Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/836 E. 2023/770 K. 01.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/836
KARAR NO : 2023/770
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/03/2021
NUMARASI : 2020/276 E. – 2021/125 K.

DAVACI : …
VEKİLİ :
DAVALI : 1 -… – … …
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU :YİDK Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 18/03/2021 tarih ve 2020/276 Esas – 2021/125 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacı vekili, davalı … tarafından müvekkili Şirketin de iştigal ettiği ticari faaliyet alanlarına ilişkin marka tescil başvurusu yapıldığını, davalı Kurumun da başvurunun talep edildiği şekliyle tesciline karar verdiğini, ancak müvekkilinin çatı markası olan “…” ibaresini hem ticaret unvanında hem de piyasaya sürülen ürünlerde kullandığını, müvekkilinin faaliyet adresinin ve şirket merkezinin … ilinde olduğunu, tescili istenen “…” markasının bu nedenle tüketici nezdinde yanıltıcı sonuçlara neden olacağını, yurt içi ve yurt dışı piyasalara “…” markası ile büyük çapta satış yapan müvekkilinin tüm ürünlerini tek üretim merkezi olan … ilinden sevk ettiğini, tüm Türkiye ve dünya pazarlarında “…” markası akla geldiğinde, akabinde hemen … ilinin de akıllara geldiğini, bu haliyle “…” markasının müvekkil Şirketin faaliyet gösterdiği 29, 30, 32. sınıf ve bu ürünlere ilişkin 35. sınıfta tescil edilmesi halinde markalar arasında bir karışıklık oluşacağını, bu nedenle itirazları doğrultusunda başvurunun iptaline karar verilmesi gerekmekteyken, itirazlarının reddine karar verilmesinin yasaya ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, YİDK’in 2020-M-1791 sayılı kararının iptaline, 29,30 ve 32. sınıf malların satışına ilişkin 35. sınıf yönünden tescil başvurusunun reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile davacı markalarının bütünüyle bıraktıkları izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimali dahil olmak üzere karıştırılmaya yol açabilecek derecede benzer olmadığını, davacının diğer iddialarının da yerinde bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı … Kahraman vekili, markaların görünüş, renk, okunuş ve telaffuz açısından hiçbir benzerlik içermediğini, bu nedenle iltibastan bahsedilemeyeceğini, markalardaki harflerin dizilişi, vurgu unsuru, hece yapısı, kelimenin anlamı vs. birçok unsur birlikte değerlendirildiğinde, itirazın mesnetsiz ve tutarsız olduğunu, itirazda müvekkiline ait marka “…” ve “…” şeklinde ayrıştırılmış ise de, müvekkili markasının “…” şeklinde bir bütün olarak oluşturulduğunu, markalar arasında sınıfsal benzerlik de bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, YİDK kararının iptaline yönelik davanın iki aylık hak düşürücü süre dolduktan sonra 07.09.2020 tarihinde açıldığı, HMK 114/2 maddesi hükmünde ifadesini bulan diğer kanunlarda yer alan dava şartı niteliğindeki SMK’nın 172. maddesi ile 5000 sayılı Kanuna eklenen 15/c maddesi ile belirlenen dava şartının mevcut olmadığı, dolayısıyla HMK 115, 138 ve SMK 172. maddesi ile 5000 sayılı Kanuna eklenen 15/c maddesi uyarınca YİDK kararının iptali istemi ile açılan davanın süresinde açılmadığından dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar vermek gerektiği, hükümsüzlük istemine ilişkin davada ise işin esasına girildiği, taraf markaları arasında “…” kelimesini ortak olarak içermelerinden kaynaklı olarak görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzerlik bulunduğu, taraf markalarında ortak olarak bulunan “…” ibaresinin taraf markalarının ilk kelimesini oluşturması ve tüketicilerin dikkatinin markanın başına yoğunlaşması nedeniyle kelimenin başında oluşturulan benzerliğin tüketiciler nezdinde iltibasa yol açma ihtimalinin yüksek olduğu, davalı markası kapsamında yer alan 35. sınıftaki “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi, işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri. Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez. Biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” yönünden emtia benzerliği şartının oluştuğu ve bu hizmetler yönünden hükümsüzlük koşullarının gerçekleştiği, davacı markalarının tanınmışlığının ispatlanamadığı gerekçesiyle YİDK kararının iptali istemi ile açılan davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine, hükümsüzlük istemine ilişkin talebin kısmen kabulü ile 2018/119492 sayılı markanın 35. sınıftaki “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenm iş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri. Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez. Biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” sınırlı olarak kısmen hükümsüzlüğüne, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili, dava dilekçesinde müvekkili markasının hükümsüzlüğünün değil, tescil başvurusunun reddine karar verilmesinin istendiğini, mahkemenin davacının talebini aşar şekilde kısmen de olsa hükümsüzlük kararı vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili markasının “…” ibaresinden, davacının markalarının ise sadece “…” ibaresinden oluştuğunu, müvekkili markasında yer alan “…” ibaresinin, davacı markalarında yer almayan “…” ibaresi ile birlikte bir bütün olarak algılanan bileşke marka türünde oluşturulmuş bir marka olduğunu, dolayısıyla, anılan markaların bütünüyle bıraktıkları izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimali dahil olmak üzere karıştırılmaya yol açabilecek derecede benzer olmadıklarını, müvekkili markasının kapsamındaki mal/hizmetlerin de davacı markaların kapsamında bulunan mal ve hizmetlerle aynı veya aynı tür bulunmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Yukarıda yapılan özetten de anlaşılacağı üzere davacı tarafça, YİDK kararının iptali ile 29,30 ve 32. sınıf malların satışına özgü 35. sınıf yönünden tescil başvurusunun reddi istemiyle eldeki dava açılmış, ilk derece mahkemesince YİDK kararının iptali istemli dava, süresinde açılmadığından dava şartı yokluğu nedeniyle reddedilmiş, davalı markasının ise kısmen hükümsüzlüğüne karar verilmiş ve bu karar yalnızca davalı … tarafından istinaf edilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın tasarruf ilkesi başlıklı 24. maddesinde, hâkimin, iki taraftan birinin talebi olmaksızın, kendiliğinden bir davayı inceleyemeyeceği ve karara bağlayamayacağı, taleple bağlılık ilkesi başlıklı 26. maddesinde ise hâkimin, tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğu, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği hüküm altına alınmıştır. Aynı Kanunun 7251 sayılı Kanunun 15. maddesi ile değişik 141. maddesinde ise iddianın ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi düzenlenmiş olup buna göre taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez. İddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümleri ise saklıdır.
Açıklanan hükümler çerçevesinde somut uyuşmazlık değerlendirildiğinde; dava dilekçesinde, bir kısım hizmetler yönünden dava konusu başvurunun tescil başvurusunun reddi talep edilmiş olup, bunun dışında dava konusu markanın hükümsüzlüğü talep edilmediği gibi dava dilekçesinin içeriğinde de dava konusu markanın hükümsüzlüğünün talep edildiğine dair bir açıklamaya yer verilmemiştir. Her ne kadar 26.01.2021 tarihli ön inceleme duruşmasında davacı vekili, dava dilekçesindeki tescil başvurusunun reddi talebinin hükümsüzlük talebi anlamında olduğu belirtilmiş ise de dava tarihi itibariyle yürürlükte olan HMK’nın 141/1. maddesine göre iddianın genişletilmesi ancak dilekçelerin teatisi aşamasında mümkün olup, bundan sonra iddianın genişletilmesi davanın ıslahı ya da karşı tarafın açık muvafakati ile yapılabilir. Eldeki davada, davacı cevaba cevap dilekçeleri ile de dava konusu markanın hükümsüzlüğünü talep etmemiş, hükümsüzlük talebini ilk kez ileri sürdüğü ön inceleme duruşmasında ise karşı tarafın açık muvafakati sağlanmamıştır. Bu durumda ilk derece mahkemesince işbu davada, davalı markasının hükümsüzlüğünün talep edilmediği, yalnızca markanın tescil başvurusunun reddinin istenildiği, idari işlem niteliğindeki bu talebin mahkemenin yetkisinde bulunmadığı, davacının süresi içinde dava konusu markanın hükümsüzlüğü yönünde iddiasını da genişletmediği, ön incelemedeki iddianın genişletilmesi niteliğindeki talebine de karşı tarafın açık muvafakatinin bulunmadığı, sonuç olarak eldeki davada dava konusu markanın hükümsüzlüğünün talep edilmediği ve hakimin talepten fazlaya karar veremeyeceği, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 29.11.2007 tarih, 2006/7490 E., 2007/15087 K. sayılı ilamının da bu yönde olduğu gözetilerek hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde dava konusu markanın kısmen hükümsüzlüğüne karar verilmesi doğru olmamış, davalı … vekilinin bu yöne ilişkin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca kabulüne karar vermek gerekmiş ve ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince KABULÜ ile Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 18/03/2021 gün ve 2020/276 Esas – 2021/125 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-YİDK kararının iptali istemi ile açılan dava süresinde açılmadığından dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden REDDİNE,
3-Tescil başvurusunun reddi talebi idari nitelikte olup bunun dışında dava konusu markanın hükümsüzlüğü talep edilmediğinden bu yönden KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcından, peşin alınan 54,40 TL’nin düşümü ile kalan 125,50 TL bakiye karar harcının davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
5-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 3/2 maddesi uyarınca belirlenen 15.000,00 TL (İstinaf kanun yoluna başvurmadığından davalı … yönünden 5.900,00 TL ile sınırlı olmak üzere) vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderlerinin kendi uhdesinde bırakılmasına,
7-Davalılar tarafından ilk derece mahkemesinin yargılaması sırasında herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine, (HMK m.333),
9-İstinaf aşamasında davalı … tarafından yapılan 35,30 TL posta ücreti, 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı olmak üzere toplam 197,4‬0 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak anılan davalıya verilmesine,
10-Davalı … tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
11-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 01/06/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 03/07/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip