Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/935 E. 2023/879 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/935
KARAR NO : 2023/879
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/01/2021
NUMARASI : 2019/437 E. – 2021/10 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU :YİDK Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 18/01/2021 tarih ve 2019/437 Esas – 2021/10 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … Kurumu vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacı vekili, müvekkilinin 2019/32311 sayılı “…” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından 2008/57291 ve 89/001535 sayılı … ibareli markalara dayalı olarak SMK’nın 5/1-ç maddesi uyarınca müvekkili başvurusunun kısmen reddedildiğini, bu karara yaptıkları itirazın ise YİDK tarafından reddine karar verildiğini, alınan kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili başvurusunun özgün bir yazım şekli ve renk unsuru taşıdığından markalar arasında ayniyet derecesinde benzerlik bulunmadığını, taraf markaları arasında çok ciddi görsel farklılıkların bulunduğunu, müvekkili başvurusunda … harfinin yer aldığını, dolayısıyla başvurunun “…” olarak değil, “…” gibi okunacağını, başvuruya yeterli ayırt ediciliğin sağlandığını, markaların tamamen farklı ihtiyaçlara yönelik alt sınıf malları kapsadıklarını ileri sürerek, YİDK’in 2019-M-9230 sayılı kararın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile redde mesnet markalar arasında SMK’nın 5/1-ç maddesi anlamında ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacının başvuru markasının “…” şeklinde olduğu, mesnet markaların ise “…” görselini içerdiği, markalar arasında yüksek derecede benzerlik oluşmakla beraber bu benzerliğin aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer olarak değerlendirilmemesi gerektiği, davaya konu başvuru markasında belirgin olarak yer alan şekil unsuru, mesnet markalardaki şekil unsurlarından farklı olduğundan başvuru ve redde mesnet markaların ayniyet derecesinde benzer kabul edilemeyeceği, somut olayda SMK’nın 5/1-ç maddesi koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, YİDK’in 2019-M-9270 sayılı kararının iptaline karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili, mal ve hizmetlerin yanı sıra markalar arasında da SMK’nın 5/1-ç maddesi anlamında ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunduğunu, mahkeme tarafından yapılan incelemede markaların aynı olmadıkları tespit edilmiş, ancak ayırt edilemeyecek derecede benzer oldukları hususunun göz ardı edildiğini, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporuna karşı yaptıkları itirazların gerekçelendirilmeden reddedildiğini, tasviri ibarenin varlığının veya salt şekil unsurunun kullanılmasının markaları birebir aynı olmaktan çıkarsa dahi aralarındaki ayırt edilemeyecek derecede benzerliği ortadan kaldırmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali
istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İşlem dosyasının incelenmesinden; davacının 2019/32311 sayılı “…” ibareli marka başvurusunda bulunduğu, başvuru kapsamında 7.,8.,9.,10.,11.,14.,21. ve 27. sınıf malların aldığı, Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından 89/001535, 2008/57291 sayılı ve “…” ibareli markalara dayalı olarak başvurunun, 7,8 ve 9. sınıfta yer alan bir kısım mallar
yönünden 6769 sayılı SMK’nın 5/1-ç maddesi uyarınca kısmen reddedildiği, davacının bu karara karşı yaptığı itirazının YİDK’in 2019-M-9270 sayılı kararı ile reddine karar verildiği, kararın 31/10/2019 tarihinde davacıya tebliğ edildiği ve işbu davanın iki aylık hak düşürücü süre içerisinde 31/12/2019 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
Marka hukukuna hakim olan öncelik ve bir markanın tek bir sahibinin olması gerektiği ilkesi ile 6769 sayılı SMK.’nın 5/1-(ç) bendine göre, aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetle ilgili olarak tescil edilmiş veya daha önce tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer olan markalar tescil edilemez. Burada bahsedilen ayniyet olgusuyla bir markanın tamamen taklit edilmesi, ayırt edilemeyecek derecede benzerlik olgusuyla ise başvuruya konu markanın tescilli markanın birebir aynısı olmamakla birlikte ilk bakışta farkedilemeyecek derecede aynı olan ve bu hususun ispatı dahi gerek duyulmadan ancak dikkatli inceleme sonucu farkın anlaşılabileceği ibare ve şekilleri taşıyan işaretler kastedilmektedir.
Buna göre, 6769 sayılı SMK.’nın 5/1-(ç) bendi uyarınca, … Kurumu tarafından re’sen uygulanacak mutlak ret nedeni kapsamında bir marka başvurusunun reddedilebilmesi için, başvuru konusu işaretle önceki tarihte tescil edilen veya tescil başvurusu yapılan markaların hem emtia listelerinin aynı veya aynı tür mal ve hizmetleri kapsaması hem de marka işaretlerinin aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer olması gerekir. Anılan hüküm, 6769 sayılı SMK.’nın 6/1 maddesi hükmünden farklı olarak, ayırt edilemeyecek kadar benzer olmayı aramaktadır. Yine 6769 sayılı SMK.’nın 6/1 maddesi hükmünden farklı olarak 6769 sayılı SMK.’nın 5/1-(ç) bendi hükmünde, “markanın halk tarafından karıştırılma ihtimali”nden ayrıca söz edilmemiştir. Bu durumda, 6769 sayılı SMK.’nın 5/1-(ç) maddesi hükmünün uygulanabilmesi için markalar arasındaki benzerliğin, iltibasa yol açacağının ayrıca inceleme yapılmasını gereksiz kılacak derecede güçlü ve açık olması gerekir.
Somut uyuşmazlıkta, mahkemece alınan bilirkişi raporunda da açıklandığı üzere, dava konusu başvurunun reddedildiği 7,8 ve 9. sınıf mallar redde mesnet markaların kapsamında yer alan mallarla aynı ve aynı tür bulunduğundan, emtia benzerliğine ilişkin koşul gerçekleşmiştir.
İşaretlerin karşılaştırılmasına gelince; dava konusu başvuru yarım elips şekli içinde küçük harflerle yazılan “…” ibaresinden oluşmaktadır. Başvuruda başkaca bir kelime ya da şekil unsuruna yer verilmemiştir. Redde mesnet markalar ise dikdörtgen şekil içine yazılan “…” ibarelerinden oluşmaktadır. Görüldüğü üzere, dava konusu başvuru ile redde mesnet markada “…” ibaresi ortak olarak yer almaktadır. Dava konusu başvuruda farklı olarak yer alan yarım elips şekli başvuruya yeterli ayırt ediciliği sağlamamış olup, bu hali ile söz konusu markaların ayırt edilemeyecek derecede benzer bulundukları ve 6769 sayılı SMK’nın 5/1-ç maddesi koşullarının işaret benzerliği yönünden de oluştuğu kanaatine varıldığından, aksi yöndeki mahkeme kabulüne iştirak edilmemiştir.
Bu durum karşısında mahkemece, yukarıda açıklanan nedenlerle başvuru konusu marka ile redde mesnet markalar arasında, 6769 sayılı SMK.’nın 5/1-(ç) maddesi anlamında ilk bakışta ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunduğu dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değilse de, HMK.’nın 353/1-b-2. maddesine göre, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, davalı … Kurumu vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK ‘nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı … Kurumu vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince KABULÜ ile Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 18/01/2021 gün ve 2019/437 Esas – 2021/10 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40 TL’nin düşümü ile kalan 135,50 TL bakiye karar ve ilam harcının davacıdan alınarak Hazineye irad kaydına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderlerinin kendi uhdesinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından ilk derece mahkemesinin yargılaması sırasında herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine, (HMK m.333),

8-İstinaf aşamasında davalı … Kurumu tarafından 32,50 TL posta ücreti, 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı olmak üzere toplam 194,60 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı … Kurumuna verilmesine,
9-Davalı … Kurumu tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı … Kurumuna iadesine,
10-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 15/06/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 15/07/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip