Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/821 E. 2023/759 K. 01.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/821
KARAR NO : 2023/759
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/11/2019
NUMARASI : 2018/504 E. – 2019/495 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Marka ile ilgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 07/11/2019 tarih ve 2018/504 E. – 2019/495 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı… vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirketin “…” ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalı şirketin 2017/58162 sayılı “…” ibareli marka başvurusuna yaptıkları itirazın davalı… yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun kararıyla nihai olarak reddedildiğini, oysa dava konusu markanın müvekkilinin itiraza mesnet “…” esas unsurlu markalarıyla benzer olduğunu, müvekkilinin markalarının 11., 20. ve 21. sınıflarda tescilli olduklarını, müvekkilinin sadece mobilya satmadığını, aynı zamanda kendi tasarladığı mobilya ve ev aksesuarlarını da pazarladığını, verilen kararın davalı kurumun önceki kararlarıyla da çeliştiğini, “…” markasının tanınmış olması nedeniyle SMK’nın 6/5. maddesindeki şartların oluşacağını, aksi yöndeki kararın isabetli olmadığını ileri sürerek, YİDK’nın 2018-M-9270 sayılı kararının iptaline ve tescili halinde dava konusu markanın tüm sınıflar yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı… vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı şirket, davaya cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, başvuru kapsamındaki 21. sınıftaki emtianın itiraza dayanak markaların kapsamındaki mal ve hizmetlerle aynı/benzer olduğu, taraf markalarında “…” ibaresinin ortak olarak yer alması nedeniyle orta seviyedeki tüketici gözünde markaların görsel ve işitsel açıdan benzer markalar olarak algılanacağı, anlamsal karşılaştırmada ise “…” kelimesinin İtalyanca ve İspanyolcada “ev” anlamına geldiği, ancak, bu diller ülkemizde yaygın olarak bilinmediğinden taraf markalarının ortak unsuru olan “…” ibaresinin ilgili tüketici kesimi olan orta seviyedeki tüketici bakımından bir anlam ifade etmeyeceği, ortalama seviyedeki tüketiciler bakımından davacının “…” esas unsurlu seri markaları ile davalı şirketin bu unsuru aynen içeren ve yanına yapılan “…” eklemesi nedeniyle taraf markalarının aynı serinin parçaları olduğunun veya birbirleri ile idari veya ekonomik bağ içinde olan markalar olduğunun düşünülmesinin söz konusu olabileceği, nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 13.05.2019 tarih ve 2018/2241 E. – 2019/3641 K. sayılı kararında “… – …” markalarının; 24.01.2018 tarih ve 2016/6849 E. – 2018/619 K. sayılı kararında “… – …” markalarının benzer bulunduğu, benzer bulunan taraf markalarının birbiri ile ilişkilendirilebileceği, taraf markaları arasında SMK’nın 6/1. maddesi anlamında karıştırılma ihtimalinin bulunduğu, davacının tanınmışlığının mobilya sektörü ile sınırlı olduğu, davalı şirketin markası kapsamındaki dekoratif ürünler ile davacının ilgili olduğu sektörün birbirini tamamladığı, SMK’nın 6/5. maddesi açısından tescil engelinin bulunduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, YİDK’nın 2018-M-9270 sayılı kararının iptaline, 2017/58162 sayılı markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı… vekili istinaf başvuru dilekçesinde, “…” ibaresinin ortak olmasının iltibasa sebebiyet vermeyeceğini, tüketicilerin markaları bir bütün olarak algılayacağını, markalar arasında ilişki kurmayacağını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK marka kararı iptali ile marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, taraf markaları arasında “…” ibaresinin ortak olarak yer almasından kaynaklı yüksek düzeyde görsel, işitsel ve anlamsal benzerlik olduğu, bu hali ile davalı şirketin marka başvurusu ile davacının itiraza mesnet markaları arasında SMK’nın 6/1. maddesi anlamında ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimalinin bulunduğu, nitekim, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 11.10.2022 tarih ve 2021/2864 E.-2022/6882 sayılı kararında “…” ibaresinin davacı şirketin markalarıyla benzer bulunduğu, başvuruda yer alan “…” ibaresinin başvuruyu davacı markasından farklılaştırmaya yetmediği, anlaşılmakla, davalı… vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı… vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … alınması gereken 179,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 125,5‬0-TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı… tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı… uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 01/06/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 01/07/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip