Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/846 E. 2021/814 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/03/2021
NUMARASI :….
DAVANIN KONUSU : İhtiyati Tedbir

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 22/03/2021 tarih ve…. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbir isteyen davacılar tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, …. başvuru numaralı markanın müvekkili … adına tescilli olduğunu, diğer müvekkili ile marka lisans sözleşmesi imzaladığını, davalı Şirketin müvekkillerinin marka adı ve logosunun aynısını ticaret unvanı ve işletme adı olarak kullanması nedeniyle rekabet oluştuğunu, iş yeri adresindeki tabelada, fatura, evrak ve diğer resmi belgelerde müvekkillerinin markasını logosuyla beraber kullandığını ileri sürerek müvekkillerin markasına tecavüz oluşturup oluşturmadığının tespiti ile tecavüzün durdurulması için ihtiyati tedbire karar verilerek davalı Şirketin müvekkilinin markası olan ‘extra ban’ ibaresini ve logosunu kullanılmasının engellenmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı şirketin ticaret sicil kaydı, kuruluş tarihi, tescilli ticaret unvanı, davacının marka başvuru tarihi, bilirkişi raporu ve dosyanın mevcut durumu itibariyle markaya tecavüz koşullarının mevcudiyetinin ve savunmada ileri sürülebilecek konuların ispata muhtaç durumda olduğu, bu hususların yargılama içinde toplanıp incelenecek deliller ışığında, yargılama sırasında ortaya çıkacağı, ara karar tarihi itibariyle ihtiyati tedbir için HMK’nın 390/3. maddesi uyarınca yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği anlaşıldığından ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davada bilirkişi raporu tanzim edilmiş olup, bu raporda, davalının tabelasında kullandığı marka ile davacı tarafın markasının hemen hemen aynı olduğunun, her iki tarafın mal ve hizmetlerinin aynı/aynı tür bulunduğunun, dolayısıyla davalı tabelasındaki marka kullanımları ile davacı markası arasında karıştırma ihtimalinin yüksek olduğunun, ayrıca davalı tarafın ticaret unvanındaki klavuz unsuru ‘….’ ibaresinin davacı markasının asli unsuru ile aynı olduğunun tespit edildiğini, müvekkillerinin haklılığının ispatlanmış olup ihtiyati tedbir şartlarının oluştuğunu, davalı şirketin 24.07.2014 tarihinde tescil edildiği, markanın başvuru ve koruma tarihinin 01.10.2015 olduğu, marka sahibi …’ın davalı şirketin kurucularından olduğu, şirket hisselerini 31.03.2016 tarihinde marka sahibi olan …’e devrettiği belirtilmiş ise de, bilirkişinin iş bu beyanlarının dosyadaki hukuki ve mevcut durumu değiştirmediğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, ihtiyati tedbirin şartlar başlıklı HMK’nın 389. maddesi uyarınca, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği, HMK’nın 390/3. maddesi uyarınca ihtiyati tedbir talep eden tarafın, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğu, somut olayda dosya kapsamında bulunan mevcut delillere göre ihtiyati tedbir talep eden davacı tarafın haklılığının yaklaşık olarak ispat edilemediği anlaşılmakla anlaşılmakla, ihtiyati tedbir isteyen davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-İhtiyati tedbir isteyen davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati tedbir isteyen davacılar tarafından istinaf başvurusunda yatırılan maktu harcın mahsubu ile yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf aşamasında ihtiyati tedbir isteyen davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdelerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın tebliğ işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 03/06/2021 tarihinde HMK.’nın 362/1-f maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 03/06/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip