Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/965 E. 2021/998 K. 02.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/03/2021
NUMARASI :…

DAVANIN KONUSU : Deniz Ticaret (Deniz Taşımacılığı Kaynaklı)

Taraflar arasında görülen davada Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 04/03/2021 tarih ve …. K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan 07/06/2019 tarihli sözleşme gereğince, müvekkili şirket tarafından yaklaşık 29.400 … dökme soda yükünün …/… …, … …/.. ….. taşınmasının taahhüt edildiğini, sözleşme gereğince müvekkili tarafından ambarların soda yükü için elverişli hale getirildiğini, davalı tarafından sözleşmede böyle bir hüküm olmamasına rağmen ambarların “…”nde olmasının talep edildiğini, bunun üzerine müvekkilinin sözleşmeye aykırı olsa da talep edilen hususların kabul edileceğini, buna karşılık navlunun değiştirilmesi gerektiğini ve sözleşmede belirlenen sürenin yeterli olmadığını bildirdiğini, bu talebin davalı tarafça reddedildiğini ve davalının … … tarafından tamamen haksız olarak verilen olumsuz görüş sebebiyle 19.06.2019 tarihli e-mail ile sözleşmeyi feshettiğini, müvekkilinin tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini ortaya koymak ve geminin yükü taşımaya elverişli olup olmadığının bilirkişi aracılığıyla tespiti açısından Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi… D.iş sayılı dosyasında rapor alındığını ileri sürerek, müvekkilinin 249.506,21 USD tutarındaki zararının temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, sözleşmenin 24. maddesindeki … şartı nedeniyle davanın görev yönünden reddedilmesinin gerektiğini, bu maddede uygulanacak hukukun İngiliz Hukuku olarak kararlaştırıldığını, … ilk itirazında bulunduklarını, davacı tarafın sözleşmeye aykırı hareket ettiğini, geminin yüke elverişli olmadığının, sözleşme kapsamında bu konuda karar vermesi gereken … raporunda belirlendiğini, … Serveyörleri ile davacı ve gemi kaptanı tarafından herhangi bir ihtirazı kayıt öne sürülmeden rapor düzenlendiğini ve imza altına alındığını, geminin yüke elverişli hale gelebileceği tarihin 24.06.2019 olarak, yani denetimden 6 gün/144 saat sonrası olabileceğinin belirtildiğini, müvekkili şirketin, sözleşmenin 21/4. maddesindeki, “…Geminin ambarları/ambar ağzı kapakları denetimden ret sonucu aldıktan sonra, geminin … denetçisi tarafından onaylanacak şekilde yüklemeye hazır olması için 36 saatten daha fazla zamana ihtiyaç duyması halinde çartererler, başkaca bir bildirime gerek kalmaksızın ve navlun, ölü navlun veya demuraj borcu veya yükümlülüğü olmaksızın gemi kiralama sözleşmesini iptal etme opsiyonuna sahip olacaktır.” hükmü ve sözleşmedeki diğer hükümler çerçevesinde sözleşmeyi fesih hakkına sahip olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece taraflar arasında imzalandığı kabul edilen sözleşmenin 24. maddesinde, “Cereyan edecek sorunlarda sulhen çözüme ulaşılamaması durumunda … … Kuralları uygulanacaktır. İngiltere kanunları geçerli olacaktır” hükmünün bulunduğu, her ne kadar davacı vekilince, anılan sözleşmenin müvekkili şirket tarafından değil acentesi tarafından imzalandığı iddia edilerek, … şartının müvekkilini bağlamayacağı belirtilmiş ise de dava dilekçesindeki açıklamalarda sözleşmenin benimsendiği, sözleşmenin haksız feshi nedeniyle tazminat talebinde bulunulması karşısında, … şartının kendisini bağlayacağı, sözleşmenin 24. maddesinde cereyan edebilecek sorunlarda sulhen çözüme ulaşılamaması durumunda … … Kuralları’nın uygulanacağının kararlaştırılması, İngiltere Kanunları’nın geçerli kabul edilmesi karşısında, süresinde yapılan … ilk itirazına itibar edildiği gerekçesiyle davanın … şartı nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkilinin … adlı geminin maliki/donatanı olduğunu, taraflar arasında akdedilen 07.06.2019 tarihli sözleşmenin 21.4 maddesi hükmü gereğince ambarların “süpürülmüş, temiz su ile yıkanmış, kuru, kokusuz; daha önceki kargolardan kalma pas, pas kalıntısı, gevşek pas ve tortudan arındırılmış” olmasının gerektiğini, müvekkilinin ambarları sözleşmede belirtildiği gibi temizleyip boyayarak, dökme soda yükü için elverişli hale getirdiğini, davalının sözleşmede böyle bir hüküm olmamasına rağmen, ambarların “…”nde olmasının talep ettiğini ve … … tarafından tamamen haksız olarak verilen olumsuz görüş sebebiyle sözleşmeyi feshettiğini, bu haksız fesih nedeniyle müvekkili nezdinde birçok zararın oluşmasına sebebiyet verdiğini, bu durumun Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi…D.İş sayılı dosyası tahtında tanzim edilen bilirkişi raporu ile de sabit olduğunu, öncelikle tacirler arasındaki yetki sözleşmelerinin geçerli olabilmesi için HMK 18/2 maddesi hükmü uyarınca yazılı olarak akdedilmiş olmasının gerektiğini, oysa ki somut olayda yazılı şekilde yapılmış ve müvekkili tarafından imzalanmış ve uyuşmazlığın …’da … usulü ile çözümleneceğine ilişkin herhangi bir yetki sözleşmesinin bulunmadığını, ayrıca dava konusu olayda her iki tarafın da, acentelerinin de, geminin de, … … de Türk olduğunu, dolayısıyla davada herhangi (objektif) bir yabancılık unsurunun bulunmadığını, bu bakımdan … “Yetki anlaşması ve sınırları” başlıklı 47. maddesine göre hiçbir yabancılık unsuru barındırmayan dava konusu uyuşmazlık hakkında yetki sözleşmesinin akdedilmesinin mümkün olmadığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, taşıma sözleşmesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve 6100 sayılı HMK.’nın 407. maddesinde, bu kanunda yer alan hükümlerin, Milletlerarası … Kanununun tanımladığı anlamda yabancılık unsuru içermeyen ve … yerinin Türkiye olarak belirlendiği uyuşmazlıklarda uygulanacağının belirtildiği, Milletlerarası … Kanununun 1/2. maddesinde de bu kanunun, yabancılık unsuru taşıyan ve … yerinin Türkiye olarak belirlendiği veya bu kanun hükümlerinin seçildiği uyuşmazlıklarda uygulanacağının bildirildiği, dolayısıyla her iki kanunun da somut uyuşmazlıkta uygulanma yerinin bulunmadığı, MÖHUK.’nun 47/1. maddesinde ise münhasır yetkinin söz konusu olmadığı durumlarda, tarafların yabancılık unsuru taşıyan uyuşmazlıklarda, yabancı bir devletin mahkemesinde görülmesinde anlaşabileceklerinin, anlaşmanın yazılı delille ispatlanırsa geçerli olacağının düzenlendiği, yabancılık unsurunun ise “kişi bakımından” söz konusu olabileceği gibi “yer bakımından” da söz konusu olabileceği, buna göre somut uyuşmazlıkta da dava konusu sözleşmenin ifa yerinin yabancı bir ülke olması nedeniyle, yer bakımından yabancılık unsurunun bulunduğu, dolayısıyla somut uyuşmazlıkta da … şartının geçerli olup, Yargıtay 11. H.D.’nin 25.02.2019 tarih ve…., Yargıtay 12. H.D.’nin 04.03.2010 tarih ve…K. sayılı ilamlarının da aynı yönde olduğu, davacı vekilince ileri sürülen ve taraflar arasında imzalanmış, uyuşmazlığın …’da … usulü ile çözümleneceğine ilişkin herhangi bir yetki sözleşmesinin bulunmadığı iddiasına gelince, dava konusu 07.06.2019 tarihli sözleşmenin davacı tarafça hazırlanarak e posta yoluyla davalıya gönderildiği, hatta bu sözleşmenin 21.4. maddesine aykırı davranıldığını ileri sürülerek davalıdan tazminat talep edildiği, yine davacı tarafça kendi edimlerinin, borçlandığı biçimde yerine getirildiği iddiasına da dayanıldığı, artık bu aşamadan sonra, davacının … şartının geçersizliğini ileri sürmesinin, hakkın kötüye kullanılması teşkil edeceği (Yargıtay 30.09.1988 tarih ve … sayılı İBK), sonuç olarak mahkemece de yazılı gerekçelerle davanın … şartı nedeniyle usulden reddine karar verilmesinde bir isabetsizliğin bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan maktu harcın mahsubu ile yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 02/07/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 02/07/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip