Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/82 E. 2021/627 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/82
KARAR NO : 2021/627
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/11/2020
NUMARASI :

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali ve Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 19/11/2020 tarih ve …../….. E. – ……./…… K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkilinin ……/……. ve ……/…… sayılı, “…” ve “… okulları” ibareli markalarının bulunduğunu, davalının bu markalarla iltibas oluşturacak nitelikteki …/… sayılı ”… … … …” ibareli markanın tescil başvuruda bulunduğunu, müvekkilinin başvuruya yaptığı itirazın YİDK’nun 15/10/2018 tarihli …-M-… sayılı kararı ile reddedildiğini ileri sürerek, davalı Türkpatent YİDK kararının iptalini ve diğer davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı şirket vekili, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece davacıya duruşma gününün usulüne uygun olarak bildirilmesine rağmen, 24/06/2020 tarihinde duruşmaya gelmediği gibi mazeret de bildirmediğinden, davalı tarafça takip olunmayan dosyanın 24/06/2020 tarihli duruşmada işlemden kaldırıldığı ve üç aylık süresi içerisinde taraflarca yenilenmediği gerekçesiyle davanın HMK’nun 150. maddesi gereğince açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davacı vekili olarak dosyayı takip eden avukat … …. … 11.06.2020 tarihinde vekillik görevinden azledildiğini, anılan vekilin 21.08.2020 tarihinde vekillik görevinden çekilme dilekçesini vermiş olmasına rağmen, yerel mahkeme tarafından iş bu vekillikten çekilme dilekçesinin davacı asile usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, müvekkili şirket tarafından adına açılı iş bu davanın bilgilerinden haberdar olunmadığı için duruşmayı takip etme imkanının da olmadığını, mahkeme tarafından iş bu vekillikten çekilme dilekçesinin usulüne uygun bir şekilde 21.08.2020 tarihinde davacı asile tebliğ edilmiş olsaydı, davacı asil tarafından iş bu dava dosyasından haberdar olunacağını ve HMK 150. madde doğrultusunda süresinde yenileme fırsatının olacağını, davacı şirkete vekillikten çekilme dilekçesinin 21. maddeye göre muhtara tebliğ edilmiş olup, müvekkil şirketin muhtara tebliğ edilen tebligattan haberdar olmadığını, yapılan bu tebligatın usulsüz olduğunu, müvekkili şirket tarafından dosyadan haberdar olunur olunmaz, süresi içerisinde yenilemenin yapıldığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve davacı vekilinin 24.06.2020 tarihli oturuma katılmadığı, davalılar vekillerince de davayı takip etmeyeceklerinin bildirilmesi üzerine, mahkemece anılan oturumda dosyanın işlemden kaldırıldığı, bu tarihe kadar mahkemeye davacının vekilini azline dair herhangi bir bilginin ulaşmadığı, HMK.’nın 81. maddesinin “Vekilin azli veya istifasının, mahkeme ve karşı taraf bakımından hüküm ifade edebilmesi için, bu konudaki beyanın dilekçeyle bildirilmesi veya tutanağa geçirilmesi ve gerektiğinde ilgilisine yapılacak tebligat giderinin de peşin olarak ödenmesi zorunludur.” hükmü uyarınca, mahkemenin 24.06.2020 tarihli oturumda dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesinde herhangi bir isabetsizliğin bulunmadığı, davacının vekilini azlettiğinin mahkemeye ilk kez, azledilen vekili Av. … … … tarafından 21.08.2020 tarihli dilekçe ile bildirildiği, dilekçe ekinde azilnamenin sunulmadığı, mahkemece esasen gerekmediği halde bu dilekçenin davacı asile tebliğe çıkarıldığı, zira vekilin istifası halinde uygulanacak HMK.’nın 82/3. maddesi gibi vekilin azli halinde, bu azlinin asile bildirilmesini gerektiren bir hükmün bulunmadığı, buna karşılık “Velinin Azli” başlıklı MHK.’nın 83. maddesi uyarınca “Vekil ile takip edilen davada, vekilin azli hâlinde vekâlet veren, davayı takip etmez ve iki hafta içinde bir başka vekil de görevlendirmez ise tarafın yokluğu hâlinde uygulanacak hükümlere göre işlem yapılır.” hükmünün uygulanmasının gerektiği, dolayısıyla vekilini azleden asilin davasını bizzat veya tayin edeceği bir vekil aracılığıyla takip etmesinin, kendisine ait bir yükümlülük olup, mahkemece davacının eski vekilinin azledildiğinin, davacı asile tebliğinin usulüne uygun şekilde yapılıp yapılmadığının, somut uyuşmazlık yönünden bir öneminin bulunmadığı, Yargıtay 2. HD.’nin 27.06.2018 tarih ve 2016/20545 E.- 2018/8189 K. sayılı kararının da bu yönde olduğu, kaldı ki mahkemenin anılan tebligatının dahi davacı şirketin TSM.’nde kayıtlı adresine, 29.08.2020 tarihinde ve TebK.’nun 21/1. maddesine göre usulüne uygun yapıldığı, zira anılan tebligatta “adresin kapalı olduğunun ve işyerinde kimsenin olmadığının” tebligat üzeride belirtildiği gibi, tüzel kişiler yönünden adreste bulunmama sebebinin tebligatta belirtilmesinin zorunlu bulunmadığı, Yargıtay 12. HD.’nin 24.02.2015 tarih ve 2014/28951 E.- 2015/3720 K. sayılı kararının da bu yönde olduğu, davacının vekilini 11.06.2020 tarihinde azline dair noterden düzenlenmiş azilnamenin ise mahkemeye ilk kez davacının yeni vekili tarafından, 15.10.2020 tarihli dilekçenin ekinde sunulduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 4,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 29/04/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 29/04/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip