Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/937 E. 2023/846 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/937 – 2023/846
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/937
KARAR NO : 2023/846
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/01/2021
NUMARASI : 2019/222 E. – 2021/32 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)

Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 20/01/2021 tarih ve 2019/222 E. – 2021/32 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı ve davalı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkilinin 2007/71094 sayılı ve “…” ibareli markanın sahibi olduğunu, dava konusu markanın müvekkili tarafından 2007 yılından bu yana SMK m.9 anlamında eylemli olarak kullanıldığını, davalının, müvekkilinin tescilli markasını taşıyan ürünleri pazarladığını tespit ettiklerini, davalı kullanımlarının marka hakkı ihlali ve haksız rekabet yarattığını ileri sürerek, marka ihlali ve haksız rekabetin tespitine, durdurulmasına, ref ve men’ine, davalının kullanımlarına konu ürünlere el konulmasına, el konulan ürünlerin marka ihlali ve haksız rekabet yaratmayacak şekilde değiştirilmesine, bunun mümkün olmaması halinde imhalarına, davalının marka ihlali ve haksız rekabetle ilgili belgeleri SMK’nın 150/3 maddesi uyarınca mahkemeye sunmasına ve kararın masrafı davalıdan alınarak Türkiye genelinde yayımlanan üç ayrı gazetede ilan edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, yetki itirazında bulunarak, dava konusu ürünlerin üreticisinin ve davalıya satıcısının … firması olduğunu, davacının hak iddia ettiği ürünler için uluslararası marka tescilinin bulunduğunu, , davacının kötü niyetli olduğunu, davacının 2007 yılında marka başvurusunda bulunup tescil almışsa da anılan tarihten bu yana markayı kullanmadığını, uluslararası kozmetik devi … firması tarafından üretilen ürün ile davacının kendi ürününün aynı olduğunu iddia etmesinin ticari hayatın olağan akışına aykırı bulunduğunu, davalıda bulunan ürünlerin süresi dolup imhalık hale gelmiş olmasından dolayı … Gümrük Müdürlüğü tarafından 07.12.2017 tarih ve 26800017-117 sayılı işlem ile imha edildiğini, davacının marka hakkını ihlal ettiğini iddia ettiği herhangi bir ürünün davalı şirketin mağazasında bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava tarihinden önceki son 5 yıllık süre içerisinde davacının 2007/71094 sayılı “…” ibareli markasını “temizlik amaçlı maddeler, parfümeri; kozmetik ürünleri kişisel kullanım amaçlı koku vericiler ve sabunlar” emtiaları üzerinde Türkiye’de pazar payı oluşturacak derecede ve ciddi surette kullandığının alınan bilirkişi raporuyla sabit olduğu, davacı tarafça yaptırılan noter vasıtasıyla yaptırılan tespite göre, davalı şirket adına ÜTS’de kayıtlı olan dava konusu parfüm ürünlerinde, “… …” ibaresinin yer aldığı, ilgili tüketicinin davalıya ait kullanımlarda yer alan … ibaresini, … isimli parfümlerin bir türü olarak algılayabileceği gibi (ambalajlardaki yerleşimin etkisiyle) … isimli parfümlerin … olarak adlandırılan bir türü ile karşı karşıya olduğunu da düşünebileceği dolayısıyla davalı fiillerinde … ibaresinin markasal etki yarattığı, davalının bu kullanımlarının davacının 2007/71094 sayılı markasına tecavüz oluşturduğu ve haksız rekabet teşkil ettiği, SMK m.7/3-c hükmüne göre; salt işareti taşıyan malın ithal edilmesi eylemi de tescilli marka hakkının ihlaline sebebiyet verdiğinden, davalının davacıya ait tescilli “…” markası ile benzer işareti taşıyan davaya konu parfümeri ürünlerini ithal etmesi eyleminin, davacıya ait marka hakkının ihlaline sebebiyet verdiği, diğer yandan davacı SMK’nın 150/3 maddesi uyarınca davalının gerçekleştirdiği marka ihlali ve haksız rekabetle ilgili belgeleri mahkemeye sunmasına karar verilmesini de istemişse de, davacı tarafça işbu davada davada herhangi bir tazminat talebinde bulunulmadığı anlaşıldığından, davalının gerçekleştirdiği marka ihlali ve haksız rekabetle ilgili belgeleri mahkemeye sunması talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalının eylemlerinin haksız rekabet ve davacının 2007/71094 sayılı marka hakkına ihlâl oluşturduğunun tespitine, davacıya ait 2007/71094 sayılı markanın ve/veya ayırt edici gücü yüksek “…” ibaresinin kozmetik ürünler yönünden markasal olarak kullanılıp taklit edilmesinin, kısmen veya tamamen taklit edilmiş ürünlerin satılmasının, dağıtılmasının, satışa sunulmasının, bu amaçla sunumunun ve/veya sergilenmesinin, ithalinin, ihracının ve benzeri şekilde her nasıl olursa olsun ticaret mevkiine konulmasının önlenip durdurulmasına, davalının haksız rekabet eylemlerinin men’ine ve ref’ine, davalının gerçekleştirdiği marka ihlali ve haksız rekabete konu “…” ibaresini markasal olarak taşıyan tüm kozmetik ürünlere Türkiye sınırları içinde veya gümrük ve serbest liman veya bölge gibi alanlar dahil bulundukları her yerde el konulmasına, el konulan ürünlerin marka ihlali ve haksız rekabet yaratmayacak şekilde şekillerinin değiştirilmesine, bunun mümkün olmaması halinde imhalarına, davalının gerçekleştirdiği marka ihlali ve haksız rekabetle ilgili belgeleri mahkemeye sunması talebinin reddine, karar kesinleştiği takdirde masrafı davalı tarafından karşılanmak suretiyle hüküm özetinin Türkiye ölçeğinde yayın yapan üç ayrı gazetede ilan edilmesine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :Davacı vekili, SMK’nın 150/3 maddesine dayalı taleplerinin reddedilmesinin yerinde olmadığını, davalı aleyhine işbu davada tespit edilen ihlallere dayalı olarak tazminat davası şartları olan zorunlu arabulucuk süresinin başlatıldığını ancak sonuç alınamadığını, işbu davadaki talepleri ile birlikte delil tespiti talep edilmesinin mümkün olduğunu, SMK’nın 150/3 maddesi ile söz konusu belgelerin sunmasını isteme hakkının dava açılmadan önce dahi hak sahibine tanındığını, ayrıca anılan taleplerinin reddi nedeniyle davanın kısmen kabulüne karar verilerek davalı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin de usul ve yasaya uygun olmadığı gibi hakkaniyetli de bulunmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesinin açıklanan yönden kaldırılmasını ve SMK’nın 150/3 maddesine dayalı taleplerinin kabulüne karar verilmesini istemiştir
Davalı vekili, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunu düzenleyen bilirkişilerin uyuşmazlık konusunda uzman olmadıklarını, davalının dava konusu ürünleri sattığı mağazanın gümrüksüz satış mağazası olması ve davalının marka sahibi bulunmaması hususlarının yanlış değerlendirildiğini, dava konusu ürünlerin müvekkili tarafından ithal edilmediğini, ürünün üreticisi … firması olduğundan, işbu davada davalıya husumet yöneltilemeyeceğini, dava konusu ürünlerin üreticisi olan ve davalıya satan … firmasının davacının hak iddia ettiği ürünleri için uluslararası marka tescil belgesi bulunduğunu, müvekkilinin bu belgeye dayanarak ürünleri satın aldığını ancak kendisi satışa sunmadan imha edildiğini, diğer yandan davacının dayanak markasını kullandığını ispatlayamadığını,”…” ibaresinin “…” anlamına geldiğini ve sektörel baz da kullanıldığını, dava konusu ürünlerde yer alan … ibaresinin süsleme ve eklem biçimi olduğunu, diğer yandan da davanın ara buluculuk dava şartı tüketilmeden açıldığını, yetki itirazının mahkemece dikkate alınmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.

GEREKÇE :1-Dava, markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, men’i, ref’i, SMK’nın 150/3 maddesi uyarınca davalının dava konusu kullanımları ile ilgili belgeleri mahkemeye sunması ve hükmün ilanı istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dosyaya sunulan belgelerden, davalı tarafından ithal edildiği anlaşılan dava konusu ürünlerde yer alan ” …” ibarelerinin, davacı adına tescilli olan ve uyuşmazlık konusu parfüm malları bakımından kullanıldığı usulüne uygun olarak ispatlanan 2007/71094 sayılı “…” ibareli markayla iltibas yaratacak derecede benzer olduğu, davalının söz konusu markasal kullanımının, davacı markasına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği, davalı tarafından Türkiye’de, davacı markasından daha eski tescilli bir markaya dayanılmadığından, davalının ithal ettiği ürünlerin, tüm dünyada satılmasının, davacı ürününden daha tanınmış olmasının ya da daha eski bulunmasının, davalı eylemini hukuka uygun hale getirmediği, öte yandan markaya tecavüz eyleminin varlığı için kusurun da aranmadığı, yine SMK’nın 7/3-c maddesinde salt işareti taşıyan malın ithal edilmesi eylemi tescilli marka hakkını ihlal ettiğinden, davalının ithal edilen dava konusu ürünleri satmadığı yönündeki savunmasının varılan sonucu değiştirmeyeceği, ayrıca markaya tecavüz istemli işbu davada davacının yerleşim yeri mahkemesi SMK’nın 156/3 maddesi uyarınca yetkili bulunduğundan, ilk derece mahkemesince davalının yetki itirazının reddedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gibi davanın niteliği gereği zorunlu arabuluculuk dava şartına da tabi olmadığı, diğer taraftan SMK’nın 150/3 maddesine göre, hak sahibinin, sınai mülkiyet hakkının ihlali iddiasına dayalı tazminat davası açmadan önce, delillerin tespiti ya da açılmış tazminat davasında uğramış olduğu zarar miktarının belirlenebilmesi için, sınai mülkiyet hakkının kullanılması ile ilgili belgelerin, tazminat yükümlüsü tarafından mahkemeye sunulması konusunda karar verilmesini isteyebileceği, davacının işbu davada tazminat talebi bulunmadığından ilk derece mahkemesinin davacının bu isteminin reddine karar verilmesinin yerinde olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair istinaf itirazlarının reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
2-Yukarıda (1) nolu bentte açıklandığı üzere, ilk derece mahkemesince davacının SMK’nın 150/3 maddesine dayalı isteminin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yok ise de anılan talep feri nitelikte olduğundan, sırf bu talebin reddi nedeni ile davalı yararına vekalet ücretine ve yargılama giderine hükmedilmesi doğru olmamış, HMK’nın 353/1-b-2. maddesine göre, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verileceğinden ve mahkemece yapılan bu yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan nedenle kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiş, her ne kadar Dairemizce ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulması gerekmişse de, yerel mahkeme kararının esasına ilişkin bir değişiklik yapılmadığından ilk derece mahkemesinin kararının verildiği tarihte geçerli bulunan harç ve vekalet ücreti tutarları dikkate alınmıştır.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince KABULÜ ile Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 20/01/2021 gün ve 2019/222 E. – 2021/32 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Davanın KISMEN KABULÜ ile davalının dava konusu eylemlerinin haksız rekabet ve davacının 2007/71094 sayılı marka hakkına ihlâl oluşturduğunun TESPİTİNE,
4-Davacıya ait 2007/71094 sayılı markanın ve/veya ayırt edici gücü yüksek “…” ibaresinin kozmetik ürünler yönünden markasal olarak kullanılıp taklit edilmesinin, kısmen veya tamamen taklit edilmiş ürünlerin satılmasının, dağıtılmasının, satışa sunulmasının, bu amaçla sunumunun ve/veya sergilenmesinin, ithalinin, ihracının ve benzeri şekilde her nasıl olursa olsun ticaret mevkiine konulmasının ÖNLENİP DURDURULMASINA,
5-Davalının haksız rekabet eylemlerinin MEN’İNE ve REF’İNE,
6-Davalının gerçekleştirdiği marka ihlali ve haksız rekabete konu “…” ibaresini markasal olarak taşıyan tüm kozmetik ürünlere Türkiye sınırları içinde veya gümrük ve serbest liman veya bölge gibi alanlar dahil bulundukları her yerde EL KONULMASINA, el konulan ürünlerin marka ihlali ve haksız rekabet yaratmayacak şekilde şekillerinin DEĞİŞTİRİLMESİNE, bunun mümkün olmaması halinde İMHALARINA,
7-Davalının gerçekleştirdiği marka ihlali ve haksız rekabetle ilgili belgeleri mahkemeye sunması talebinin REDDİNE,
8-Karar kesinleştiği takdirde masrafı davalı tarafından karşılanmak suretiyle hüküm özetinin Türkiye ölçeğinde yayın yapan üç ayrı gazetede İLAN EDİLMESİNE,
9-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile ile bakiye kalan 14,90 TL’nin davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
10-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, ilk derece mahkemesinin karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre belirlenen 5.900,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
11-Davacı tarafından ilk derece yargılaması sırasında yapılan 1.800,00-TL bilirkişi ücreti, 918,21-TL tebligat ve posta masrafı ile istinaf aşamasında yapılan 123,21-TL tebligat ve posta gideri, 162,10-TL istinaf kanun yoluna başvuru harcından oluşan toplam 3.003,52-TL yargılama giderine, 44,40-TL başvurma harcı, 44,40-TL peşin harç tutarı eklenerek oluşan toplam 3.092,52-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
12-Davalı tarafından ilk derece yargılaması ve istinaf aşamasında yapılan giderlerin davalı üzerinde bırakılmasına
13-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
14-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
15-Davalıdan alınması gereken 179,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60-TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
16-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile 15/06/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH :09/07/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.