Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/947 E. 2023/848 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/947 – 2023/848
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/947
KARAR NO : 2023/848
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/02/2021
NUMARASI : 2019/356 E. – 2021/33 K.

DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali , Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 01/02/2021 tarih ve 2019/356 E. – 2021/33 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalılar tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkilinin “…” ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalı Şirketin “…” ibareli marka başvurusuna yaptıkları itirazlarının nihai olarak YİDK tarafından reddine karar verildiğini, oysa dava konusu başvuru ile müvekkilinin markaları arasında iltibasa neden olacak düzeyde benzerlik olduğunu, dava konusu markanın müvekkilinin markalarının tanınmışlığından haksız yarar sağlayacağını, dava konusu başvurunun kötü niyetli bulunduğunu ileri sürerek, YİDK’nın 23.03.2017 tarih ve 2019-M-6603 sayılı kararının iptaline, tescili halinde markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Kurumu vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı, davaya cevap vermemiş, anılan davalı vekili yargılama sırasındaki beyanlarında taraf markaları arasında benzerlik bulunmadığını, markaların kullanıldığı alanların farklı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :Mahkemece, davalının “…” ibareli marka başvurusu ile davacının 2013/41705, 2006/01243, 2007/65502, 2007/65504, 2003713834, 2002/02839 sayılı ve “…” ibareli markaları arasında dava konusu markanın kapsamında yer alan 5/2. Sınıftaki “Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler; insanlar ve hayvanlar için diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler.” malları yönünden SMK’nın 6/1 maddesindeki iltibas koşullarının oluştuğu, diğer yandan davacı markalarının diyet ürün sektöründe tanınmışlığa ulaştığı, bu yüzden de dava konusu marka kapsamına yer alan “Tıbbi amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler; insanlar için diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar” emtiaları açısından tesciline engel olabileceği, dava konusu başvurunun kötü niyetli olduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 2019-M-6603 sayılı YİDK kararının dava konusu edilen 2018/39040 sayılı markanın kapsamında yer alan 5/2. sınıftaki “Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler; insanlar ve hayvanlar için diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler.” yönünden iptaline, sayılan mallar yönünden dava konusu markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, diğer kısımlar yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :Davalı … Kurumu vekili, taraf markaları arasında benzerlik bulunmadığını, dava konusu başvurunun bir bütün olarak davacı markalarından farklı olduğunu, “…” ibaresinin ayırt ediciliğinin düşük bulunduğunu, mahkemece iltibas bulunduğu kabul 5/2 sınıf malların tüketicisinin bilinçli olduğunu, dolayısıyla markaların kolayca ayırt edilebileceğini, somut olayda markalar arasında benzerlik bulunmadığından, SMK’nın 6/5 koşullarının da oluşmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, taraf markaları arasında iltibasa neden olacak düzeyde bir benzerlik bulunmadığını, müvekkilinin başvurusunda yer alan “…” ibaresinin yeterli ayırt ediciliği sağladığını, taraf markalarının ilk hecesinin farklı olmasının iltibası önlediğini, diğer yandan tarafların markalarını kullandıkları ürünlerin farklı olduğunu, davacı markalarının insanların günlük gıda ihtiyaçlarına, müvekkilinin markasının ise hayvancılık sektöründe kanatlı hayvancılık vitamin ve mineral açığının karşılanmasında kullanıldığını, tüketicisinin farklı bulunduğunu, ayrıca SMK’ının 6/5 maddesindeki koşulların da oluşmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.

Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dava konusu “…” ibareli başvuru ile davacının 2013/41705, 2006/01243, 2007/65502, 2007/65504, 2003713834, 2002/02839 sayılı ve “…” ibareli markaları arasında başvuru kapsamında yer alan 5. sınıf “”Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler; insanlar ve hayvanlar için diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler.” malları yönünden SMK’nın 6/1 maddesi uyarınca iltibas koşullarının oluştuğu, zira davacı markalarının asli unsurunu oluşturan “…” ibaresinin dava konusu başvuruda da aynen yer aldığı, her ne kadar davalı tarafça “…” ibaresinin ayırt ediciliğinin düşük olduğu savunulmuşsa da; bir markanın tescilli olduğu sürece korunması asıl olup,”…” ibaresinin ayırt edici niteliğinin düşük olduğu kabul edilse dahi, mahkemece alınan bilirkişi raporunda açıklandığı üzere “…” anlamına gelen ve yaygın kullanımı bulunan “…” ibaresinin, karar yerinde iltibas bulunduğu kabul edilen mallar yönünden, başvuruya yeterli ayırt ediciliği sağlamadığı, uyuşmazlık konusu 5. Sınıf malların tüketicisinin bilinçli olmasının da varılan sonucu değiştirmeyeceği, nitekim “…” ibareli başvuruyu, davacının işbu davada da itirazına mesnet olan “…” ibareli markaları ile benzer gören Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2020/1732 E-2021/2426 K sayılı ilamında ve 5. sınıfın tüm alt gruplarında yer alan mallar yönünden tescili istenen “…” ibareli başvuru ile davacının yine işbu davada itirazına mesnet markaları arasında iltibas koşullarının oluştuğunun kabul edildiği Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2015/14455 E-2017/2327 K sayılı ilamında da aynı sonuçlara ulaşıldığı, diğer yandan iltibas değerlendirmesinde marka kapsamları esas olduğundan, tarafların markalarını fiilen farklı sektörlerde kullanmalarının sonuca bir etkisinin olmadığı anlaşılmakla, davalı Şirket vekilinin ve davalı … Kurumu vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalılar … İlaç Kimya İthalat İhracat Ticaret Limited Şirketi ile … Kurumu vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalılardan ayrı ayrı alınması gereken 179,90-TL istinaf karar ve ilam harcından, davalılar tarafından istinaf başvurusunda ayrı ayrı yatırılan 59,30-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 120,60-TL’nin davalılardan ayrı ayrı tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı Şirket ve davalı … Kurumu tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı şirket ve davalı … Kurumu üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile 15/06/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 04/07/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.