müvekkilinin tüzel kişiliğinin olmadığını ve müvekkili ile dava dışı sigortalı arasında yazılı sözleşme bulunmadığını, bu nedenle … sözleşmesinin özel şartlarının gerçekleşmediğini, talep edilen hasarın poliçe kapsamında olmadığını bu nedenle davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığını, ayrıca emtianın yüklemesinin müvekkili tarafından yapılmadığını ve beton köşk ve beton trafo merkezinin yükleme hatası nedeniyle devrildiğini, araç şoförü kusurlu olmadığından müvekkiline atfedilecek kusur bulunmadığını, hasar miktarının hatalı tespit edildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava dışı … …. ait emtianın davalı tarafından taşınması sırasında hasarlandığı, bu haksız eylemden ötürü dava dışı … ….. sözlü taşıma sözleşmesine dayalı olarak davalıdan hak talebi mümkün olmakla birlikte, davacı … şirketi yönünden ayrıca değerlendirilme yapılması gerektiği, eldeki davada, aktif dava ehliyetinin varlığının 6102 sayılı TTK’nın 1472. maddesi kapsamında halefiyet sonucunu doğuracak bir ödeme yapılmasına bağlı olduğu, davacı ile sigortalı arasında düzenlenen poliçenin özel şartlarında “Teminat, taşımayı yapan nakliyecinin bir tüzel kişilik olması ve sevkiyatın hukuken geçerli yazılı bir taşıma sözleşmesine bağlı olarak yapılması kaydı ile geçerlidir. Aksi halde teminat geçersiz sayılacaktır.” düzenlemesinin bulunduğu, davalının ‘tüzel kişi’ olmadığı ve sevkiyatın hukuken geçerli ‘yazılı’ taşıma sözleşmesi ile yapılmadığı, poliçedeki özel şartın yokluğunun, teminatı geçersiz kılacağı, diğer taraftan davacı tarafça dava dışı sigortalı tarafından düzenlenmiş bir temlikname de sunulmadığı, bu durumda, davacının aktif dava ehliyetinin bulunduğundan söz edilemeyeceği gerekçesiyle davanın HMK m.114/1-d delaletiyle HMK m.115/2 uyarınca, dava şartı yokluğundan, usulden reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; dava dilekçesi ve delil dilekçesi ekinde dava dışı sigortalı tarafından düzenlenen temliknamenin-ibranamenin sunulmuş olmasına rağmen mahkemece bu belgenin nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesinin eksik incelmeye dayalı olduğunu, … poliçesinin geçerli olduğu bir dönemde meydan gelen hasar ile ilgili dava dışı sigortalıya ödeme yapan müvekkili bakımından TTK hükümleri gereği halefiyet şartlarının oluştuğu gibi alacağın temliki hükümleri kapsamında da rücu hakkının bulunduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, nakliyat emtia … poliçesine dayalı olarak davacı sigortacı tarafından dava dışı sigortalısına ödenen tazminatı tutarının davalı taşıyıcıdan rücuan tahsili amacıyla başlatılan icra takibne vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacı ile dava dışı sigortalı arasında düzenlenen nakliyat emtia … poliçesinde; teminatın, taşımayı yapan nakliyecinin bir tüzel kişilik olması ve sevkiyatın hukuken geçerli yazılı bir taşıma sözleşmesine bağlı olarak yapılması kaydı ile geçerli olacağının, aksi halde teminat geçersiz sayılacağının düzenlenmesi, davalı taşıyıcının tüzel kişiliğinin bulunmaması ve dava dışı sigortalı ile davalı taşıyıcı arasında yazılı bir taşıma sözleşmesi bulunmaması karşısında poliçe teminatında olmayan hasar bedelini dava dışı sigortalısına ödeyen davacı … şirketinin ödediği bedeli TTK’nın 1472. maddesine dayalı olarak davalı taşıyıcıdan talep edemeyeceği, öte yandan dosyaya ibraz edilen “…/… …” başlıklı belgede “…..mevzu bahis hasardan mesul olanlara karşı rücu hakkımı(zı) kayıtsız ve şartsız … … A.Ş’ye devir ettiğimi(zi) ve ayırca B.K 162. Ve müteakip maddeleri hükümlerine göre temlik ettiğimi(zi) beyan kabul ve taahhüt ederim(iz)” şekilde beyanda bulunulduğu ancak anılan şekilde beyanda bulunan ve ibranameyi imzalayan …’un, 13/10/2017 … imza tarihinde dava dışı sigortalı şirketi tek başına temsil ve ilzama yetkili olmadığının, Dairemize … adresinden temin edilen ticaret sicil gazetesi örneklerinden anlaşıldığı, buna göre dava dışı sigortalı şirket tarafından yapılmış geçerli bir temlik beyanından söz edilemeyeceğinden mahkemece davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 7251 sayılı Kanun’la değişik 353/1-b.3 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan maktu harcın mahsubu ile yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 09.09.2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 25/09/2021

…..

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.