Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/90 E. 2022/1613 K. 16.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/90
KARAR NO : 2022/1613
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/09/2020
NUMARASI : 2019/28 E. – 2020/252 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Marka ile ilgili Kurum Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 28/09/2020 tarih ve 2019/28 E. – 2020/252 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, 1992 yılında ticaret siciline tescil ile faaliyetine başlayan müvekkilinin süpermarket ve hipermarketlerde yapılan perakende ticaret faaliyetine devam ettiğini, müvekkilinin “…” ibareli tanınmış markasını mesnet göstererek, davalı şirketin “… …+şekil” ibareli marka başvurusuna itiraz ettikleri, itirazın davalı … Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun kararı ile nihai olarak reddedildiğini, oysa taraf markalarının ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, başvurunun müvekkilinin markalarının tanınmışlığından haksız yarar sağlayacağını ve seri markalarından biri olarak algılanacağını ileri sürerek, YİDK’nın 13/11/2018 tarih ve 2018-M-10041 sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı şirket vekili, taraf markaların benzer olmadığını, tanınmışlığa ilişkin koşulların gerçekleşmediğini, tüketicilerin markaları karıştırmayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, davalının “… …+şekil” ibareli marka başvurusu ile davacının “… …”, “… …”, “… …”, “…” ve YİDK kararında geçen diğer tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, işin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, mesnet marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu mallar/hizmetler için ayırdığı satın alma/yararlanma süresi içinde, davalının “… …+şekil” ibareli başvuru markasını gördüğünde derhal ve hiç düşünmeden davacının tescilli markalarından farklı bir marka olduğunu algılayabileceği, taraf marka işaretleri benzemediğinden SMK’nın 6/1. maddesindeki iltibasın bulunmadığı, benzerlik şartı gerçekleşmediğinden SMK’nın 6/5. maddesindeki tanınmışlık koşulunun da oluşmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, taraf markalarının iltibasa yol açacak derecede benzer olduğunu, markaların kapsamındaki emtia sınıflarının da benzediğini, tanınmışlık koşulunun oluştuğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK marka kararı iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, taraf markalarında “…” ibaresi ortak olarak yer almakla birlikte, başvuruda bu ibarenin görsel olarak geri planda kaldığı, markada dikkatin yeşil ton üzerindeki “…” ibaresi üzerinde yoğunlaştığı, buna göre dava konusu başvuruda esas unsurun “…” ibaresi, davacının itiraza mesnet markalarında ise “…” ibaresi olduğu, başvurudaki şekil unsurunun da görsel benzerlik oluşmasının önüne geçtiği, bütünsel olarak yapılan değerlendirmeye göre davaya konu marka ile itiraza mesnet markalar arasında ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı, tüketicilerin özel bir dikkat göstermeye gerek kalmadan taraf markalarını ayırt edebilecekleri, YİDK kararının yerinde olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 16/12/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 05/01/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip