Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/953 E. 2023/902 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/953 – 2023/902
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/953
KARAR NO : 2023/902
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
9

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/01/2021
NUMARASI : 2019/415 E. – 2021/31 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)

Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 20/01/2021 tarih ve 2019/415 E. – 2021/31 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı …. San. ve Dış Tic. Ltd. Şti. ve davalı … Kurumu tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, müvekkilinin “…” ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalı Şirketin 2018/105384 sayılı ve “…” ibareli marka başvurusuna anılan markalarına dayalı olarak yaptığı itirazlarının dava konusu YİDK kararı ile nihai olarak reddedildiğini, oysa taraf markalarının iltibasa neden olacak düzeyde benzer bulunduğunu, dava konu başvuruda yer alan “…” ibaresinin müvekkiline ait markaların asli unsurunu oluşturan “…” kelimesinin İngilizce karşılığı olduğunu, müvekkili markalarının yoğun kullanım sonucu ayırt edici hale geldiğini, tarif markaları arasında iltibas koşullarının oluştuğunu, dava konusu ibare ile müvekkilinin ticaret unvanının oluşturan asıl unsur arasında da benzerlik bulunduğunu, öte yandan müvekkilinin markaları tanınmış olduğundan, SMK’nın 6/5 maddesindeki koşulların da bulunduğunu, dava konusu başvurunun kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, YİDK’İn 2019-M-9403 sayılı kararının iptaline ve dava konusu markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, taraf markaları arasında benzerlik bulunmadığını, müvekkilinin markasını nevresim ürünlerinde kullanacağını, davacının bu konuda faaliyetinin olmadığını, markaların karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, taraf markaları arasında emtia benzerliği bulunduğu gibi marka işaretlerinin de görsel, işitsel ve kavramsal olarak iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzer oldukları, bu nedenle markalar arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesinin bulunduğu, ayrıca davacının tekstil – giyim ürünleri/moda sektöründe uzun yıllara sair kullanımlar sonucunda elde ettiği bir bilinirliğin mevcut olduğu, bu durumun taraf markaları arasındaki iltibas ihtimalini kuvvetlendiren bir etken olmakla birlikte, davalı markasının, davacı yanın ticari faaliyetlerinden haksız ekonomik yarar sağlaması sonucunu da doğurabileceği, dava konusu başvuru kapsamında yer alan tüm mal ve hizmetler bakımından iltibas ve tanınmışlık koşulları oluştuğundan, davacının SMK’nın 6/6 maddesine dayalı iddiasının sonuca etkili bulunmadığı, kötü niyet iddiasının da ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile dava konusu YİDK kararının iptaline ve dava konusu markanı hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili, taraf markaları arasında görsel, fonetik ve ya kavramsal açıdan benzerlik bulunmadığını, uyuşmazlık konusu “…” ibaresinin pamuk anlamına geldiğini ve ülkemizde özellikle tekstil sektöründe yaygın kullanıldığını, bu nedenle ayırt ediciliğinin zayıf bulunduğunu, markalar arasında benzerlik bulunmadığından, SMK’nın 6/5 ve 6/6 maddelerine dayalı iddialarının da yerinde olmadığını, başvurunun kötü niyetli bulunmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, müvekkilinin markası ile davacı markaları arasında benzerlik bulunmadığını, davacının müvekkilinin markasını kullandığı ev tekstil ürünlerinde faaliyetinin bulunmadığını, markalar arasında emtia benzerliğinin de olmadığını, bilirkişi raporuna karşı itirazlarının karşılanmadığını, müvekkilinin markasına pek çok yatırım yaptığını, haksız davanın kabulü halinde büyük ticari zarara uğrayacağını, davacının müvekkiline ait markanın hükümsüzlüğü talebinin hukuka aykırı ve kötü niyetli bulunduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dava konusu “…” ibareli başvuru ile karar yerinde belirtilen davacının itirazına mesnet “…” asıl unsurlu markaları arasında, başvuru kapsamında yer alan 24. ve 35. sınıf mal ve hizmetler yönünden, SMK’nın 6/1 maddesi anlamında iltibas bulunduğu, zira taraf markaları kapsamında yer alan mal ve hizmetler benzer olduğu gibi dava konusu başvurunun asli unsurlarından birini oluşturan “…” ibaresi ile davacı markalarının asli unsurunu oluşturan “…” ibaresinin de görsel ve işitsel olarak benzer bulunduğu, davacının “…” ibaresini esas unsur olarak içeren seri markalarının olduğu da gözetildiğinde, başvuru markasının davacının seri markaları arasına sızabileceği, bu durumda ortalama tüketicinin iki farklı marka karşısında olduğunu idrak edebilse bile marka kapsamında sunulan hizmetlerin aynı veyahut aralarında idari veya ekonomik bağlantı bulunan işletmelere ait olduğu intibasına kapılabileceği, bu nedenle tarafların marka işaretleri arasında ilişkilendirme ihtimalini de kapsayacak şekilde iltibas tehlikesinin bulunduğu, diğer yandan davacı markalarının tekstil ve giyim sektöründe tanınmış olduğu, bu durumun taraf markaları arasındaki iltibası arttırdığı, her ne kadar davalı Kurum tarafından “…” ibaresinin pamuklu bir kumaşı ifade eden bir ibare olduğu, bu nedenle ayırt ediciliğinin düşük bulunduğu savunulmuşsa da, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 12/10/2022 tarihli ve 2021/2679 E – 2022/6941 K sayılı ilamında “…” ibaresinin ayırt edici olduğu kabul edilerek, davacının … ibareli markaları ile “…” ibareli marka benzer kabul edildiğinden, davalı Kurumun bu savunması yerinde bulunmadığı, ayrıca iltibas değerlendirmesinde marka kapsamlarının esas alınması gerektiğinden, tarafların faaliyet gösterdiği alanların farklı bulunmasının varılan sonucu değiştirmeyeceği anlaşılmakla, davalı şirket ve davalı Kurum vekillerinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalılar …. San. ve Dış Tic.ltd.şti. ve … Kurumu vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalılardan ayrı ayrı alınması gereken 179,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalılar tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60-TL’nin davalılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalılar üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile 22/06/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH :09/07/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.