Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/909 E. 2023/853 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/909 – 2023/853
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/909
KARAR NO : 2023/853
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/02/2021
NUMARASI : 2020/206 E. – 2021/50 K.

DAVACI :
VEKİLİ
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : YİDK Marka Kararının İptali ile Marka Hükümsüzlüğü
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 18/02/2021 tarih ve 2020/206 E. – 2021/50 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin 2010/04261 sayılı “…” ibareli markasını mesnet göstererek davalı şahsın 2019/27639 sayılı “…” ibareli marka başvurusuna itiraz ettiğini, başvuru sahibinin kullanım ispatı talebinde bulunması üzerine müvekkilinin buna ilişkin delillerini sunduğunu, Markalar Dairesi Başkanlığının sunulan delilleri yetersiz bularak itirazı reddettiğini, bu karara yaptıkları itirazın da Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun kararıyla nihai olarak reddedilmiş olduğunu, oysa sundukları delillerin kullanımı ispatladığı gibi taraf markalarının da benzer olduğunu ve başvurunun iltibasa sebebiyet vereceğini, müvekkili markasının tanınmış olduğunu ileri sürerek, YİDK’nın 2020-M-4408 sayılı kararının iptaline ve dava konusu markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Kurumu vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı vekili, davacının sunduğu delillerin ciddi bir şekilde kullanımı göstermediğini, taraf markalarının benzer olmadığını, markaların kapsadıkları mal ve hizmetler arasında da benzerlik bulunmadığını, itiraza gerekçe markanın su üstü deniz platformlarında ve komuta kontrol merkezlerinde gözetleme amacıyla kullanılacak olup müvekkiline ait markanın şirketler ve kamu kurumlarında bilgi güvenliği yönetimi amacına yönelik olduğunu, markaların karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı, davacı markasının tanınmış olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, dava konusu 2019/27639 sayılı ve “…” ibareli marka kapsamındaki malların davacının markalarının kapsamında aynı/aynı tür/benzer/ilişkili olarak yer aldığı, dava konusu marka başvurusu ile davacı markaları arasında marka işaretleri bakımından benzerlik olsa da, hükümsüzlük davası ve YİDK iptali bakımından davacı tarafından 2010/04261 tescil numaralı “…” ibareli markaya yönelik kullanım ispatı yönünden işbu kullanımı ispata yarayan delil sunulmadığı, YİDK kararının yerinde olduğu ve iptali şartlarının oluşmadığı, hükümsüzlük ve terkin koşullarının da gerçekleşmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, dosyaya sundukları delillerde markalarının 09 ve 42. sınıf mal ve hizmetlerde kullanıldığının ispatlandığını, kullanılmasaydı marka için katalog hazırlanmasının mümkün olmayacağını, “…” markasının belli bir bilinirliğe ulaştığını, davalı şahsın 2020/99277 sayılı aynı ibareli marka başvurusunun itirazları üzerine reddedildiğini, taraf markalarının ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, SMK’nın 6/5. maddesine ilişkin iddialarının incelenmediğini ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka ile ilgili YİDK kararının iptali ile marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, SMK’nın 19/2. maddesi uyarınca 6/1. madde kapsamında yapılan itirazlarda, itiraz gerekçesi markanın itiraza konu başvurunun başvuru veya rüçhan tarihinde Türkiye’de en az beş yıldır tescilli olması şartıyla, başvuru sahibinin talebi üzerine, itiraz sahibinden, itiraza konu başvurunun başvuru veya rüçhan tarihinden önceki beş yıllık süre içinde itiraz gerekçesi markasını itirazına dayanak gösterdiği mal veya hizmetler bakımından Türkiye’de ciddi biçimde kullanmakta olduğuna ya da kullanmamaya dair haklı sebepleri olduğuna ilişkin delil sunması talep edilebileceği, itiraz sahibi tarafından bu hususların ispatlanamaması durumunda itirazın reddedileceği, somut uyuşmazlıkta itiraz eden davacı tarafından başvuru sahibi davalının kullanımın ispatı talebi üzerine Markalar Dairesi Başkanlığına sunulan broşür sayfaları davacının ciddi kullanımını ispata yeterli olmadığı gibi, hükümsüzlük talebi yönünden dava aşamasında sunulan delillerin de bu hususu ispata yeterli olmadıkları, zira sunulan delillerin yoğunlukla …’a ait olduğunun görüldüğü, 19.06.2015 tarihinde “…” ibaresi taşıyan ürünle ilgili seyir kabul testleri yapıldığı anlaşılmış ise de itiraza mesnet markayı taşıyan ürünlerin satışına ilişkin olduğu iddia edilen faturalar üzerinde de herhangi bir markasal kullanımın bulunmadığı, bu hale göre itiraza mesnet 2010/04261 sayılı markanın ciddi ve pazar payı yaratmaya elverişli kullanımı ispatlanamadığından başvuruya itirazın ve davanın reddinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 120,60-TL’nin davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 15/06/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 07/07/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.