Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/952 E. 2023/901 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/952
KARAR NO : 2023/901
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
9

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/12/2020
NUMARASI : 2019/103 E. – 2020/341 K.

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 02/12/2020 tarih ve 2019/103 E. – 2020/341 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, müvekkilinin “…” ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalı gerçek kişinin 2018/32630 sayılı “…” ibareli marka başvurusuna yaptıkları itirazlarının dava konusu YİDK kararı ile nihai olarak reddedildiğini, oysa dava konusu başvuru ile müvekkilinin itirazına mesnet 2016/64617 sayılı “…” ibareli markası arasında iltibas bulunduğunu, marka işaretlerinin görsel, işitsel ve bütünsel olarak benzer bulunduğu gibi dava konusu başvuru kapsamında yer alan 44. sınıf hizmetlerin müvekkilinin anılan markası kapsamında yer alan mal ve hizmetlerle aynı ve benzer bulunduğunu, müvekkilinin markaları tanınmış olduğundan, SM’Knın 6/5 maddesindeki koşulların da bulunduğunu ileri sürerek, YİDK’in 2019-M-6738 sayılı kararının iptali ile dava konusu başvurunun tescili halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, taraf markaları arasında benzerlik olmadığını, markaların karıştırılma ihtimali bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, taraf markaları arasında emtia benzerliği bulunduğu ancak marka işaretleri arasında görsel, işitsel ve kavramsal olarak iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzerlik olmadığı, marka işaretleri benzer bulunmadığından, SMK2nın 6/5 koşullarının da oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, mahkemece alınan bilirkişi raporuna aykırı olarak karar verilmesinin yerinde olmadığını, mahkemece bilirkişi raporuna itibar edilmeme gerekçelerinin açıklanmadığını, dava konusu başvuru ile müvekkilinin “…” ibareli markalarının işaretler bakımından iltibasa neden olacak düzeyde benzer olduğunu, ayrıca taraf markaları arasında emtia benzerliğinin de bulunduğunu, müvekkilinin markalarının tanınmışlığının iltibas değerlendirmesinde dikkate alınması gerektiğini, somut olayda SMK’nın 6/4 ve 6/5 koşullarının da oluştuğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulünü istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dava konusu “… “asıl unsurlu başvuru ile davacının itirazına mesnet “…” asıl unsurlu marka işaretleri arasında SMK’nın 6/1 maddesi anlamında benzerlik bulunmadığı, nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2013/9559 -2013/13262 E/K sayılı ilamında da “…” ibaresinin davacının “…” ibareli markaları ile benzer olmadığının kabul edildiği, taraf markaları işaretleri arasında benzerlik bulunmadığından, davacı markalarının tanınmış olmalarının da bir tescil engeli oluşturmayacağı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve 2014/11 E., 2016/778 K. sayılı kararında da belirtildiği gibi iltibas değerlendirmesi, hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümleneceğinden, mahkemece bilirkişi raporundaki görüşe itibar edilmemesinde bir isabetsizlik olmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 120,6‬0-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile 22/06/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 09/07/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip