Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/803 E. 2023/763 K. 01.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/803 – 2023/763
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/803
KARAR NO : 2023/763
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/02/2021
NUMARASI : 2019/354 E. – 2021/37 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI
VEKİLLERİ

DAVANIN KONUSU : Marka ile ilgili Kurum Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 01/02/2021 tarih ve 2019/354 E. – 2021/37 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … ile davalı şirket tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin “… …” ibareli markanın 05. sınıfta yer alan mallar bakımından tescili için başvuru yapıldığını, davalı şirketin itirazı üzerine başvuru kapsamından 05. sınıfta yer alan “İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal radyoaktif maddeler, ilaç ihtiva eden kozmetikler. Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler; insan ve hayvanlar için diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler. Dezenfektanlar, antiseptikler, tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, antibakteriyel el losyonları” mallarının başvuru kapsamından çıkartıldığını, müvekkil şirketin ve markalarının ulusal olarak tanınmış olduğunu, “… …” markasının isminin içeriğinde yer alan Afrika sardunyası bitkisinin bilimsel adı olan “…” ve bu bitkinin kökünün adı olan “…” kelimelerinden türetildiğini, “…” kelimesinin Zulu dilinden geldiğini, itiraza mesnet “…” ibaresinin temelini müvekkilinin ürettiği ürünün bileşenindeki bitkiden aldığını, markanın “…” kısmının “…”tan, “…” kısmının ise “…” kelimesinden türetildiğini, dolayısıyla redde mesnet gösterilen markanın zayıf bir marka olduğunu, müvekkilinin “… …” markasının davalının markasından farklı olduğunu, içeriğini oluşturan maddeleri anımsattığını, taraf markaları arasında iltibas ihtimalinin bulunmadığını ileri sürerek, YİDK’nın 2019-M-5418 sayılı kararının iptaline ve müvekkili markasının tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı şirket vekili, davaya konu olan markanın “…” ve “…” ibarelerinden oluştuğunu, 05. sınıfta yer alan mallar bakımından “…” ibaresinin ayırt ediciliğinin bulunmadığını, Türkçe “okyanus” anlamına gelen “…” ibaresinin okyanus suyunun nazal dekonjestan ilaç olarak kullanılması nedeniyle ayırt ediciliğinin bulunmadığını, markaların ilk 5 harfinin ve iki hecesinin de birebir aynı olduğunu, markanın sonuna 3 harf eklenmesinin benzerliği ortadan kaldırmadığını, davacının müvekkili firmaya ait “…” markası ile …. AŞ.ye ait “…” ibaresini birleştirerek “…” ismini tescil ettirmekle kötü niyetli olduğunu savunarak, davanın reddini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, davacının “… …” ibareli başvuru markası ile davalı firmanın “…” ibareli markası arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sescil ve anlamsal olarak hedef kitle olan tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, işin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesi ile davaya konu markanın kapsamından çıkarılan malların hitap edeceği sağlık alanındaki hedef kitle açısından dava konusu 5. sınıftaki mallar için ayırdığı satın alma süresi içinde, davacının başvuru markasını gördüğünde derhal ve hiç düşünmeden davalıya ait “…” ibareli markasından farklı bir marka olduğunu algılayabileceği, diğer bir anlatımla dava konusu 5. sınıftaki mallar için davalının “…” ibareli markalı ürünü satın almak isterken davacının “… …” ibareli markalı malı satın almak şeklinde bir yanılgı yaşamayacağı, ortalama düzeydeki tüketici kesimi ve davaya konu markanın kapsamından çıkarılan malların hitap edeceği sağlık alanındaki hedef kitle açısından taraf markaları arasında işletmesel bağ olduğu ya da idari ve ekonomik anlamda birbirine bağlı işletmelere ait markalar algısının da oluşmayacağı, taraf markaları arasında SMK’nın 6/1. maddesindeki iltibas-benzerlik-karıştırılma ihtimali koşulunun oluşmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne, YİDK’nın 2019-M-5418 sayılı kararının bu davanın tarafları yönünden iptaline karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, taraf markaları iltibasa sebebiyet verecek derecede benzer olmakla birlikte başvuru markasının kapsamında bulunan bir kısım mal ve hizmetlerin marka kapsamından çıkartıldığını, diğer davalının ilaçlar emtiası için eskiye dayalı markasal kullanımını itiraz aşamasında kanıtladığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı şirket vekili, istinaf başvuru dilekçesinde, markalar arasında iltibasa neden olacak derecede benzerlik bulunduğunu, dava konusu marka başvurusunun “…” ve “…” ibarelerinden oluştuğunu, 05. sınıfta yer alan emtialar için “…” ibaresinin ayırt ediciliğinin bulunmadığını, Türkçe okyanus anlamına gelen “…” ibaresinin okyanus suyunun nazal dekonjestan ilaç olarak kullanılması nedeni ile ayırt ediciliğinin bulunmadığını ve zayıf bir marka olduğunu, bir ilaç markasının başına bu ibare geldiğinde doktor, eczacı ve tüketicilerin sıvı haldeki emülsiyon, suspansiyon gibi ilaç formlarında su yerine okyanus suyunun kullanıldığını anlayacaklarını, davacının müvekkiline ait “…” ibaresi ile dava dışı şirkete ait “…” ibaresini birleştirerek dava konusu markayı oluşturduğunu, davacının bu iki markayı alabilmek için her yolu denediğini ileri sürerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK marka kararı iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, içerisinde eczacı ve tıp doktoru bilirkişilerin de yer aldığı heyet tarafından düzenlenen denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporuna göre, itiraza mesnet markadaki “…” ibaresi dava konusu başvuruda da yer almakta ise de, yine başvuruda yer alan “…” ve “…” ibarelerinin başvuruyu yeterince farklılaştırdığı, başvuruyu özgün bir marka haline getirdiği, taraf markalarının göz ve hafızada bıraktıkları etkinin farklı olması nedeniyle doktor, eczacı ve ilaç mümessili gibi tüketiciler nezdinde kolaylıkla ayırt edilebilecekleri, başvuru kapsamından çıkartılan 05. sınıf malların tüketicilerinin dikkat seviyesinin de yüksek olduğu anlaşılmakla, davalı … vekili ile davalı şirket vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı … ile davalı şirket vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca ayrı ayrı alınması gereken 179,90’ar-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalılarca istinaf başvurusunda ayrı ayrı yatırılan 59,30’ar-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 120,60’ar-TL’nin davalılardan ayrı ayrı tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı … ile davalı şirket tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalılar uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 01/06/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 02/07/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.