Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/907 E. 2023/873 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/02/2021
NUMARASI …

DAVANIN KONUSU :YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 25/02/2021 tarih ve 2019/346 Esas – 2021/76 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacı vekili, müvekkilinin 1998 senesinden bu yana Türkiye pazarında faaliyet gösterdiğini, 2006 senesinde … Kurumundan akaryakıt dağıtım lisansı alarak … pazarında dağıtıcı olarak faaliyette bulunmaya başladığını, müvekkilinin Türkiye’deki konumunu güçlendirmek amacı ile 2008 senesinde … şirketini satın aldığını, hâlihazırda akaryakıt dağıtım pazarında faaliyet gösteren en büyük şirketlerden biri olan … … … A.Ş. ve iştiraki şirketi …A.Ş.’nin Türkiye genelinde 600’e yakın istasyonu ile faaliyetine devam ettiğini, davalı şirket tarafından….sayılı “……..” ibareli markalara dayanarak karıştırılma ihtimali, tanınmışlık gerekkçeleri ile itiraz edildiğini, itirazların reddedildiğini, dava konusu marka başvurusunun müvekkilinin tanınmış “………” markalarına ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, müvekkilinin seri markalarından biri olduğu izlenimini yarattığını, halk tarafından karıştırılmaya sebebiyet verecek nitelikte olduğunu, … ibaresi içinde müvekkili markalarının esas unsuru olan “…” ibaresinin bulunduğunu, “…” ibaresinin Türkçe’de yağ ve … anlamına geldiğini, marka kapsamındaki mal/hizmetler için ayırt edici niteliğinin bulunmadığını, “…” ibaresinin de bu nedenle ayırt edici niteliğinin olmadığını, böylece … ve … markalarının birebir aynı olduğunu, hmüvekkilinin … markasının … nezdinde tanınmış marka olarak tescil edildiğini, dava konusu markanın tescil edilmesinin müvekkilinin emek ve zaman harcayarak itibar kazandırdığı … ve … markalarının ayırt edici vasfının zedelenmesine neden olacağını, dava konusu markanın tesadüfen seçilmediğini ve başvurunun kötü niyetli bulunduğunu, davalı şirketin marka başvurusunun haksız rekabet teşkil ettiğini ileri sürerek,…… sayılı kararının iptaline…..sayılı “…” ibareli marka tescil edilmişse hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile davacı markaları arasında karıştırılma tehlikesinin bulunmadığını, davacının diğer iddialarının da yerinde olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, “…” ve “…” markalarının birbirinden tamamen bağımsız iki marka olduğunu, markaların karıştırılmayacağını, … ibareli markanın … adına tescilli olduğunu, işbu firma ile davacı arasında her hangi bir davanın söz konusu olmadığını, davacının kötü niyetli olarak itiraz ettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu 2019/13951 sayılı “…” ibareli başvuru kapsamında kalan malların tamamının davacı markalarının kapsamındaki mal/hizmetler ile aynı/benzer olduğu, dava konusu “…” ibareli marka başvurusu ile davacı markaları arasında benzerlik bulunmadığı, dava konusu marka başvurusu ile davacı markaları arasında ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma ihtimalinin olmadığı, kötü niyet iddialarının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, müvekkili adına tescilli ve uluslararası düzeyde tanınmış “…” ve “…” markaları ve davalının “…” markasının ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu, “…” markasının müvekkili markalarının serisi izlenimini yarattığını, halk tarafından markaların karıştırılacağını, çünkü davalı tarafın … markasının, müvekkil adına tescilli bulunan … ibareli seri markaların esas unsuru olan ve son derece ayırt edici, müvekkil ile özdeşleşmiş “…” ibaresini aynen içerdiğini, dava konusu marka başvurusuna eklenen cins/çeşit/vasıf bildirici nitelikteki “…” ibaresinin ise ayırt edici olmadığı gibi aksine müvekkiline ait … markalarının serisi olduğu izlenimi uyandıracak nitelikte bulunduğunu, zira … markasında yer alan “…” ibaresinin, Türkçe’de yağ, … ve … anlamlarına geldiğini, bu ibarenin markaların kapsadığı mallar yönünden ayırt edici olmadığını, mahkeme kararının aksine taraf markalarının kapsamındaki malların tüketicilerinin ortalama tüketiciler olduğunu, bilinçli bir tüketici kitlesine hitap etmediklerini, mahkemenin müvekkili Şirketin markalarının tanınmışlığına ilişkin değerlendirme yapmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE :Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, tescilli bir marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları gözetilerek münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin dikkate alınarak belirleneceği, buna göre “…” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet “…” ve “…” asıl unsurlu markalar arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunmadığı, zira markalar arasında görsel ve işitsel yönden hiçbir benzerliğin olmadığı, marka işaretlerinin hecelerine bölünerek iltibas değerlendirilmesi yapılamayacağı da gözetildiğinde taraf marka işaretlerinin benzer olduklarının söylenemeyeceği, taraf marka işaretleri arasında benzerlik olmadığından davacı markalarının tanınmış olmalarının da sonuca etkisinin bulunmadığı, dolayısıyla ilk derece mahkemesince bu yönden değerlendirme yapılmamasının kararın kaldırılmasını gerektirmediği anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 120,60 TL bakiye harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 15/06/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 13/07/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip