Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/924 E. 2023/807 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/924 – 2023/807
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/924
KARAR NO : 2023/807
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/09/2020
NUMARASI : 2019/26 E. – 2020/147 K.

DAVACI
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 09/09/2020 tarih ve 2019/26 E. – 2020/147 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı ve davalı … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirketin, 2007/24678 numaralı markasının 03. sınıfta tescilli olduğunu, bu ürünlerin mağazalarında satış ve dağıtımının yapıldığını, davalının müvekkilinin markası ile aynı ve benzer, bağlantılı mal/hizmetler yönünden tescil başvurusunda bulunduğu 2018/85270 başvuru numaralı markasının, müvekkilinin markasının esaslı unsurlarının tamamını ihtiva ettiğini, davacının tanınmışlığından kaynaklı olarak davalı yanın ekstra bir avantaj sağlayacağını, davacının reklam ve tanıtımlarından yararlanacağını, davalı markası ile kötü ürün ve hizmetlerin sunulması halinde davacının marka ve işletmesinin zarar görebileceğini, ancak müvekkili tarafından başvuruya yapılan itirazın 2019-M-6010 nolu YİDK kararı ile haksız ve hukuka aykırı şekilde reddedildiğini, markaların benzerliği dikkate alındığında, davalı yanın, davacının markasına kazandırdığı bilinirlikten yararlanma gayreti içerisinde olduğunun anlaşıldığını, bu sebeple davalının başvurusunun kötüniyetli olduğunu, müvekkili firmanın mağaza adı ile tanınmış marka vasfı bulunduğunu, yüksek bilinirliğe istinaden 8.000’i aşkın mağazasında satışı/hizmeti yapılan markalı ürün/hizmetler hususunda davalı yan markası ile iltibas tehlikesi hali dahi başvurunun reddi için yeterli iken, müvekkili firmanın tanınmışlığı ve tüketiciler gözündeki güvenilirliğinin markanın koruma kapsamının belirlenmesinde özellikle dikkate alınması, daha başvuru aşamasında bu hususun davalı kurum tarafından re’sen dikkate alınması gerektiğini, müvekkilinin mağazalarında yoğun bir şekilde satış/hizmeti yapılan seri markalı ürünlerin piyasa değeri, reklam tanıtım faaliyetleri, sponsorlukları vb. hususlar değerlendirildiğinde tanınmış olduğunu, davalının marka başvurusunda kötüniyetli olduğunu ileri sürerek 2019-M-6010 nolu YİDK kararının aleyhe hususlarının iptaline, davalı adına 2018/85270 başvuru numarası ile kayıtlı markasının tüm tescil sınıfları dahil olmak üzere hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Şirket vekili , iki şirketin potansiyel alıcıları ve tüketicileri arasında hiçbir yakınlık ve bağlantı olmadığını, tamamen farklı ürün ve farklı faaliyet alanları olduğunu, “…” markasının müvekkili şirketin ticaret ünvanındaki “…” ibaresinin kısaltması olarak tercih edildiğini, ticaret ünvanı belirlenirken, “…” (canlı) ve “…” (teknolojik icat-teknolojik yenilik vs) anlamında olduğundan, şirketin faaliyet ve ürünlerinin tanıtımında faydalı olacağı düşüncesiyle bu ibarenin tercih edildiğini, başvuru konusu markanın davacının … markası ile bir ilgisinin bulunmadığını, kötüniyetten söz edilemeyeceğini, karıştırılma ihtimaline ilişkin Yargıtay kararlarında aranan ölçütlerin somut olayda gerçekleşmediğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu marka başvurusu kapsamında bulunan mal ve hizmetlerin aynısının itiraza mesnet markanın koruma kapsamı altındaki emtiada bulunmadığı, ancak dava konusu marka başvurusunun tescili kapsamında bulunan “SINIF 35:Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için (Beyazlatma ve temizlik amaçlı maddeler: deterjanlar, çamaşır suları, çamaşır yumuşatıcıları, leke çıkarıcılar, bulaşık yıkama maddeleri. Aşındırıcı ürünler: zımpara bezleri, zımpara kağıtları, ponza taşları, aşındırıcı pastalar. Deri, vinil, metal ve ahşap için parlatma ve bakım ürünleri: cilalar, bakım kremleri, cilalama amaçlı vaks.) mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” hizmetleri ile itiraza mesnet markanın koruma kapsamı altında bulunan “Ağartma ve temizlik amaçlı maddeler. Aşındırıcı ürünler (Zımpara bezleri, zımpara kağıtları, pomza taşları, pastalar dahil). Parlatma ve bakım ürünleri (deri, vinil, metal, ahşap vb. için)” emtiaları arasında benzerlik bulunduğu, zira ticari bir malı üreten bir işletmenin, ürettiği malı satmasının işin doğası, gereği ve ticari faaliyetin zorunlu bir sonucu olduğu, bu nedenle karşılaştırılan emtialar arasında tamamlayıcılık ilişkisinin bulunduğu, davacıya ait itiraza mesnet markalı ürünlerin üretilmesinin aynı zamanda bu ürünlerin satışını sonucunu doğuracağı, bu hususun yukarıda ifade edilen bu emtiaların pazarlanmasına ilişkin dava konusu hizmetler ile benzerlik ilişkisi doğuracağı, dava konusu marka başvurusunun “…” ibaresinden, davacıya ait itiraza mesnat markanın ise “…” ibaresinden oluştuğu, taraf markaları bir bütün olarak karşılaştırıldığında; görsel, işitsel ve kavramsal olarak iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzer oldukları, SMK m.6/1 hükmü bağlamında iltibas tehlikesinin bulunduğu, davacının “…” markasının tanınmış marka olduğunu gösterecek ispat araçlarının ve başvurunun kötüniyetli olduğunu gösteren delillerin ileri süremediği gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile; “SINIF 35:Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için (Beyazlatma ve temizlik amaçlı maddeler: deterjanlar, çamaşır suları, çamaşır yumuşatıcıları, leke çıkarıcılar, bulaşık yıkama maddeleri. Aşındırıcı ürünler: zımpara bezleri, zımpara kağıtları, ponza taşları, aşındırıcı pastalar. Deri, vinil, metal ve ahşap için parlatma ve bakım ürünleri: cilalar, bakım kremleri, cilalama amaçlı vaks.) mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” hizmetleri bakımından 2019-M-6010 sayılı Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu kararının iptaline, fazlaya ilişkin istemin reddine, dava konusu 2018/85270 numaralı markanın; “SINIF 35:Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için (Beyazlatma ve temizlik amaçlı maddeler: deterjanlar, çamaşır suları, çamaşır yumuşatıcıları, leke çıkarıcılar, bulaşık yıkama maddeleri. Aşındırıcı ürünler: zımpara bezleri, zımpara kağıtları, ponza taşları, aşındırıcı pastalar. Deri, vinil, metal ve ahşap için parlatma ve bakım ürünleri: cilalar, bakım kremleri, cilalama amaçlı vaks.) mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” hizmetleri bakımından hükümsüzlüğüne ve sicilden terkine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, denetime elverişliliği bulunmayan bilirkişi raporu göz önünde bulundurularak karar verildiğini, davalı yan ve müvekkilinin markalarının her ikisinin de telaffuzda benzeşecek şekilde, görsel intibaının, telaffuz ve ses benzeşmesinin değerlendirilmesi neticesinde yüksek karıştırılma ihtimalinin bulunduğunu, mahkemece verilen kararda ”farklı mal ve hizmetlerde olan markaların karıştırılmayacağı” kanaatine varıldığını, müvekkili şirkete ait marka ibaresinin tanınmış/sektörel tanınmış olmasının iki markanın mal ve hizmet sınıfları farklı olsa dahi ortalama tüketicinin gözünde karıştırılabileceğini, davalının kötüniyetli olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, kararda her ne kadar bazı mal ve hizmetler benzer görülmüş ise de, markalar arasındaki farklılıklar ve mal ve hizmetler arasındaki farklılıklar karşılıklı etkileşim kuramı çerçevesinde birlikte değerlendirildiğinde karıştırılma ihtimali olmadığının kabul edilmesi gerektiğini, “…” ibaresinin herkesçe kullanılan tanımlayıcı bir ibare olup, bu nedenle ayırt edici karakterinin oldukça zayıf olduğunu, farklı sınıflarda yer alan ürünler de dikkate alındığında karıştırılma tehlikesi olmadığının kabulü gerekirken aksi yönde verilen kararın yerinde olmadığını, 1-34 sınıftaki malların her durumda 35. sınıftaki perakendecilik hizmetleri ile benzer görülmesinin 35. sınıfın ayrı bir kategori olarak düzenlenişini anlamsız kıldığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka ile ilgili Kurum kararlarının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalı Şirketin dava konusu edilen marka başvurusunun “…” ibaresinden, davacıya ait itiraza mesnat markanın ise “…” ibaresinden oluştuğu, taraf markaları bir bütün olarak karşılaştırıldığında, görsel, işitsel ve kavramsal olarak iltibas tehlikesi oluşturacak derecede birbirleri ile benzer oldukları, diğer yandan dava konusu marka başvurusunun tescili kapsamında bulunan “SINIF 35:Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için (Beyazlatma ve temizlik amaçlı maddeler: deterjanlar, çamaşır suları, çamaşır yumuşatıcıları, leke çıkarıcılar, bulaşık yıkama maddeleri. Aşındırıcı ürünler: zımpara bezleri, zımpara kağıtları, ponza taşları, aşındırıcı pastalar. Deri, vinil, metal ve ahşap için parlatma ve bakım ürünleri: cilalar, bakım kremleri, cilalama amaçlı vaks.) mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” hizmetleri ile itiraza mesnet markanın koruma kapsamı altında bulunan “Ağartma ve temizlik amaçlı maddeler. Aşındırıcı ürünler (Zımpara bezleri, zımpara kağıtları, pomza taşları, pastalar dahil). Parlatma ve bakım ürünleri (deri, vinil, metal, ahşap vb. için)” emtiası arasında benzerlik bulunduğu, zira ticari bir malı üreten bir işletmenin, ürettiği malı satmasının işin doğası, gereği ve ticari faaliyetin zorunlu bir sonucu olduğu, markalar arasında SMK’nın 6/1. maddesi bağlamında iltibas tehlikesinin bulunduğu, davacının itirazına mesnet markasının tanınmış marka olduğu ispatlanamadığı gibi, davalının marka başvurusunun kötüniyetle yapıldığının da kanıtlanamadığı anlaşılmakla, davacı ve davalı … vekillerinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı ve davalı … vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179.90’ar TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı ve davalı … taraflarca istinaf başvurusunda ayrı ayrı yatırılan 59,30’ar TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 120,6‬0’ar TL’nin davacı ve davalı … ayrı ayrı tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı ve davalı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdelerine bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 08/06/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 20/06/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.