Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/855 E. 2023/752 K. 01.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/855
KARAR NO : 2023/752
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/04/2021
NUMARASI : 2020/208 E. – 2021/159 K.

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 15/04/2021 tarih ve 2020/208 E. – 2021/159 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkilinin “…” esas unsurlu tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalı Şirketin 2019/09421 sayılı ve “… …” ibareli marka başvurusuna yaptıkları itirazın dava konusu YİDK kararıyla nihai olarak reddedildiğini, oysa taraf markalarının iltibasa neden olacak derecede benzer olduğunu, müvekkilinin “…” ibareli markalarının toplumun tüm kesimleri tarafından kabul edilebilir düzeyde tanınmışlığa eriştiğini, dava konusu başvuruyla müvekkilinin markasından haksız yarar elde edilmesinin amaçlandığını, başvurunun SMK’nın 6/5 maddesi uyarınca da reddinin gerektiğini, başvurunun kötü niyetli olarak yapıldığını ileri sürerek, YİDK’nın 2020-M-4145 sayılı kararının iptaline ve 2019/24630 sayılı dava konusu markanın tescili halinde hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı vekili, davalının ev tekstil ürünlerinden … alanında faaliyet gösterdiğini, müvekkilinin 2013/68879 sayılı ve ibareli “… …” isimli tescilli bir markasının da bulunduğunu, sahip olduğu bu markasını geliştirmek adına işbu dava konusu marka başvurusunu yaptığını, dava konusu başvuru ile davacının markası arasında benzerlik ve iltibas bulunmadığını, davalı başvurusunun kapsadığı sınıfın davacının markasının tescilli olduğu sınıflarla aynı veya benzer olmadığını, SMK’nın 6/5 maddesindeki koşulların da bulunmadığını, kötü niyet iddiasının yersiz olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu başvuru kapsamında yer alan 24. sınıf malların davacının itirazına mesnet markaları kapsamında yer alan mal ve hizmetlerden farklı olduğu, taraf markalarında “…” kelimesinin ayırt edici unsur olarak yer alması nedeniyle markalar arasında bir benzerlikten söz edilebilirse de markaların bütün olarak bıraktıkları izlenimin farklı olduğu, markalar arasında emtia benzerliği şartının gerçekleşmediği de gözetildiğinde iltibas koşullarının bulunmadığı , diğer yandan davcı markalarının özellikle “PIRLANTA” ve “kuyumculuk ürünleri” açısından tanınmış olduğu ancak dava konusu 24. sınıf mallar yönünden SMK’nın 6/5 maddesindeki koşulların oluştuğunun ispatlanmadığı, kötü niyet iddiasının da yerinde bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporundaki marka kapsamlarının karşılaştırılmasına ilişkin tespitlerin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin 2003/34375 sayılı markası kapsamında 7.sınıfta yer alan “dokuma tezgahları, tekstil makinaları”, 12. sınıfta yer alan “koltuk kılıfları”, 16.sınıfta yer alan “kağıt masa örtüleri, kağıt bebek önlükleri”, 21.sınıfta yer alan “tekstilde mamul temizleme ve silme bezleri” malları ile 2011/96553 nolu markasın kapsamında yer alan “tekstil makinaları, dokuma tezgahları, …, panjurlar, jaluziler, kepenkler” mallarının dava konusu başvuru kapsamında yer alan 24. sınıf mallarla benzer olduğunu, tarafların marka işaretlerinin de benzer bulunduğunu, bu itibarla markalar arasında iltibas koşullarının oluştuğunu, müvekkilinin markaları tanınmış olduğundan, farklı mal ve hizmetlerde de korunması gerektiğini, SMK’nın 6/5 maddesindeki koşulların bulunduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet “…” ibareli markaları arasında SMK’nın 6/1 maddesi uyarınca iltibas koşullarının oluşmadığı, zira mahkemece alınan bilirkişi raporunda da açıklandığı üzere dava konusu başvuru kapsamında yer alan 24. Sınıf mallar ile davacının itirazına mesnet markaları kapsamında bulunan malların farklı bulunduğu, davacının markaları pırlanta ve kuyumculuk ürünleri yönünden tanınmış olsa da, davacı markalarının tanınmışlık düzeyi ve başvuru kapsamındaki 24. Sınıf mallar ile davacı markalarının tanınmış bulunduğu sektörün son derece uzak ve farklı olması nedeniyle somut olay bakımından SMK’nın 6/5 maddesindeki koşulların da oluşmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 120,6‬0-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile 01/06/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 25/06/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip