Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/949 E. 2023/898 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/949
KARAR NO : 2023/898
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/01/2021
NUMARASI : 2019/381 E. – 2021/9 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Faydalı Model ve Patent Başvurusu Üzerinde
Hak Sahipliğinin Tespiti

Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 08/01/2021 tarih ve 2019/381 E. – 2021/9 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkilinin Hollanda’da mukim bir Türk vatandaşı olduğunu, “…” markası altındaki spor salonu işletmeciliği ile iştigal ettiğini, davalının, müvekkiline ait olan …” ile ilgili buluşu, kendi adına tescil ettirmek üzere 2018/08253 sayılı faydalı model ve bu başvuruya istinaden yapılmış … sayılı uluslararası patent başvurusunda bulunduğunu, taraflar arasındaki tanışma süreci sonrasında müvekkilinin davalıya, kendi geliştirmiş olduğu işbu dava konusu “…” ile ilgili yapmış olduğu çalışmaların detaylarını anlattığını ve buluşuna ilişkin pek çok bilgiyi davalıya verdiğini, elindeki evrak ve fotoğrafları da davalıya gönderdiğini, ancak davalının bahsi geçen buluşu kendi adına tescil ettirmek istediğini sonradan öğrendiğini, dava konusu faydalolı model ve patent başvurusuna konu buluşun müvekkiline ait olduğunun taraflar arasındaki geçen whatsapp yazışmalarında açıkça anlaşıldığını, müvekkilinin dava konusu başvuru işlemlerini kendi adına gerçekleştirmesi için davalıya para gönderdiğini, bu kapsamda davalıya verdiği vekaletnamenin kötüye kullanıldığını ileri sürerek, dava konusu 2018/08253 sayılı faydalı model ve ayrıca bu başvuruya istinaden yapılmış … sayılı uluslararası başvurunun üzerindeki hak sahipliğinin müvekkiline ait olduğunun tespitini, dava devam ederken dava konusu edilen faydalı model ve patent başvurularının tescil edilmeleri halinde, sürecin SMK m.100/9 yollamasıyla SMK m.111 hükmüne göre devam ettirilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafça taraflar arasında yapıldığı iddia olunan whastapp yazışmalarını kesinlikle kabul etmediklerini, bu yazışmaların müvekkiline ait olmadığını, davacının iddia ettiği ve müvekkiline verdiği söylenen vekaletname ile Türkpatent Kurumunda hiçbir işlem yapılmadığını, dava konusu 2018/08253 sayılı faydalı model ve bu başvuruya istinaden yapılmış … nolu uluslararası başvurunun gerçek hak sahibinin müvekkili olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacı tarafından ibraz edilen whatsapp yazışmalarının senet mahiyetinin bulunmadığı, bu yazışmaların davalı tarafından ikrar edilmediği, tam aksine inkâr edildiği, bu hale göre söz konusu yazışmaların HMK m.199 hükmü bağlamında takdiri delil niteliğinde belge mahiyetinin bulunduğu, ancak bu yazışmaların SMK m.109/4 hükmünde düzenlenen karinenin aksini ispat edecek nitelikte bulunmadığı, zira davacının ibraz ettiği “…” yazışmalarının hakikaten davacı ile davalı arasında geçip geçmediği, bu yazışmaların sonradan oluşturulup oluşturulmadığı, tahrif edilip edilmediğinin teknik olarak denetlenmesi imkânı bulunmadığı, bu hale göre söz konusu yazışmaların davaya konu faydalı model ve patent başvurusuna konu buluş üzerinde davacının tek başına hak sahipliğinin bulunduğu, davalının bu buluşlar üzerinde herhangi bir hak sahipliğinin olmadığı, davalının vekil olarak başvuru işlemlerini gerçekleştirmesi için kendisine 3.000 Euro ücret ödendiği iddialarını ispatlamaktan uzak bulunduğu, diğer taraftan davacı tarafından davalıya hitaben Aksaray 2.Noterliği’nin 25.05.2018 tarih 08616 sayılı vekaletnamesi ve Deventer Başkonsolosluğu’nun 20.05.2019 tarih 1013 sayılı özel vekaletnamesi ile patent vb.sınai mülkiyet haklarının başvurusu ve tescili için vekaletname verilmişse de, bu vekaletnameler de dava konusu buluş bakımından davalının hak sahibi olmadığı iddiasını ispatlayamayacağı, söz konusu vekaletnamelerde dava konusu buluşun tanımlanmadığı, davalının davacıya noter kanalıyla gönderdiği ihtarında “2018/08253 sayılı faydalı model ikimizin müşterek fikir birliği ve birlikte işbirliğimiz sayesinde meydana gelmiştir.” şeklinde beyanda bulunduğu, söz konusu ihtar ile davalının, dava konusu 2018/08253 sayılı faydalı model başvurusu üzerinde davacının müşterek hak sahibi olduğunu ikrar ettiği, SMK m.112/1 hükmüne göre davaya konu buluş üzerinde aksi yönde bir anlaşma bulunduğu tespit edilmediğinden, tarafların söz konusu buluş üzerinde paylı mülkiyet hükümlerine göre eşit ve müşterek olarak hak sahibi olduklarının kabul edilmesi gerektiği, patent başvurusu bakımından zaten tarafların birlikte başvuru sahibi olarak gösterildikleri, faydalı model başvurusu bakımından ise tek başına davalının başvuru sahibi olarak Türkpatent nezdinde kayıtlı olduğu geekçesiyle davanın kısmen kabulü ile; 2018/08253 sayılı faydalı model başvurusu üzerinde davacının davalı ile birlikte eşit ve müşterek olarak hak sahibi olduğunun tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, dava konusu buluşun müvekkiline ait olduğunu, bu durumun taraflar arasında geçen … yazışmalarından açıkça anlaşıldığını, … yazışmalarının belge niteliğini haiz olup SMK’nın 109/4 maddesinde öngörülen karinenin ispatına elverişli olduğunu, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 2017/1014-2020/4488 E/K ayılı ilamında da aynı yönde bulunduğunu, davalının duruşmadaki beyanlarının çelişki olduğunu, davalının dava konusu buluş üzerinde hiç bir hakkı bulunmadığını, müvekkilinin davalıya vekalet verme amacının kendi adına başvuru yapması olduğunu, bu işlemler için davalıya para gönderdiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, SMK’nın 110/2 maddesi uyarınca faydalı model ve patent başvurusu üzerinde gerçek hak sahipliğinin tespiti istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının dava konusu edilen faydalı model ve uluslararası patent başvurusuna konu buluşun sadece kendisine ait olduğunu ispatlayamadığı, zira bu hususun ispatı için dosyaya sunulan … yazışmaların davalı tarafça kabul edilmediğinden, anılan yazışmaların yazılı delil başlangıcı olarak dahi kabul edilemeyeceğini, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2021/2427-2022-7925 sayılı ilamında da aynı sonuca ulaşıldığı, öte yandan davacı tarafça davalıya verilen vekaletnamede dava konusu faydalı model ve patent başvurusuna konu buluşun davacıya ait olduğu yönünde bir belirleme de bulunmadığı, açıklanan nedenlerle SMK’nın 109/4 maddesinde düzenlenen karinenin aksi davacı tarafça ispatlanamadığından, ilk derece mahkemesince yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik olmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 120,6‬0-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile 22/06/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 09/07/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip