Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/960 E. 2023/956 K. 12.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/960 – 2023/956
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/960
KARAR NO : 2023/956
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/06/2020
NUMARASI : 2019/138 E. – 2020/64 K.

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : YİDK Marka Kararının İptali ile Marka Hükümsüzlğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 24/06/2020 tarih ve 2019/138 E. – 2020/64 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin “…” ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, dava şahsın “2017/92752 sayılı ve “… ” ibareli marka başvurusuna yaptıkları itirazın davalı … Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerledirme Kurulunun kararıyla nihai olarak reddedildiğini, oysa başvurunun müvekkilinin markalarıyla ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, daha önce “…” ibaresini taşıyan çok sayıda marka başvurusunun müvekkili markaları nedeniyle reddedildiğini, başvurunun iltibasa sebebiyet vereceğini, müvekkilinin markalarının tanınmışlığından haksız yarar elde edeceğini, başvurunun müvekkilinin ticaret unvanını esas unsur olarak ihtiva da ettiğini ileri sürerek, YİDK’nın 2019-M-6141 sayılı kararının iptaline ve davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Kurumu vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı şahıs davaya cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, emtia benzerliğinin gerçekleştiği, markayı oluşturan umumi görünümde, ortalama tüketici nezdinde markasal ayırt edici unsurun “… ” ibaresi olduğu, “…” kelimesinin tescil edilmek istenen mal ve hizmetler bakımından doğrudan tanımlayıcı bir niteliğinin bulunmadığı ve “…” ibaresi ile birlikte tamlama oluşturacak şekilde konumlandırıldığı, bir bütün olarak “… ” ibaresinin markasal ayırt ediciliği üzerinde taşıyan esas unsur olduğu, “…” ibaresinin gerek bilinen yırtıcı bir kuş türü, gerekse ülkemizde yaygın kullanılan bir erkek ismi olması hasebiyle başlangıçtaki ayırt ediciliğinin yüksek olmadığı, ortalama tüketicinin davalı … ‘a ait markayı gördüğünde görsel, işitsel ve kavramsal olarak bu markanın davacıya ait itiraza mesnet markalardan farklı bir marka olduğunu algılayabileceği, zira “… ” ibaresinin ilk bakışta kavramsal olarak usta niteliği bulunan bir erkek ismine atıf yaptığı, davacıya ait markaları oluşturan yırtıcı kuş türünü akla getirmediği, özellikle kavramsal bakımdan ortaya çıkan bu farklılığın markalar arasındaki iltibas tehlikesini önlediği, davaya konu markasının “… ” tamlaması yanında figüratif unsurlar içermek suretiyle umumi intiba olarak iltibas tehlikesinden uzaklaştığı, yeterli ayırt ediciliğin sağlandığı, işaretler bakımından benzer olmayan markalar nedeniyle SMK’nın 6/5. maddesi hükmü şartlarının somut olayda oluşmadığı, davalı şahsın kötüniyetle hareket ettiğini gösterir somut olgu da ileri sürülmediği, davalıya ait dava konusu marka ile davacıya ait “…” ibaresinin esas unsurunu oluşturduğu ticaret unvanı arasında görsel, işitsel ve kavramsal düzeyde iltibas tehlikesi oluşturacak nitelikte benzerliğin bulunmadığı anlaşıldığından, SMK’nın 6/6 maddesi koşullarının somut olayda oluşmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkilinin “…” ibareli çok sayıda markanın sahibi olduğunu, markasını tanınmış hale getirdiğini ve bu ibarenin aynı zamanda çatı markası olduğunu, taraf markaları arasında işaretsel ve sınıfsal benzerlik bulunduğunu, müvekkili adına tescilli markalarda da “…”, “… mantının soyadı”, “… , …” gibi ibarelerin bulunduğunu, ilk derece mahkemesinin kabulünün aksine “usta” ibaresinin başvuruyu farklılaştırmadığını, bu ibarenin benzerlik değerlendirmesine konu edilemeyeceğini, başvurunun müvekkilinin markalarından biri olarak algılanacağını ve iltibasa sebebiyet vereceğini, başvurudaki şekil unsurunun “… ” ibaresinin önüne geçecek nitelikte bulunmadığını, müvekkili markalarının tanınmışlığının dikkate alınmadığını, davalının bu ibareyi tesadüfen seçmeyip başvuruyu kötüniyetli olarak gerçekleştirdiğini ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK marka kararı iptali ile marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacı markalarında “…” ibaresinin esas unsur olduğu, ayrıca davacı markalarında kullanılan … kuşu figürünün de tüketici zihninde kalıcı etki yarattığı, davalı markasının ise “…” ibaresinden oluştuğu, markada “…” ibarelerinin ayırt ediciliklerinin düşük olduğu, ancak ilk derece mahkemesi kararında isabetli bir şekilde tespit edildiği gibi davacı markalarında “…” ibaresi kuş türü olarak kullanılmış ise de, davaya konu markada erkek ismi olarak kullanıldığından markaları anlamsal olarak birbirinden uzaklaştırdığı, öte yandan başvuru sahibi davalının adı da “…” olup SMK’nın 7/5-a maddesi kapsamında marka sahibinin, üçüncü kişiler tarafından dürüstçe ve ticari hayatın olağan akışı içinde, markasının gerçek kişilerin adını belirtmesi biçiminde kullanılmasını engelleyemeyeceği, başvurudaki şekil unsuru da taraf markalarını bütünsel açıdan yeterince farklılaştırdığından markalar arasında SMK’nın 6/1. maddesi anlamında ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 29.11.2022 tarih ve 2021/8053 E.-2022/8465 K. sayılı kararının da bu yönde olduğu, markalar benzer bulunmadığından tanınmışlığın somut uyuşmazlığa bir etkisinin bulunmadığı, başvurunun kötüniyetle yapıldığının ispatlanamadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 210,55-TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 12/07/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 14/07/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.