Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/802 E. 2023/719 K. 26.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/802
KARAR NO : 2023/719
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/11/2020
NUMARASI : 2019/173 E. – 2020/421 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : 1-…
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararı İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 30/11/2020 tarih ve 2019/173 E. – 2020/421 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, davalı Şirketin “…” ibareli dava konusu başvurusuna müvekkilinin 2006/43844, 2006/43845 sayılı ve “…” ve “…” ibareli markalarına dayalı olarak yaptıkları itirazlarının dava konusu YİDK kararı ile nihai olarak reddedildiğini, oysa dava konusu başvuru ile müvekkilinin itirazına mesnet markalarının ayırt edilemeyecek derecede benzer bulunduğunu, dava konusu başvurunun SMK’nın 5/1-ç ve 6/1 maddeleri uyarınca reddinin gerektiğini, müvekkiline ait markaların ayırt edici olup tüketici nezdinde bilinirliğinin yüksek bulunduğunu, dava konusu başvurunun kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, 2019-M-945 sayılı YİDK kararının iptaline ve dava konusu başvurunun reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı TÜRKPATENT vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak , davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, taraf markaları arasında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, müvekkilinin markasının 41 ve 43. sınıftaki hizmetleri içerdiğini, davacının markasının ise 36. sınıfı kapsadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, “…” ibareli dava konusu marka başvurusu ile davacıya ait ” … ” ibareli marka arasında benzerlik bulunmadığı, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet “…” ibareli marka arasında görsel, sesçil ve anlamsal olarak benzerlik oluşsa da mal/hizmet benzerliği bulunmadığından, SMK’nın 6/1 maddesindeki iltibas koşullarının oluşmadığı, kötü niyet iddiasının da kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, bilirkişi raporuna karşı itirazlarının karşılanmadığını, dava konusu başvuru ile müvekkilinin markası arasında benzerlik ve iltibas bulunduğunu, müvekkiline ait markanın tanınmış olduğunu, marka işaretleri arasında benzerliğe rağmen markların farklı mal ve hizmetlerde tescilli bulunduğu gerekçesiyle markalar arasında iltibas tehlikesi oluşmayacağına ilişkin kabulün müvekkilinin markasını korumasız bırakacağını, davalı Şirketin kullanımları nedeniyle müşterilerinden şikayetler geldiğini, bu durumun markalar arasındaki iltibasın somut örneğini teşkil ettiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka başvurusunun reddi istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık olmadığı, davacının itirazına mesnet 2006/43845 sayılı ve “…” ibareli marka ile “…” ibareli dava konusu başvuru arasında benzerlik bulunmadığının açık olduğu, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet 2006/43844 sayılı ve “…” ibareli marka arasında, işaretler bakımından benzerlik bulunmasına rağmen, emtia benzerliğine ilişkin koşul gerçekleşmediğinden, SMK’nın 6/1 maddesi anlamında iltibas bulunmadığı, ayrıca davacı vekilinin de hazır bulunduğu ön inceleme celsesinde mahkemece HMK’nın 140/2 maddesi kapsamında uyuşmazlık konusunun davacının iltibas ve kötü niyet iddiaları karşısında dava konusu YİDK kararının iptali koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği olarak belirlendiği, bu bağlamda davacının tanınmışlık iddiaları yönünden ilk derece mahkemesince inceleme ve değerlendirme yapılmamasında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 120,6‬0-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,

3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile 26/05/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 18/06/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip