Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/870 E. 2023/810 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/870 – 2023/810
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/870
KARAR NO : 2023/810
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/03/2021
NUMARASI : 2020/327 E. – 2021/130 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : YİDK Marka Kararı İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 18/03/2021 tarih ve 2020/327 E. – 2021/130 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin 29, 30 ve 35. sınıfta “…” ibaresinin marka olarak tescili için davalı kuruma başvuruda bulunduğunu, başvurunun 2020/47989 kod numarasını aldığını, başvurunun 2004/13964 sayılı “…” ve 2013/31795 sayılı “…” ibareli markalar gerekçe gösterilerek SMK’nın 5/1-ç maddesi uyarınca nihai olarak reddine karar verildiğini, oysa müvekkiline ait marka ile redde mesnet gösterilen markalar arasında, SMK’nın 5/1-ç maddesinde aranan aynılık/ayırt edilemeyecek kadar benzerlik koşulunun gerçekleşmediğini ileri sürerek, YİDK’nın 2020-M-6470 sayılı kararının iptali ile müvekkili markasının tescili için kurum işlemlerinin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Kurumu vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, taraf markalarında 29 ve 30. sınıftaki emtianın tamamının aynı/aynı tür olduğu, davacıya ait “…” ibaresinin redde gerekçe olarak gösterilen “…” ve “…” ibareli markaların aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğu, davacı taraf redde dayanak markanın kullanılmadığını ileri sürmüş ise de, başvuru tarihi itibariyle 5 yıllık kullanım süresinin dolmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, bilirkişi incelemesi yaptırılmadan karar verildiğini, SMK’nın 5/1-ç maddesi şartlarının gerçekleşmediğini, müvekkili markasında logo bulunduğunu, markaların kelime unsurları aynı ancak markaların en az birisinde yer alan şekil unsuru farklı ise markaların aynı olarak değerlendirilmeyeceğini, markaların faaliyet alanlarının da farklı olduğunu, redde mesnet markanın tescilli olduğu tüm sınıflarda kullanımının bulunmadığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK Marka Kararı İptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İşlem dosyasının incelenmesinden; davacının 2020/47989 sayılı ve “…” ibareli marka başvurusunda bulunduğu, başvuru kapsamında 29, 30 ve 35. sınıf mal ve hizmetlerin yer aldığı, Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından 2004/13964 sayılı “…” ve 2013/31795 sayılı “…” ibareli markalara dayalı olarak başvurunun tüm sınıflar yönünden 6769 sayılı SMK’nın 5/1-ç maddesi uyarınca reddedildiği, davacı yanca bu karara karşı yapılan itirazın ise YİDK’ın 2020-M-6470 sayılı kararıyla reddine karar verildiği, kararın 24.09.2020 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, iş bu davanın iki aylık hak düşürücü süre içerisinde 15.10.2020 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
6769 sayılı SMK’nın 5/1-ç bendi uyarınca, … Kurumu tarafından re’sen uygulanacak mutlak ret nedeni kapsamında bir marka başvurusunun reddedilebilmesi için başvuru konusu işaretle önceki tarihte tescil edilen veya tescil başvurusu yapılan markaların hem emtia listelerinin aynı veya aynı tür mal ve hizmetleri kapsaması hem de marka işaretlerinin aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer olması gerekir. Anılan hüküm, 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi hükmünden farklı olarak, ayırt edilemeyecek kadar benzer olmayı aramaktadır. Yine 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi hükmünden farklı olarak 6769 sayılı SMK’nın 5/1-ç bendi hükmünde, “markanın halk tarafından karıştırılma ihtimali”nden ayrıca söz edilmemiştir. Bu durumda, 6769 sayılı SMK’nın 5/1-ç maddesi hükmünün uygulanabilmesi için markalar arasındaki benzerliğin, iltibasa yol açacağının ayrıca inceleme yapılmasını gereksiz kılacak derecede güçlü ve açık olması gerekir.
Somut uyuşmazlıkta, başvuru 2004/13964 ve 2013/31795 sayılı markalar mesnet gösterilerek reddedilmiş olup, redde mesnet 2004/13964 sayılı marka 05, 24, 25, 27 ve 35. sınıflarda (sadece kemerler, pantolon askıları ve jartiyerler mallarının perakendecilik hizmetine özgülenmiş) tescilli olup, başvuruya konu markanın kapsamındaki 29, 30 ve 35. sınıf mal ve hizmetler yönünden emtia benzerliği şartının oluşmadığı, dolayısıyla bu marka bakımından 5/1-ç maddesinin uygulanma şartlarının gerçekleşmediği anlaşılmıştır.
Redde mesnet … sayılı marka yönünden ise, başvuru ile redde mesnet markanın kapsamlarının 29 ve 30. sınıflarda aynı malları içerdiğinden, anılan mallar yönünden markalar arasında emtia benzerliği şartı gerçekleşmiştir. Ancak redde mesnet … sayılı markanın kapsamında 35. sınıf hizmetler yoktur. Redde mesnet … sayılı markanın kapsamında bulunan 29 ve 30. sınıf mallar ile başvuru kapsamındaki aynı malların satışına özgülenmiş 35. sınıf hizmetlerin de SMK’nın 5/1-ç maddesi anlamında aynı ya da ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğundan söz edilemez. Esasen mal sınıfındaki bir emtia ile hizmet sınıfındaki bir emtianın SMK’nın 5/1-ç maddesi anlamında aynı ya da ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunun kabul edilmesinin, anılan hükmün aradığı benzerlik derecesi ile de bağdaşmayacağı açıktır. Dolayısıyla 35. sınıf yönünden başvuru markası ile redde mesnet … sayılı marka arasında emtia benzerliği şartının oluşmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
İşaretlerin karşılaştırılmasına gelince; dava konusu başvuru, beyaz zemin üzerine siyah, kalın italik yazı karakteri ile yazılan “…” ibaresinden oluşmaktadır. Ayrıca ibarenin üst kısmına turuncu, alt kısmına ise yeşil renkte eğik çizgi yerleştirilmiştir. Redde mesnet … sayılı marka ise beyaz zemin üzerine siyah kalın harflerle yazılan “…” ibaresinden oluşmaktadır. Bu hale göre taraf markalarını oluşturan işaretlerin aynı olduğu hususunda bir tereddüt bulunmamaktadır. Markalar arasındaki tek fark ise başvurudaki çizgilerdir. Her ne kadar davacı vekili tarafından emsal gösterilen Yargıtayın yerleşmiş içtihatlarında markalardan birinde yer alan şekil unsurunun iki markayı SMK’nın 5/1-ç maddesi anlamında aynı ya da ayırt edilemeyecek derecede benzer olmaktan çıkardığı yönünde kararlar verilmekte ise de, başvuruda yer alan bu çizgilerin ortalama tüketiciler nezdinde başvuru ile redde mesnet markayı ayırt edilemeyecek derecede benzer olmaktan çıkaracak ölçüde bir farklılık oluşturmadığı, öte yandan emtia benzerliğinin başvuru kapsamındaki 29 ve 30. sınıflar yönünden söz konusu olduğu, dolayısıyla … sayılı marka yönünden SMK’nın 5/1-ç maddesinin uygulanma koşullarının sadece bu sınıflar yönünden oluştuğu kanaatine varılmıştır.
Dava konusu başvuru ile redde mesnet marka arasında SMK’nın 5/1-ç maddesi anlamında aynılık ya da ayırt edilemeyecek derecede benzerlik olup olmadığı hususu, hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olduğundan, Dairemizce bilirkişi incelemesine de gerek görülmemiştir.
Davacı tarafça, redde mesnet markanın kullanılmadığı ileri sürülmüş ise de, davaya konu başvurunun yapıldığı 08.05.2020 tarihi itibariyle redde mesnet … sayılı markanın 25.05.2016 tescil tarihinin üzerinden beş yıllık süre dolmadığından davacı tarafın bu iddiası yerinde görülmemiştir.
YİDK kararının iptali ile birlikte, dava konusu marka başvurusunun tescili işlemlerinin devam edilmesi yönünde karar verilmesi talebinde de bulunmuştur. 6769 sayılı SMK kapsamında mahkemelere tescil isteminin kabulü ya da reddi yönünde tanınmış bir yetki bulunmamaktadır. Tescil işlemi idari nitelikte bir işlem olup Kurul kararının kabulüne bağlı doğal bir sonuçtur. Yine davacının tescil işlemlerine devam edilmesine karar verilmesi istemi ayrı bir dava olarak değerlendirilemez. Bu nedenledir ki, açılan davada iki ayrı talebin olduğu ve başvurunun tescil işlemlerinin devamına yönelik isteminde reddedildiği gerekçesiyle davalı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilemez. Dolayısıyla Dairemizce davacının başvurunun tescil işlemlerinin devamına yönelik talebin reddine karar verilmiş, ancak bu nedenle davalı yararına yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemiştir. Yargıtay’ın emsal uygulaması da bu yöndedir (Yargıtay HGK’nın 22.03.2017 gün ve 2017/11-78 E.-521 K. sayılı kararı)
Yukarıda açıklanan nedenlerle, 2013/3179 sayılı markanın varlığı nedeniyle başvurunun YİDK kararıyla SMK’nın 5/1-ç maddesi uyarınca reddinin doğru olması, ancak başvurunun reddi kararının sadece emtia benzerliğinin gerçekleştiği 29 ve 30. sınıflar yönünden verilebilecek olması nedeniyle, davanın 35. sınıf hizmetler bakımından kısmen kabulü gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, HMK’nın 353/1-b-2 maddesinde, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, Dairemizce davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince KABULÜ ile Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 18/03/2021 gün ve 2020/327 E. – 2021/130 K. sayılı kararın KALDIRILMASINA,
2-Davanın KISMEN KABULÜ ile YİDK’in 2020-M-6470 sayılı kararının 35. sınıftaki “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri. Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.) malları yönünden KISMEN İPTALİNE,
3-Davacı vekilinin başvurusunun tescil işlemlerinin devamına yönelik talebinin REDDİNE,
4-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 179,90-TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50-TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 15.000,00-TL maktu vekalet ücretinin davalı … Kurumu’ndan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 15.000,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … Kurumuna verilmesine,
7-Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 38,50-TL tebligat ve posta masrafı ile istinaf aşamasında yapılan 49,00-TL tebligat masrafı, 162,10-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcından oluşan toplam 249,60-TL yargılama giderinin, davanın kabul ve ret oranına göre takdiren 1/2 kabul edilerek, bu orana tekabül eden 124,80-TL’ye, 54,40-TL başvurma harcı, 54,40-TL peşin harç tutarı eklenerek oluşan toplam 233,60-TL’nin davalı … Kurumu’ndan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı … Kurumu tarafından ilk derece ve istinaf aşamasında yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
10-Davacıdan peşin olarak alınan 59,30-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
11-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dair, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 08/06/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 05/07/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.