Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/793 E. 2023/219 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/793
KARAR NO : 2023/219
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/01/2021
NUMARASI : 2018/477 E. – 2021/31 K.

DAVACI : …
VEKİLİ :
DAVALILAR
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : FSEK’e Dayalı Telif Tazminatı, Muhtemel Tecavüzün Önlenmesi

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 27/01/2021 tarih ve 2018/477 E. – 2021/31 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin … isimli kitap için 07.06.2012 tarihinde kitabın yayıncısı… ile 10 senelik bir çeviri anlaşması imzaladığını, kitabın çevirisi için … ile 05.06.2014 tarihinde Çeviri Eser Mali Hak Devir Sözleşmesi imzaladıklarını, … isimli kitap için 07.06.2012 tarihinde kitabın yayıncısı… ile 10 senelik bir çeviri anlaşması imzaladığını, kitabın çevirisi için … ile 05.06.2014 tarihinde Çeviri Eser Mali Hak Devir Sözleşmesi imzaladıklarını, … isimli kitap için 07.06.2012 tarihinde kitabın yayıncısı… ile 10 senelik bir çeviri anlaşması imzaladığını, kitabın çevirisi için… ile 01.10.2012 tarihinde Çeviri Eser Mali Hak Devir Sözleşmesi imzaladıklarını, hakların halen müvekkilinde olduğunu, davalıların Türkçe hakları 2012’den önce bitmesine ve müvekkiline geçmesine rağmen kitaplara usulsüz olarak bandrol alarak bastığını, sattığını, 2012’den 2017’ye kadar bandrol aldığını, davalıların müvekkilinin çoğaltma ve yayma haklarını ihlal ettiğini,… isimli kitabın fiyatının 98 TL olduğunu, … isimli kitabın fiyatının 97,50 TL olduğunu,… isimli kitabın fiyatının 98 TL olduğunu, yurtdışı telif hakkı oranının %10, çeviri telif oranının %10 olmak üzere emsal telif oranının %20 olduğunu ileri sürerek FSEK m.68 kapsamında şimdilik 1.000 TL telif tazminatının haksız fiil tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte ödenmesini, kitapların yeni baskılarının yapılmasının ve bandrol alınmasının önlenmesi için muhtemel tecavüzün menine ve bu kapsamda ihtiyati tedbir karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, müvekkili … açısından husumet itirazları bulunduğunu, asıl hak sahibi … şirketi tarafından davacıya basit lisans verildiğini, başka kişilere lisans verme hakkının asıl hak sahibi şirket tarafından saklı tutulduğunu, taraflar arasındaki sözleşmeye göre eserlerin sadece çeviri ve bu kapsamda çoğaltma hakkının davacıya verildiğini, dava konusu hakların ihlal edildiği iddia edilen eserler ile müvekkili tarafından basılan eserlerin birbirinden farklı olduğunu, asıl hak sahibi şirket ve davacı arasında imzalanan sözleşmeye göre devredilen baskı hakkının, … isimli kitabın 4. baskısına, …isimli kitabın 3. baskısına, … isimli kitabın 7. baskısına ilişkin olduğunu, oysa müvekkili ile asıl hak sahibi … şirketi arasında imzalanan 27.04.2005 ve 16.12.2004 tarihli sözleşmelere göre devredilen baskı hakkının, … isimli kitabın 5. baskısına ilişkin olduğunu, dolayısıyla davacının farklı baskılar için hiç bir hak ve yetkisinin bulunmadığını, dava konusu eserlerin bazı mali haklarının başka bir yayıncıya devredildiğinin müvekkiline bildirilmediği gibi, davacının hak sahipliği döneminde hiç bir hakkının da ihlal edilmediğini, asıl hak sahibi şirket ile davacının arasındaki sözleşmelerin 2012 yılı haziran ayında imzalandığını, müvekkilinin hak sahibi olduğu eserleri en son 2012 yılı haziran ayından önce bastığını, davacının 2012 yılından yaklaşık 7 yıllık bir süre geçmesine rağmen, eserlerin farklı baskılarının müvekkili tarafından basıldığını bilmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, asıl hak sahibi şirket ile davacının arasındaki sözleşmelerin 5 yıllık sözleşme geçerlilik süresinin haricen bir tükenmez kalemle üstü çizilerek 10 yıl şeklinde değiştirilerek tahrif edildiğini, bu nedenle sözleşmenin geçerlilik süresinin 2017 yılının haziran ayında sona erdiğini, dolayısıyla huzurdaki davayı ikame etmesinin mümkün olmadığını, ayrıca 2 yıllık zamanaşımı süresinin de dolduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının yalnızca kendi işlemeleri olan;…isimli kitabın 5. baskısına ilişkin herhangi bir hakkının bulunmadığı, 5846 sayılı FSEK’ten kaynaklı hak ihlali oluşmadığı, dava konusu eserler arasında benzerlik olsa da, FSEK’ten kaynaklı hak ihlalinin değerlendirilebilmesi için öncelikle hakkın doğması gerektiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davalının bu kitaplara ilişkin sözleşmelerinin 2012 yılından önce bittiğini, davalı firmanın sözleşmesi bittikten sonra ise müvekkilinin güncellenen bu üç kitap için Türkiye haklarını 7.6.2012 tarihli sözleşme ile alarak yine çevirmenler ile sözleşme yaparak yeni baskılarını yayınlamaya başladığını, ancak davalı firmanın sözleşmesi bitmesine rağmen eski baskıları basmaya ve satmaya devam ettiğini, baskılar farklı olasına rağmen kitapların her şeyiyle aynı kitaplar olduğunu, müvekkilinin bastığı kitapların eski baskılarını basan davalının müvekkilinin haklarını ihlal ettiğini, eserlerin tek olduğunu, müvekkiline karşı hem mali hak ihlali hemde haksız rekabet yaptığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, FSEK’e dayalı telif tazminatı, muhtemel tecavüzün önlenmesi istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacı şirketin… isimli kitabın 5.baskısına ilişkin herhangi bir hakkının bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 120,60 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 23/02/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 17/03/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip