Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/964 E. 2023/842 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/964
KARAR NO : 2023/842
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/01/2021
NUMARASI : 2020/146 E. – 2021/44 K.

DAVACI :
VEKİLİ
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 27/01/2021 tarih ve 2020/146 E. – 2021/44 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkilinin 2018/75122 sayılı ve “…” ibareli marka başvurusunun, davalı Şirketin 2015/28811 sayılı ve “…” ibareli markasına dayalı olarak yaptığı itiraz sonucu, Markalar Dairesi Başkanlığınca reddedildiğini, bu karara karşı yaptıkları itirazlarının da dava konusu YİDK kararı ile reddedildiğini, oysa taraf markaları arasında görsel, işitsel , anlamsal bir benzerliğin bulunmadığını, “…” ibaresinin tek başına ayırt ediciliği bulunmadığını, tanımlayıcı ve zayıf bir ibare olduğu nu, davalı Kurum nezdinde aynı ibareli birçok markanın tescilli bulunduğunu, dava konusu başvuru ile redde mesnet marka arasında iltibas olmadığını ileri sürerek, YİDK’ın 2019-M-11657 sayılı kararının iptaline ve dava konusu başvurunun tescil işlemlerinin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Kurumu vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, taraf markaları arasında iltibas bulunduğunu, dava konusu markanın müvekkilinin seri markalarından biri olarak algılanacağını, “…” ibaresinin ayırt edici olduğunu, müvekkilinin yoğun kullanımı sebebiyle ayırt edicilik kazandığını ve tanınmış hale geldiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu başvuru ile redde mesnet marka arasında uyuşmazlık konusu olan tüm hizmetler yönünden SM’KIn 6/1 maddesindeki iltibas koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, taraf markaları arasında benzerlik bulunmadığını, markalarda ortak olarak yer alan “…” ibaresinin tek başına ayırt ediciliği olmayan zayıf bir ibare olduğunu, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu hususun dikkate alınmadığını, bilirkişi raporuna karşı yaptıkları itirazlarının değerlendirilmediğini, “…” ibareli tescilli birçok markanın bulunduğunu, müvekkilinin markasının bir bütün olarak redde mesnet markadan farklı olduğunu, başvuruda “…” ibaresinin ön plana çıkarılmadığını, diğer yandan davacı ile davalı Şirketin faaliyet alanlarının farklı bulunduğunu, dava konusu başvurunun SMK’nın 5/1-b ve c bentleri uyarınca kısmen reddine dair Markalar Dairesi Başkanlığı kararına yaptıkları itirazın kabulü üzerine anılan maddeler kapsamında başvurudan çıkarılan hizmetlerin ilanı sonrası davacının itirazı üzerine başvurunun anılan hizmetler yönünde reddine dair YİDK kararının iptali istemiyle açtıkları dava sonucunda Ankara 3. FSHHM’nin 2020/349 esas ve 2021/173 karar sayılı ilamıyla taraf markaları arasında benzerlik olmadığı kabul edilerek, YİDK kararının iptaline karar verildiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulü istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka başvurusunun reddine dair YİDK kararının iptali ve başvurunun tescili işlemlerine devam edilmesine karar verilmesi istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “…” ibareli dava konusu başvuru ile davalı Şirkete ait 2015/28811 sayılı ve “…” ibareli redde mesnet marka arasında uyuşmazlık konusu olan tüm hizmetler yönünden, SMK’nın 6/1 maddesi anlamında iltibas tehlikesi bulunduğu, zira redde mesnet markanın asli unsurunu oluşturan “…” ibaresinin, dava konusu başvuruda da aynen asli unsur olarak yer aldığı, anılan ibarenin uyuşmazlık konusu konusu hizmetler yönünden ayırt ediciliğinin düşük olduğu söylenemeyeceği gibi bir an için aksinin kabulünde dahi dava konusu başvuruda yer alan diğer unsurların yeterli ayırt ediciliği sağlamadığı, uyuşmazlık konusu 35,37,38,39,42 ve 45. sınıf hizmetlerin redde mesnet marka kapsamında yer alan mal ve hizmetlerle aynı ve benzer bulunduğu, her ne kadar ilk derece mahkemesince işbu dava bakımından uyuşmazlık konusu olmayan ve dava konusu başvurunun SMK’nın 5/1-b ve c maddeleri uyarınca resmen reddedildiği 35. sınıf “Müşterilerin malları elverişli
bir şekilde görmesi ve satın alması için; İş makineleri: dozerler, kepçeler, ekskavatörler, yol yapım ve kaplama
makinaları, sondaj makinaları, kaya delme makinaları, süpürme makinaları ve aynı işleve sahip robotik
mekanizmalar. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri;(belirtilen hizmetler perakende, toptan satış
mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” ve 37. sınıf “İnşaat hizmetleri, inşaat araç – gereçlerinin ve iş makinelerinin kiralanması hizmetleri” yönünden değerlendirme yapılması doğru değilse de bu husus sonuca etkili görülmediğinden, Dairemizce kararın kaldırılması nedeni yapılmadığı, diğer taraftan iltibas değerlendirmesinde marka kapsamları esas olduğundan, tarafların fiilen farklı sektörlerde faaliyet göstermelerinin sonuca bir etkisinin bulunmadığı, ayrıca deracaattan geçerek kesinleşmeyen mahkeme kararları emsal alınamayacağı gibi Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve 2014/11 E., 2016/778 K. sayılı kararında da belirtildiği gibi iltibas değerlendirmesi, hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümleneceğinden, davacı vekilinin bilirkişi raporuna yönelik istinaf itirazlarının da yerinde bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 120,6‬0-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile 15/06/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 09/07/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip