Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/928 E. 2023/876 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/01/2021
NUMARASI : …..

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 27/01/2021 tarih ve 2020/212 Esas – 2021/41 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacı vekili, müvekkili şirketin 18/12/2018 tarihinde 2018/116001 sayılı “… …” ibareli marka başvurusunu yaptığını, davalı gerçek kişinin 2018/19995 sayılı “…” ibareli markasına dayalı olarak başvuruya itiraz ettiğini, Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından itirazın kabul edilerek müvekkili başvurusunun reddine karar verildiğini, bu karara yönelik müvekkili itirazının da YİDK tarafından reddedildiğini, Kurumun verdiği kararın usul ve yasalara aykırı olduğunu, müvekkilinin tescilini talep ettiği marka ile itiraz konusu markanın karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, itiraz konusu marka ile bir kelime haricinde başka bir benzerliğin olmadığını, markadaki şekil ve renk unsurları da dikkate alınarak tamamıyla değerlendirilmesi gerektiğini, itiraz konusu marka amblemleri incelendiğinde figürler, yazıların ve sembolün rengi, yazı karakterlerinin tamamı ile farklı olduğunu, ortalama tüketici kitlesi nezdinde ayırt edilemeyecek derecede benzer bir intiba yaratmayacağını, davalının aktif olmayan bir marka için çıkar sağlamak amacıyla kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, müvekkilinin işletmekte olduğu otelde iki yıldır kullandığı markanın tescilini engellediğini ileri sürerek….sayılı kararının iptaline ve tescil işlemlerinin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile redde mesnet marka arasında görsel, işitsel, kavramsal düzeyde ilişkilendirilme ihtimali de dahil olmak üzere karıştırmaya yol açabilecek derecede benzerlik bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili, müvekkili markası ile dava konusu başvuru arasında karıştırılmaya yol açacak düzeyde benzerlik bulunduğunu, YİDK kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu 2018/116001 sayılı marka başvurusu kapsamındaki “Geçici konaklama hizmetleri, geçici konaklama ile ilgili rezervasyon hizmetleri, düğün salonu kiralama hizmetleri, konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama hizmetleri.” hizmetlerinin redde mesnet 2018/19995 sayılı marka kapsamındaki “Geçici konaklama hizmetleri, geçici konaklama ile ilgili rezervasyon hizmetleri, düğün salonu kiralama hizmetleri, konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama hizmetleri.” hizmetleri ile aynı hizmetler oldukları, taraf markaları bütün olarak karşılaştırıldığında; görsel, işitsel ve kavramsal olarak iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzer bulundukları, her iki markada da “…” kelimesinin müşterek olarak yer aldığı, “…” kelimesinin İngilizce bir ibare olup Türkçe’de “… …” anlamına geldiği, bu ibarenin davaya konu 43/2 alt sınıftaki hizmetleri doğrudan tanımlamadığı, bu hizmetlerin karakteristik özelliklerini belirten bir çağrışım gücünün bulunmadığı, bu nedenle davaya konu hizmetler bakımından somut ayırt edici niteliği haiz, markasal etkisi yoğun bir ibare olduğu, somut olayda SMK m.6/1 hükmü koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, mahkemece markanın esas unsurunun “…” kelimesi olduğu ifade edilmiş ise de müvekkili markasının esas unsurunun “… …” ibaresi olduğunu, markanın logosunda … ve … kelimelerinin aynı boyutta ve yan yana yazıldığını, ayrıca markanın logosunda bulunan … kelimesinin Türkçe karşılığı olan … kuşunun arkasında … kelimesinin Türkçe karşılığı olan daire şeklinde güneş figürü bulunduğunu, bu nedenlerle markanın esas unsurunun “…” kelimesi değil, “… …” ibaresi olduğunu, yerel mahkemenin “… ibaresinin ayırt ediciliği düşük zayıf bir ibare olduğu yönündeki kabulünün hatalı bulunduğunu, müvekkilin markasının tam olarak “… … …” şeklinde olduğunu, markanın Bodrum’da bulunan bir oteli temsil ettiğini, davalı markasının ise sadece “…” ibaresinde oluştuğunu, müvekkilinin markasının sadece ve sınırlı bir şekilde Bodrum’da bulunan bir oteli temsil ettiği açıkken tam adı aynı olmayan bir marka ile karıştırılabilme ihtimalinin olduğunun düşünülemeyeceğini, davalının markasının aktif durumda olmadığını, müvekkili ile davalının markalarındaki markaların isimlerinin, bu isimlerinin logoya yansıtılış biçimlerinin, yazı stillerinin ve yazıların renklerinin farklılığının yeterli ayırt ediciliği sağladığını, markanın sırf sözcük unsurundan oluşmadığını, markadaki şekil ve renk unsurlarının da dikkate alınarak markanın bütünü itibariyle değerlendirilmesi gerekirken, yerel mahkemenin değerlendirmesini “…” sözcüğü etrafında yaptığını, “…” markası ile müvekkilin tescilini talep ettiği “… …” markası arasında görsel, biçimsel, anlamsal farklılıkların yüksek düzeyde bulunmasına karşın yerel mahkemenin davanın reddine karar vermesinin usul ve yasalara aykırı olduğunu, itiraz konusu markanın 02.07.2018 tarihinde tescil edilmesine rağmen dava tarihinden önce kullanılmadığını, davalının, aktif olmayan bir marka için kötü niyetli olarak çıkar sağlamak amacıyla itiraz ettiğini, davalıya ait 9 adet marka kaydının olduğunu ve bu markaların hiçbirinin aktif konumda olmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “… …+şekil” ibareli başvuru ile redde mesnet “…” ibareli marka arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunduğu, zira redde mesnet markanın asli unsurunu oluşturan “…” ibaresinin dava konusu başvuruda da aynen asli unsur olarak kullanıldığı ve başvuruda farklı olarak yer verilen kelimeler ile şekil unsurunun başvuruya yeterli ayırt ediciliği sağlamadığı, redde mesnet markanın tescil tarihi ile dava konusu başvuru arasındaki süre gözetildiğinde redde mesnet markanın kullanılmadığına ilişkin davacı istinafının yerinde olmadığı, yine davanın, marka başvurusunun reddine ilişkin YİDK kararının iptali istemine ilişkin olması karşısında, redde mesnet markanın tescilinin kötü niyete dayandığı yönündeki iddianın da bu davada tartışılmasının mümkün bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 120,60 TL bakiye harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 15/06/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 14/07/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.