Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/884 E. 2022/749 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/02/2021
NUMARASI ….

DAVANIN KONUSU : Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan Tazminat

Taraflar arasında görülen davada Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 25/02/2021 tarih ve 2015/163 E. – 2021/198 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, davalının … Şubesine müvekkili tarafından teslim edilen … numaralı kargonun gönderileceği yere teslim edilmemesi ve şirkete iade edilmemesi nedeni ile doğan zararının tazminini talep ile kolinin … A.Ş‘ye tesliminin talep edildiğini, kolinin içerisinde 16 adet … …. S5 telefon bulunduğunu, telefon bedelinin sevk irsaliyesinden anlaşılacağı üzere 32.880.00 TL olduğunu, davalı tarafından kolinin 02.09.2014 tarihinde iade edildiğinin iddia edildiğini, kolinin iade edildiğine dair imza ve kaşenin sahte olarak üretildiğini, şirkete aynı gün 2 adet kargo geldiğini imza ve kaşelerin farklı olduğunu, imzanın yetkili …’e ait olmadığını ve taklit edildiğini ileri sürerek Ankara 9. İcra Müdürlüğünün 2014/26426 E sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, gönderinin içerik veya değer beyan edilmeksizin ücretinin alıcıdan tahsil edilmesi kaydı ile gönderildiğini, 23.08.2014 tarihinde alıcının ücret nedeni ile kargoyu kabul etmediğini, 02.09.2014 tarihinde iade faturası kesilerek iade edilmek üzere Ankara’ya gönderildiğini, 03.09.2014 tarihinde imza karşılığı davacıya teslim edildiğini, kargonun …’a teslim edildiğini, firmanın birden fazla kaşesi bulunduğunu, daha önceki gönderilerin birden farklı personel tarafından teslim alındığını, kargonun kaybolduğu iddiasından 4 ay sonra takip başlatılmasının şüpheli olduğunu, şirketin kargonun içeriğine bakmak gibi bir yetkisi olmadığını, davacı tarafından içerik bilgisinin şirkete verilmediğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, 09.09.2014 tarihli teslim tutanağının incelenmesinden aynı imza ile … isimli çalışanın kargoyu teslim aldığı, teslim tutanağındaki imzanın …’a ait olduğu, davacıya diğer tarihlerde teslim edilen kargonun …’a da teslim edildiği, bu kargolar için herhangi bir dava açılmadığı, suç duyurusunda bulunulmadığı anlaşıldığından davacının …’ın kargo teslim alma işlemini yapmaya zimni olarak yetkilendirildiği, bu haliyle davacının dava konusu kargoyu teslim aldığı anlaşıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, dosyada grafoloji uzmanı bilirkişi raporu bulunmasına, bu bilirkişi tarafından çok ayrıntılı bir sahtelik incelemesi yapılmasına rağmen, yerel mahkemece kanaate dayalı olarak davanın reddine karar verildiğini, mahkemece HMK 211/1-a gereğince karar verildiği belirtilmiş ise de, bu fıkrada yer alan “gerekçesini açıkça belirtmek suretiyle” ifadesi karşılığını bulamadığını, mahkemece HMK 211/1-b bendine göre tahkikat yapıldığını, ancak HMK 211/1-a bendine göre karar verildiğini, kargo ile gelen fatura, irsaliye, sipariş fişi, teslim fişi gibi evrak mahiyetindeki kargolar bütün personel tarafından teslim alınırken, kutu yahut koli ile gelen promosyon, elektronik eşya vb. nitelikteki ekonomik değeri olan kargolar yalnızca … tarafından teslim alındığını, davacı tarafından kullanılan kaşeler arasında, davaya konu 03.09.2014 tarihli kargo teslim fişinin 66. sırasında yer alan kaşenin olmadığını, bu kaşenin kullanılan gerçek kaşeye benzetilmeye çalışıldığını, bu kaşenin sahte olarak üretildiğini ve üzerindeki imzanın da sahte olarak atıldığını, mahkemece kanaate dayalı yapılan sahtelik incelemesinin, aynı tutanağın (taşıma irsaliyesinin) iki sureti üzerinden yapılmış olduğunu, bilirkişi tarafından yapılan teknik incelemede, 6 ayrı konuda imzaların benzeşmediği yönünde bilimsel bir tespit ortaya konulduğunu, buna rağmen kanaate dayalı olarak verilen aksi yöndeki yerel mahkeme kararı kaldırılması gerektiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan tazminat alacağına yönelik başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
6102 sayılı TTK’nın 875. maddesi uyarınca taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur.
Somut olayda da, davacı tarafından taşınmak üzere davalıya teslim edilen kargonun alıcısına ulaştırılmadığı, davalının teslime ilişkin savunmasını ispat edemediği, aksine davalının sunduğu belgedeki teslim alan imzasının dosya kapsamında alınan uzman bilirkişi raporuna göre davacı Şirket çalışanına ait olmadığı, bu itibarla dava konusu edilen taşınan eşyanın alıcısından veya gördericisinden başka bir kişiye teslim edildiğinin dosya kapsamında bulunan deliller ile sabit olduğu ve göndericinin davalı Şirkete bu yönde başvuru yaptığı anlaşıldığından davalı taşıyıcının eşyanın ziyaı nedeniyle davacının uğradığı zarardan sorumlu bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Dosya kapsamında davalı Şirket tarafından taşınmak üzere teslim alınan ürünün içeriği belirlenmemiş ise de, dosya kapsamına sunulan fatura ile tarafların ticari iştigal alanları ve süreklilik arz eden ilişkileri nedeniyle gönderinin içerisinde dava konusu edilen cep telefonlarının bulunduğu kabul edilmiştir.
TTK’nın 880. maddesi uyarınca, taşıyıcı, eşyanın tamamen veya kısmen zıyaından dolayı tazminat ödemekle sorumlu tutulduğunda, bu tazminat, eşyanın taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki değerine göre hesaplanacaktır. Dosyada mevcut bulunan gönderi tarihi ile uyumlu faturaya göre dava konusu cep telefonlarının fiyatının 32.880 TL olduğu görülmüş olup, bu bedelin, taşınmak üzere teslim alındığı yer ve değerine uygun bulunduğu, ayrıca bu meblağın TBK’nın 50. maddesi kapsamında da hakkaniyete uygun bulunduğu Dairemizce kabul edilmiş ve davalının bu miktardan sorumluluğuna hükmedilmiştir.
Her ne kadar TTK’nın 882. maddesinde taşıyıcının sınırlı sorumluluğu öngörülmüş ise de aynı Kanun’un 886. maddesinde, pervasızca bir davranışla zarara sebebiyet verilmesi halinde taşıyıcının sorumluluk sınırlamalarından yararlanamayacağı düzenlenmiştir. Somut olayda da kendisine taşınmak üzere teslim edilen gönderiyi kimlik kontrolü yapmadan başka bir kişiye teslim eden davalının, pervasızca hareketi ile zarara sebebiyet verdiği, bu nedenle sorumluluk sınırlandırmalarından faydalanamayacağı kabul edilmiştir.
HMK.’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kararın gerekçesinde hata edilmişse düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiğinden, Dairemizce davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yukarıda açıklanan gerekçe ile davanın kabulüne dair hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile, Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 25/02/2021 tarih ve 2015/163 E. – 2021/198 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA;
2-Davanın KABULÜ ile, Ankara 9. İcra Müdürlüğünün 2014/26426 Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin aynı şartlarla devamına,
3-Dosya kapsamında talep edelen alacağın likit bir alacak olmaması nedeniyle icra inkar tazminatı talebinin reddine,
4-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 2.246,03.TL nispi karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 561,51 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.684,52.TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 5.100,00.TL maktu vekalet ücretinin davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından ilk derece yargılaması sırasında yapılan 2.850,00.TL bilirkişi ücreti, 154,10.TL tebligat ve posta masrafı ile istinaf aşamasında yapılan 48,90.TL tebligat ve posta giderleri, 162.10,TL istinaf kanun yoluna başvuru harcı olmak üzere toplam oluşan 3.215‬,10.TL yargılama gideri ve 27,70.TL başvurma harcı, 561,51.TL mahsup edilen peşin harç tutarı eklenerek oluşan toplam 3.804,31.TL’nin davalı şirketten tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalı şirket tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
8-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
9-Davacıdan peşin olarak alınan 59,30.TL maktu istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
10-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 02/06/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 21/06/2022