Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/958 E. 2023/960 K. 12.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/958
KARAR NO : 2023/960
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/01/2021
NUMARASI : 2020/21 E. – 2021/26 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Marka Hakkına Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti,
Men’i ve Ref’i

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 25/01/2021 tarih ve 2020/21 Esas – 2021/26 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirketin Kore’de bulunan, … Holding grubu olan …’un grup şirketlerinden olduğunu, müvekkiline ait “…”in ülkenin en büyük otel zincirlerinden olduğu, dünyanın da en büyük otel zincirleri arasında yer aldığı, Güney Kore, Amerika, Rusya, Japonya, Vietnam, Myanmar ve Özbekistan gibi pek çok ülkede “…” ibaresi ve “…” logosunu taşıyan otellerinin bulunduğunu, dünya çapında da bilindiği ve tanındığı, “…” markası ile “…” logosunun dünyada pek çok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de 2019/101096, 2018/54752, 2018/51794, 2018/49062, 2018/46740, 2018/40033, 2018/31300 sayılarla tescilli olduğunu, bu ibarenin aynı zamanda müvekkilinin ticaret unvanının esas unsuru olduğunu, müvekkiline ait “…” web sitesinin 1997 yılında tescil edildiğini, davalı şirketin yetkilisi …’a ait olan dava dışı … Dış Ticaret A.Ş. adına başvurusu yapılan “…” ibareli ve “…” logolu marka başvurularına müvekkili adına yapılan itirazların kabul edilerek bu başvuruların reddedildiğini, buna rağmen bu markaların “…” adlı işletmede, otel hizmetlerinde kullanılmaya devam edildiği, bu kullanımların durdurulması için gönderilen 03.09.2019 tarihli ihtarnameye karşı … tarafından gönderilen cevabi ihtarnamede, davacıya ait logo, isim ve sosyal medya hesaplarının 10.09.2019 tarihinde kaldırıldığının bildirildiğini, buna rağmen Bakırköy 1. FSHHM’nin 2019/576 D.İş sayılı dosyasında yaptırılan delil tespiti ile davalıya ait adresteki kullanımların bilirkişi marifetiyle tespit edildiğini, davalının müvekkili logosu ile birebir benzer olan önceki kullanımları üzerinde küçük değişiklikler yaparak kullanımına devam ettiğini, ortalama tüketicinin bu kullanımları müvekkiline ait marka ve logodan ayırt etmesinin mümkün olmadığını, zira “…” harfi ve “…” ibaresinin yanısıra, müvekkili tarafından kullanılan kenarları kavisli dörtgen şeklin de davalı tarafça kullanıldığını, davalının bahse konu kullanımlarının müvekkili markalarıyla karıştırılacağını, müvekkili markasının toplumda ulaştığı ün ve itibardan haksız kazanç elde edeceğini, müvekkilinin itibarını zedeleyeceğini, davalının bahse konu kullanımlarının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini, davalı kullanımlarının aynı zamanda “…” web sitesi üzerinden de gerçekleştiğini ve bu kullanımın da müvekkilinin marka hakkını ihlal ettiği ileri sürerek, davalının marka hakkına tecavüz teşkil eder mahiyetteki eylemlerinin SMK uyarınca tespiti, men’i ve ref’ine, markaya tecavüz teşkil eden her türlü tanıtım vasıtası dahil olmak üzere ürünlerin zapt edilmesi, el konulan ürünler üzerindeki markaların silinmesi veya mümkün olmaması halinde bu ürünlerin imhasına, davalı eylemlerinin ayrıca haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili, yetki itirazında bulunmuş, davalılarca kullanılan “…” logosunun davacı adına tescilli olan “…” logosundan farklı olduğunu, 2019/101096 sayılı “…” markasının davacı adına henüz tescil edilmediğini, müvekkilinin 2019/67024 sayılı marka başvurusuna davacı tarafça yapılan itirazın reddedildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, davacı adına 2018/54752 sayı ile tescilli bulunan markanın (logonun) birebir aynısının ve ayrıca yüksek düzeyde benzerinin davalıya ait otelin tabela, kartvizit, kayıt formu vb. malzemeleri ile internet sitesinde kullanımının yanısıra davacı ticaret unvanının kılavuzun unsuru olan “…” ibaresinin de bu logolarla birlikte asli markasal unsur olarak kullanıldığı, ayrıca bu markalar altında sunulan otel hizmetlerinin de 2018/54752 sayılı markanın tescil kapsamında bulunan hizmetlerle aynı olduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde, davalı kullanımlarının davacının 2018/54752 sayılı markası ile karıştırılacak nitelikte kullanımlardan olduğu, bu kullanımları gören orta düzeydeki tüketicilerin ilgili otel hizmetlerini davacı firma ile ilişkilendirmesi ihtimalinin mevcut olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, davalı tarafın tescilli marka kapsamı dışında otelcilik hizmetlerinde kullandığı, tabela, kartvizit, kayıt formu ve internet sitesindeki markasal kullanımının davacı tarafa ait tescilli ticaret unvanı ile 2018/54752 sayılı marka haklarının ihlali oluştuğundan marka tecavüzü ve haksız rekabetin tespitine, menine, refine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davacı markasının tanınmışlığının ispatlanamadığını, davacının “…” ibareli markasının dava açıldıktan sonra alındığını, davacının markalarının Türkiye’de kullanılmadığını, tescilden önceki kullanım için hak iddia edilemeyeceğini, Bakırköy 1. FSHHM’nin 2019/576 D.İş sayılı dosyasına sunulan bilirkişi raporuna göre sadece kayıt formu ve şeker poşetleri üzerinde kullanım bulunduğunu, “…” ibaresinin müvekkili adına tescil edildiğini ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, men’i ve ref’i istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalı tarafça otelcilik hizmetlerinde “…” harfli logo ile “…” ve “….” ibarelerinin kullanıldığının tespit edildiği, davacının ülkemizde tescilli “…” ibareli markası ve ticaret unvanı bulunmamakta ise de, küçük “…” harfli logosunun otelcilik hizmetlerini de kapsar şekilde 2018/54752 sayılı markası kapsamında tescilli olduğu, harflerin marka olarak kimsenin tekeline bırakılamayacağı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 11.04.2016 tarih ve 2015/9029 E.-2016/3974 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere harf markalarının korunmasında daha sert bir ölçünün gerektiği, zira özel bir biçim ve düzenleme şekli içermeyen sadece harflerin korunmasının mümkün olmadığı, somut uyuşmazlıkta davacının markasında özel tasarım içeren küçük “…” harfinin köşeleri ovalleştirilmiş kırmızı dörtgen şekil içine yerleştirildiği, yukarıda belirtildiği gibi her ne kadar davacının ticaret unvanı ve “…” ibaresini içeren markaları Türkiye’de tescilli değil ise de, davacının figüratif “…” harfinden oluşan markasının aynısının ve çok benzerinin davalı tarafça benzer renkle kullanılmasının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 269,85 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 210,55 TL bakiye harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 12/07/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 15/07/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip