Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/841 E. 2023/332 K. 16.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/841
KARAR NO : 2023/332
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/01/2021
NUMARASI : 2020/217 E. – 2021/20 K.

DAVACI : …
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : YİDK Marka Kararı İptali, Hükümsüzlük

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 19/01/2021 tarih ve 2020/217 E. – 2021/20 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı şirket ve davalı … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirketin …” ibareli tanınmış markalarının sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “…+şekil” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere başvuruda bulunduğunu, … kod numarasını alan başvurunun ilanı üzerine müvekkili tarafından Markalar Dairesi Başkanlığına itirazda bulunulduğunu, ancak itirazın yerinde görülmeyerek reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini, oysa dava konusu markaların aynı, benzer ve yakın ilişkili hizmetlerden oluştuğunu, davalıya ait markanın … markası olduğunu, … ibaresinin “YEŞİL” anlamında olduğunu ve marka bütününde … kelimesini nitelediğini, sonraki markaya eklenen … kelimesinin markayı farklılaştırmadığını, bu şekilde oluşmuş markanın bütünde müvekkiline ait alt marka, yeni bir işletme algısı oluşturduğunu,… markalarının SMK 6/5 maddesi anlamında tanınmış marka olduğunu, bu anlamda dava konusu markanın… markaları ile de benzer bulunduğunu ileri sürerek YİDK’nın 2020-M-2573 sayılı kararın iptali ile dava konusu … başvuru numaralı “…+şekil” ibareli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili, markalar benzerlik değerlendirmesinin ilk koşulu olan hizmet benzerliği koşulunun sağlamadığını, emtia benzerliğinin yanı sıra markaların bütünsel görünümleri itibariyle ortalama tüketici algısında ayırt edilemeyecek düzeyde benzer algılar oluşturmadıkları sürece hiçbir şekilde iltibas ihtimalinden söz edilmesinin mümkün olmayacağını, markalar arasında SMK m.6/1 anlamında bir karıştırma ihtimalinin bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, başvuru kapsamındaki 36, 43. Sınıftaki mal ve hizmetlerin, davacının itiraza mesnet bazı markaları ile aynı/aynı tür/benzer/ilişkili oldukları, dava konusu “…+şekil” ibareli markanın, davacı markalarından … sayılı ve münhasıran “…” ibareli, … sayılı ve münhasıran “…” ibareli markalarını içerdiği, her ne kadar “… …” ibaresi iki kelimeden oluşsa da, “…” ibaresinin anlamı itibarıyla ülkemizde bilinen bir kelime olduğu, dolayısıyla tüketici nezdinde dikkat çekici unsurun “…” ibaresi olduğu, “…” ibaresinin “…” ibaresini tanımlayıcı bir kelime olduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu marka ile davacı markalarından … sayılı ve “…” ibareli, … sayılı “…” ibareli markaları arasında marka işaretleri bakımından karıştırılma ihtimali oluşturacak düzeyde benzerlik bulunduğu, dava konusu markanın kapsamındaki “36: Sigorta hizmetleri. Finansal ve parasal hizmetler. Gayrimenkul komisyonculuğu, müşavirliği ve idaresi hizmetleri. Gümrük müşavirliği hizmetleri. 43: Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. Geçici konaklama hizmetleri, geçici konaklama ile ilgili rezervasyon hizmetleri, düğün salonu kiralama hizmetleri, konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama hizmetleri. Gündüz bakımı (kreş) hizmetleri. Hayvanlar için geçici barınma sağlanması hizmetleri.” hizmetlerinin davacının redde mesnet markalarından … sayılı ve münhasıran “…” ibareli, … sayılı ve münhasıran “…” ibareli markalarının kapsamında aynı/aynı tür/benzer olarak yer aldığı ve dava konusu marka ile davacının belirtilen markaları arasında marka işaretleri bakımından işitsel, görsel ve anlamsal benzerlik bulunması nedeniyle dava konusu marka ile davacıya ait belirtilen markalar arasında karıştırılma ihtimalinin söz konusu olduğu, davacının redde mesnet markalarından “…” ibareli markasının … sayı ile tanınmış marka olarak tescil edilmiş olduğu diğer markaların ise tanınmış olduğunu ispatlayan dosya kapsamında herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı, davacının “…” ibareli tanınmış markası ile dava konusu marka arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığı ve yukarıdaki bölümlerde ifade edilen dava konusu marka ile aralarında karıştırılma ihtimali bulunan davacıya ait … sayılı ve münhasıran “…” ibareli, … sayılı ve münhasıran “…” ibareli markalarının tanınmışlığının ispatlanamadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde, davacının tanınmışlık iddiasının yerinde olmadığı, davalı şirketin kötüniyetli olmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne, YİDK’nın 2020-M-2573 sayılı kararının iptaline, … sayılı markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı şirket vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkilinin “… …” ticaret unvanı ve 2015’den bu yana tescil ettirdiği markalar ile başta turizm sektörü olmak üzere birçok sektörde faaliyet gösterdiğini, yıllardır kullandığı “…” ibareli seri markalarıyla maruf hale geldiğini, müvekkilinin markasının esas unsurunun “…” ibaresi değil “…” ibaresi olduğunu, ortak kelimenin dahi aynı biçimde kullanılmadığını, bu kapsamda yapılacak bütünsel incelemede markaların esas unsurlarının hiçbir şekilde benzerlik göstermediğini, müvekkilinin markasının başında “…” ve “…” kelimeleri bulunmasına rağmen davacı markasında bu kelimelerin bulunmadığını, yine müvekkilinin markasında son derece ayırt edici bir şekil bulunmasına rağmen davacı markasında hiçbir şekil yer almadığını, davacıya ait markalar ile müvekkiline ait dava konusu markanın hiçbir şekilde benzerlik teşkil etmediğini, “…” ibaresinin sonuç itibariyle “TEPELER” anlamına geldiğini, 43. Sınıftaki “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. Geçici konaklama hizmetleri, geçici konaklama ile ilgili rezervasyon hizmetleri, düğün salonu kiralama hizmetleri, konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama hizmetleri. Gündüz bakımı (kreş) hizmetleri. Hayvanlar için geçici barınma sağlanması hizmetleri.” kapsamında oldukça zayıf, tanımlayıcı, tasviri başka bir deyişle kimsenin tekeline bırakılmayacak bir ibare olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, dava konusu markalar arasında karıştırmaya yol açabilecek derecede benzerlik bulunmadığını, dava konusu başvuru markasının; “…, …” ibareleri, “-s” eki ve karakteristik şekil unsuru içerecek biçimde oluşturulmuş bileşke marka türünden bir marka olup, asli ve marka algılaması yaratan baskın unsurun “…” ibaresinin bütünü olduğunu, dava konusu başvuru markasının bir bütün olarak ele alınması gerektiğini, markanın içerisinde yer alan unsurlardan sadece birisine bakılarak ve diğer unsurlar ihmal edilerek ayırt ediciliğin varlığına veya yokluğuna hükmedilemeyeceğini, müvekkilin Kurum kararının yerinde olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK marka kararı iptali, hükümsüzlük istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “…+şekil” ibareli marka başvurusu ile davacının itirazına mesnet “…” esas unsurlu … sayılı ve “…” ibareli, … sayılı “…” ibareli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede SMK’nın 6/1. maddesi anlamında bir benzerlik olduğu, zira taraf markalarında ortak olarak yer alan “…” kelimesinin İngilizce bir kelime olup, Türkçe’de tepe anlamına geldiği, başvuruda farklı olarak yer verilen “…” ibaresinin de, yeşil anlamına gelmesi nedeniyle “…” kelimesini niteleyen bir kelime olduğu anlaşılmakla, davalı şirket ve davalı … vekillerinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı şirket ve davalı … vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı şirket ve davalı … ayrı ayrı alınması gereken 179,90.TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı şirket ve davalı … tarafından istinaf başvurusunda ayrı ayrı yatırılan 59,30.TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 120,60 TL’nin anılan davalılardan ayrı ayrı tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı şirket ve davalı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin anılan davalılar üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 16/03/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 07/04/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip