Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/883 E. 2023/907 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/883
KARAR NO : 2023/907
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/04/2021
NUMARASI : 2017/453 E. – 2021/301 K.

DAVACILAR :
VEKİLİ
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Haksız Rekabetten Kaynaklanan Maddi ve Manevi Tazminat

Taraflar arasında görülen davada Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 21/04/2021 tarih ve 2017/453 E. – 2021/301 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacılar tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacılar vekili, davalı …’in davacı … Ltd.Şti’nin %33 hissedarı olduğunu, aynı zamanda diğer davalı Şirketin %50 hissedarı ve müdürü bulunduğunu, müvekkili Şirketin halihazırdaki müdürü olan diğer müvekkili …’ın, davalı …’in eylemleri nedeniyle … Ltd. Şti.’ne husumet yönelterek ortaklıktan çıkma davası ikame ettiğini, davalıların müvekkili Şirket ile aynı iş kolunda faaliyet gösterdiklerini, müvekkili Şirketin tedarikçi firmalarından mal aldıklarını ve müşterilerine müvekkili şirketi kötülemek suretiyle maddi manevi zarara yol açtıklarını, davalı …’in müvekkili Şirketle 01.10.2012 tarihli iş sözleşmesi imzaladığını, böylece şirkete genel koordinatör olarak atandığını, fiili olarak Şirketin sevk ve idare konuları, satın alma, müşteri ilişkileri gibi hususların davalı …’in yönetimine bırakıldığını, müvekkili Şirketin mal alıp sattığı müşterilerin bilgilerine sahip olduğunu, …’in müvekkillerine danışmadan bazı şirketlere vermiş olduğu malların bedellerinin tahsil edilemediğini veya verilen çeklerin karşılıksız çıktığını, yetkisi olmadığı halde çekler keşide ettiğini, ayrıca davalı Şirketi kurarak müvekkili Şirket müşterilerine ve tedarikçisi olduğu firmalara mal alıp sattığını, TTK 230, 231, 54,55 maddeleri uyarınca davalının, müvekkillerinin izni olmaksızın şirket kurarak, davacının tedarikçilerinden mal alıp satarak maddi zarar verdiğini ileri sürerek, 5.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan müteselsilen tahsili ile müvekkili Şirkete, 20.000,00 TL manevi tazminatın ise davalı …’ten alınarak müvekkili …’a ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, müvekkili …’in, davacı Şirketin %33 ortağı olduğu halde sadece davacı … tarafından verilen talimatları yerine getirdiğini, davacı Şirkete koordinatör olarak atandığı ve şirketi yönettiği şeklindeki iddianın doğru olmadığını, Müvekkilinin, davacı Şirketin merkezine gitmesinin … tarafından engellendiği ve odasının kilitlendiğini, limited şirketlerde rekabet yasağının müdürler için öngörüldüğünü, ortaklar için getirilmiş rekabet yasağının olmadığını, rekabet yasağının uygulanabilmesi için şirket esas sözleşmesinde öngörülmesi gerektiğini, davacı …’ın diğer davacı Şirketin içini boşalttığını, esasen anılan davacının rekabet yasağına aykırı davrandığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacı Şirket ana sözleşmesinde ortaklar için rekabet yasağına ilişkin bir düzenlemenin olmadığı, davalı … tarafından davalı Şirket’in, davacı Şirketten 5 yıl sonra kurulduğu ancak limited şirketlerde, TTK’nın 626. maddesi uyarınca sadece müdürler için rekabet yasağının söz konusu olduğu, davalı Şirketin davacı Şirketin alım satım yaptığı müşterilerle yoğun bir alım satım ilişkisinin olduğunun sabit bulunduğu, davacı tarafça sunulan 1.10.2012 tarihli belirsiz süreli iş sözleşmesinde davalının genel koordinatör olduğunun ve 4.31 ve 4.32 maddeleri uyarınca rekabet yasağının bulunduğunun görüldüğü, bu sözleşmenin İş Kanunu açısından değerlendirilmesi gerektiği, sözleşmede çalışma şekil ve şartlarının boş bırakıldığı, ücret kısmının belirgin olmadığı, bu sözleşmenin hayata geçirildiğine dair bir belge sunulamadığı gibi son sayfada başka bir şirket adının üstünün kapatıldığı, TTK’nın 613. maddesi uyarınca davalı şahsın, şirketi zararlandırıcı ve şirketin çıkarlarını zedeleyecek şekilde davrandığının ispatlanamadığı, şirket ana sözleşmesinde rekabet yasağı ile ilgili bir düzenlemenin de bulunmadığı, davalının, davacı Şirketin müdürü olmadığı, genel koordinatör sözleşmesinin hayata geçirildiğinin anlaşılamadığı, davalının davacıyı rencide ettiği ve manevi tazminat koşullarının gerçekleştiğinin ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili, müvekkili Şirketin ortağı davalı …’in ve davalı …’in ortağı olduğu diğer davalı Şirketin, müvekkil Şirket ile aynı iş kolunda faaliyet gösterdiklerini, müvekkili Şirketin tedarikçi firmalardan mal aldıklarını, müvekkil Şirketin müşterilerine müvekkili Şirketi kötülemek suretiyle maddi ve manevi zarar verdiklerini, müvekkili Şirketin kurulduğu günden bugüne ürünlerini, müvekkilinin çalışmış olduğu dava dışı şirketlerden tedarik ettiğini, bu hususun dosya kapsamında alınan bilirkişi raporu ile sabit olduğunu, davalı …’in aynı zamanda müvekkili Şirketle 01.10.2012 tarihli iş sözleşmesi imzaladığını ve müvekkili Şirkete genel koordinatör olarak atandığını, fiili olarak şirketin sevk ve idaresinin, satın almanın ve müşteri ilişkilerinin davalı …’in yönetimine bırakıldığını, davalı asilin de isticvap duruşmasında bu sözleşmeyi kabul ettiğini, davalı …’in müvekkil şirketin mal aldığı ve mal sattığı tüm müşterilerin bilgisine sahip olduğunu, davalı …’in şirket müdürü ve büyük ortak olan …’a danışmadan kendi başına ticaret yaptığını, mal verilen firmalardan çok uzun vadeli çekler aldığını ve yine yetkisi olmadığı halde şirket adına çekler keşide ettiğini, bu nedenle müvekkillerinin zor duruma düştüğünü, aynı zamanda da adı geçen davalının, diğer davalı Şiketi kurarak, müvekkili Şirketin müşterilerine, tedarikçisi olduğu firmalara ürün sattığını, bu durumun da bilirkişi raporu ile sabit olduğunu, davalıların, müvekkilinin müşterileri olan firmalara mal satmak suretiyle müvekkili Şirketi maddi zarara uğrattıklarını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, haksız rekabet nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalı …’in, davacı Şirketin ortağı olduğu, limited şirketlerde rekabet yasağının ise yalnızca şirket müdürleri yönünden öngörüldüğü, şirket ortakları yönünden rekabet yasağının düzenlenmediği, davacı Şirketin ana sözleşmesinde de bu yönde bir hüküm bulunmadığı, dolayısıyla davalı …’in diğer davalı Şirketin ortağı ve müdürü olmasının tek başına rekabet yasağına aykırılık teşkil etmeyeceği, taraflar arasında bir hizmet akdinin hayata geçirildiğinin de ispat edilemediği, davalıların, davacının müşterileri ile ticari ilişkiye girmelerinin tek başına haksız rekabet oluşturmayacağı, bunun dışında da davalıların haksız rekabet teşkil eden bir eylemlerinin ispat edilemediği anlaşılmakla, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 120,60-TL harcın davacılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacılar uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın tebliği ve harç tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 22/06/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 16/07/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip