Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/794 E. 2023/652 K. 18.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/794
KARAR NO : 2023/652
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/09/2020
NUMARASI : 2019/127 E. – 2020/216 K.

DAVACI : … –
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVALI
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 21/09/2020 tarih ve 2019/127 E. – 2020/216 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkilinin
“…” ibareli başvurusunun, davalı gerçek kişinin “…” ibareli markasına dayalı olarak yaptığı itiraz sonucu Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından SMK’nın 6/1 maddesi uyarınca 43. Sınıf hizmetler yönünden kısmen reddedildiğini, bu karara karşı yaptıkları itirazlarının da dava konusu YİDK kararı ile reddine karar verildiğini, oysa dava konusu ibarenin, redde mesnet markanın tescilinden çok önce müvekkili tarafından kullanıldığını, müvekkilinin kullanımı ile anılan ibarenin tanınmış hale geldiğini, dava konusu başvuru ile redde mesnet marka arasında benzerlik bulunmadığını, ayrıca davalı gerçek kişinin redde mesnet markayı kullanmadığını, kullanmadığı markayı tescil ettiren davalı gerçek kişinin kötü niyetli bulunduğunu, diğer yandan müvekkilinin “…” ibareli seri markalarının olduğunu ileri sürerek, 2018-M-10411 sayılı YİDK kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak , davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı davaya cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacının “… + şekil” ibareli marka başvurusu ile davalı şahsın “şekil+…” ibareli tescilli markası arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ve sesçil olarak başvuru kapsamından çıkartılan 43.ncü sınıftaki hizmetler yönünden ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, davacının SMK’nın 6/3-5 ve 9. maddelerine dayalı iddialarının nispi ret sebebi olarak ileri sürülebileceği, diğer markanın varlığı halinde kendi markasının tescilini sağlamayacağı, ayrıca davacı tarafça redde mesnet markanın hükümsüzlüğü istemiyle açtıkları davanın sonucunun beklenilmesi YİDK kararının iptali davalarında bu kararın alındığı tarih itibariyle mevcut hukuksal durumun dikkate alınması gerektiğinden, davacının bu talebinin yerinde bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermek gerekmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :Davacı vekili, davalı …’a tebligat yapılmadan, taraf teşkili sağlanmadan yargılama yapıldığını, redde mesnet markanın hükümsüzlüğü istemiyle açılan davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini, diğer yandan müvekkilinin dava konusu ibareyi uzun yıllardır kullandığını ve tanınır hale getirdiğini, gerçek hak sahibinin müvekkili olduğunu, redde mesnet markanın kullanılmadığını ve kötü niyetli olarak tescil ettirildiğini, ayrıca dava konusu başvuru ile redde mesnet marka arasında iltibasa neden olabilecek benzerlik bulunmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulünü istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka başvurusunun kısmen reddine dair YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalı …’a ilk derece mahkemesi kararının ve davacı vekilinin istinaf dilekçesinin Tebligat Kanun’un 25. maddesine uygun olarak tebliğ edildiği, “…” ibareli başvuru ile redde mesnet “…” ibareli markalar arasında, başvurunun reddedildiği 43. sınıf hizmetler yönünden, 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde karıştırılma tehlikesinin bulunduğu, zira her iki markada da “…” ibaresinin asli unsur olarak yer aldığı, dava konusu başvuruda yer alan diğer unsurların yeterli ayırt ediciliği sağlamadığı, başvurunun tescil edilmek istendiği 43. sınıf hizmetlerin redde mesnet marka kapsamında da yer aldığı, diğer taraftan YİDK kararının iptali davasının, YİDK karar tarihindeki mevcut şartlara göre inceleneceği, dava konusu YİDK karar tarihi itibariyle redde mesnet marka hakkında verilmiş bir hükümsüzlük kararının bulunmaması nedeniyle davacı tarafça redde mesnet markanın hükümsüzlüğü istemiyle açılan davanın bekletici mesele yapılmasına gerek olmadığı, gerçek hak sahipliği iddiası işbu davada dinlenemeyeceği gibi bir markanın tescilli olduğu sürece korunması esas olduğundan, redde mesnet markanın kötü niyetli tescil ettirildiği iddiasının da dinlenilmesinin mümkün bulunmadığı, ayrıca dava konusu başvuru sahibi davacının, işlem dosyasında redde mesnet markanın kullanımının ispatını talep etmediğinden, işbu davada redde mesnet markanın kullanılmadığını ileri süremeyeceği, anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 125,5‬0-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile 18/05/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 16/06/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip