Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/792 E. 2023/713 K. 26.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/713
KARAR NO : 2023/824
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/12/2020
NUMARASI : 2019/265 E. – 2020/354 K.

DAVACI :
VEKİLLERİ
DAVALI : 1-…
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 11/12/2020 tarih ve 2019/265 E. – 2020/354 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalılar … ile …. A.Ş. tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkilinin 2014/03953, 2011/25986 sayılı ve “…” “…” ibareli markaların sahibi olduğunu, davalı Şirketin “…” ibareli başvurusuna anılan markalarına dayalı olarak yaptıkları itirazlarının dava konusu YİDK kararı ile nihai olarak reddedildiğini, oysa taraf markaları arasında iltibas bulunduğunu, başvurunun müvekkilinin markalarının tanınmışlığından haksız olarak yararlanacağını ve kötü niyetli bulunduğunu ileri sürerek, YİDK’ın 2019-M-1733 sayılı kararının iptalini ve dava konusu başvurunun tescili halinde hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı, davaya cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, taraf markaları arasında, başvuru kapsamında yer alan 29. ve 30. sınıf tüm mallar yönünden, SMK’nın 6/1 maddesindeki koşulların oluştuğunu, zira davacı markalarının asli unsurunu oluşturan “…” ibaresi dava konusu başvuruda aynen yer aldığı gibi markaların tescilli bulunduğu gıda mallarının da aynı/ayn tür ve benzer bulunduğu, tanınmışlık ve kötü niyet iddialarının ise yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile dava konusu YİDK kararının iptali ile dava konusu markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı … vekili, tarafların marka işaretleri arasında görsel, işitsel ve anlamsal düzeyde iltibas neden olabilecek bir benzerlik bulunmadığını, SMK’nın 6/5 maddesindeki koşulların oluşmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, dava konusu başvuru ile davacının markaları arasında benzerlik bulunmadığını, müvekkilinin başvurusunun bir bütün olarak “…” ibaresinden oluştuğunu, markalar arasında emtia benzerliğine ilişkin şartın da gerçekleşmediğini, müvekkilinin markasını davacıdan farklı olarak zeytin mallarında kullandığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İşlem dosyasının incelenmesinden; davalı Şirketin “…” ibaresini, 29. ve 30. sınıfta yer alan mallarda tescili için yaptığı 2018/32074 sayılı marka başvurusuna, davacı Şirketin 2011/25986 sayılı ve “…” ibareli markasına dayalı olarak SMK’nın 6/1, 6/5 ve 6/9 maddeleri uyarınca yaptığı itirazının Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından reddine karar verildiği, davacı Şirketin bu karara karşı aynı iddialarla yaptığı itirazının da YİDK’ın 2019-M-1733 sayılı kararıyla reddedildiği, anılan kararın davacı tarafa 09/09/2019 tarihinde tebliğ edildiği ve davanın iki aylık hak düşürücü süre içerisinde 30/10/2019 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. Burada hemen belirtmek gerekir ki, işlem dosyasında dava konusu YİDK kararının, önce davacı vekili olarak …’a 08.03.2019 tarihinde tebliğ edildiği, sonrada davacı vekili olarak …’e 09.09.2019 tebliğ edildiğinin anlaşılması üzerine Dairemizce HMK’nın 353/1.b.3 maddesi uyarınca davalı Kurumdan bu durumun sebebi sorulmuş davalı Kurumca cevaben …’ın dava konusu başvurunun ilanı üzerine davacı adına başvuruya itiraz eden davacı vekili olduğu, …’in de Markalar Dairesinin davacı itirazının reddi kararına itiraz eden davacı vekili bulunduğu, dolayısıyla dava konusu YİDK kararının davacı vekili olarak …’e tebliğ edilmesi gerekirken sehven …’a tebliğ edildiği bildirildiğinden, dava konusu YİDK kararının davacı vekili …’e tebliğ tarihi dikkate alınarak işbu davanın yasal sürede sürede açıldığı kabul edilmiştir.
İlk derece mahkemesince, dava konusu başvuru ile davacının 2014/03953, 2011/25986 sayılı markaları arasında, başvuru kapsamında yer alan tüm mallar yönünden, SMK’nın 6/1 maddesi uyarınca iltibas koşullarının oluştuğu, davacının diğer iddialarının yerinde bulunmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş, karara karşı sadece davalılar tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Yukarıda da belirtildiği üzere davacı, dava dilekçesinde 2011/25986 ve 2014/03953 sayılı markalarına dayanmakla birlikte dava konusu başvurunun ilanı üzerine sadece 2011/25986 sayılı markasına dayalı olarak başvuruya itiraz ettiğinden, davadaki YİDK kararının iptali bakımından istinaf incelemesine konu uyuşmazlık, dava konusu başvuru ile 2011/25986 sayılı davacı markası arasında, hükümsüzlük istemi bakımından ise dava konusu başvuru ile 2011/25986 ve 2014/03953 sayılı davacı markaları arasında SMK’nın 6/1 maddesi anlamında iltibas koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesinde, tescil için başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya benzer ise ve tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer ise, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın halk tarafından karıştırılma ihtimali varsa ve bu karıştırılma ihtimali tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile ilişkili olduğu ihtimalini de kapsıyorsa marka olarak tescil edilemeyeceği düzenlenmiştir.
Bu açıklamalardan sonra somut olaya bakıldığında; davacının 2014/03953 ve 2011/25986 sayılı markaları “…”, “…”, dava konusu başvuru ise “…” ibarelerinden oluşmaktadır. Görüldüğü üzere “…” ibaresi her iki taraf markasında da asli unsur olarak yer aldığından ve dava konusu başvuruda yer alan diğer ibare yeterli ayırt edici sağlamadığından, tarafların marka işaretleri arasında ilişkilendirme ihtimalini de kapsayacak şekilde iltibas tehlikesinin bulunduğu kanaatine varılmış, ilk derece mahkemesinin tarafların marka işaretleri arasında SMK’nın 6/1 maddesi anlamında benzerlik bulunduğu yönündeki kabulünde Dairemizce bir isabetsizlik görülmemiştir. Her ne kadar mahkemece alınan bilirkişi raporunda “…” ibaresinin ayırt ediciliği düşük olduğundan, tarafların marka işaretleri arasında benzerlik bulunmadığı belirtilmişse de; Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2018/5582-2019/6827 E/K ve 2019/3439-2020/1112 E/K sayılı ilamlarında, “…” ibaresinin gıda malları yönünden ayırt edici olduğu kabul edilerek, davacının “…” asıl unsurlu markaları ile “…” ve “… Hako” ibareli markalar benzer kabul edildiğinden, bilirkişi raporundaki aksi yöndeki tespitler yerinde bulunmamış, davalılar vekillerinin tarafların marka işaretleri arasında benzerlik olmadığı yönündeki isitnaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Taraf markalarının kapsamındaki emtiaların karşılaştırmasına gelince; yukarıda da belirtildiği gibi, dava konusu başvuru kapsamında 29. ve 30. sınıf mallar yer almaktadır. Davacının 2011/25986 sayılı markası da 30. sınıfta yer alan “Dondurmalar, yenilebilir buzlar, buz kremler, sütlü buzlar”, 2014/03953 sayılı markası ise 30. sınıf “Çaylar, buzlu çaylar, sakızlar” malları yönünden tescillidir. İlk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporunda taraf markalarının kapsamında yer alan malların gıda malları olduğu bu nedenle başvuru kapsamında yer alan 29. ve 30. sınıf malların davacının markaları kapsamında yer alan 30. sınıf mallarla benzer olduğu açıklanmış ve ilk derece mahkemesince de bu doğrultuda yazılı şekilde karar verilmişse de, mahkemenin bu kabulü yerinde değildir. Zira Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin yerleşik kararlarında açıklandığı üzere mal ve hizmetler arasında benzerlik olup olmadığı değerlendirilirken, her iki grup mal ve hizmetlerin aynı tüketici kitlesine hitap edip etmediği, birbirine alternatif olup olmadıkları, aynı dağıtım veya dolaşım yollarına sahip olup olmadığı, hammadde-mamül ilişkisinin bulunup bulunmadığı, birbirlerini bütünleyici/ tamamlayıcı olup olmadıkları gibi hususların dikkate alınması gerektiğinden, aralarında açıklanan türden bir ilişki bulunmayan malların sırf gıda malı olması nedeniyle benzer kabul edilmesi mümkün değildir. Dairemizce açıklanan ilke kapsamında yapılan değerlendirmede, dava konusu başvuru kapsamında yer alan 30. sınıf ” Dondurmalar, yenilebilir buzlar” mallarının, davacının 2011/25986 sayılı markası kapsamında, başvuru kapsamında 30. sınıfta yer alan ” Çaylar buzlu çaylar. Sakızlar” mallarının da davacının 2014/03953 sayılı markası kapsamında aynen yer aldığı, dava konusu başvuru kapsamında yer alan 30. sınıf “Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler” mallarının da kahvenin çayın alternatifi olması, marketlerde aynı raflarda pazarlanması nedeniyle davacının 2014/03953 sayılı markası kapsamında yer alan “çay” emtiası ile benzer olduğu , sayılanlar dışında başvurunun kapsamında kalan 30. sınıf mallar ile 29. sınıf tüm mallar yönünden ise böyle bir benzerliği bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2018/5582-2019/6827 E/K ve 2019/3439-2020/1112 E/K sayılı ilamlarında da aynı sonuca ulaşılmıştır.
Her ne kadar davalı Şirket vekili, dava konusu markanın sadece zeytin mallarında kullanıldığını, bu nedenle markalar arasında emtia benzerliği şartının gerçekleşmediğini savunmuşsa da; iltibas değerlendirmesinde marka kapsamlarının esas alınması gerektiğinden davalı Şirket vekilinin bu savunması yerinde görülmemiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve 2014/11-696 E.-2016/778 K. sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olduğundan, Dairemizce bu yönden dosyada mevcut bilirkişi raporundaki tespitlere itibar edilmemiş, ayrıca bir bilirkişi incelemesine gerek görülmemiştir.
Sonuç olarak, yukarıda açıklanan nedenlerle, davadaki YİDK kararının iptali istemi bakımından dava konusu başvuru ile davacının 2011/25986 sayılı markası arasında, başvuru kapsamında yer alan 30. sınıf ” Dondurmalar, yenilebilir buzlar” malları yönünden, iltibas koşullarının oluştuğu bu bağlamda dava konusu YİDK kararının anılan mallar bakımından kısmen iptali gerektiği, hükümsüzlük istemi yönünden ise dava konusu başvuru ile 2011/25986 ve 2014/03953 sayılı davacı markaları arasında, başvuru kapsamında yer alan 30. sınıf “Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler, Çaylar buzlu çaylar. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar.” malları bakımından iltibas bulunduğundan, dava konusu markanın sayılan mallar yönünden kısmen hükümsüzlüğü koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, HMK’nın 353/1-b-2. maddesinde, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, Dairemizce davalı … vekili ile davalı şirket vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalılar vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince KABULÜ ile Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 11/12/2020 gün ve 2019/265 E. – 2020/354 K. sayılı kararın KALDIRILMASINA,
2-Davanın KISMEN KABULÜ ile TÜRKPATENT YİDK’ın 2019-M-1733 sayılı kararının 30. sınıfta yer alan “Dondurmalar, yenilebilir buzlar” malları yönünden KISMEN İPTALİNE,
3-Davalı Şirket adına tescil edilen, 2018/32074 sayılı ve “…” ibareli markanın, 30. sınıfta yer alan “Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler, Çaylar buzlu çaylar. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar.” malları yönünden KISMEN HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE ve SİCİLDEN TERKİNİNE
4-Fazlaya dair istemlerin REDDİNE,

5-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90-TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 44,40-TL harcın mahsubu ile kalan 135,5‬0-TL bakiye harcın davalılardan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
6-Davacının davası kısmen kabul olduğundan ve davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre belirlenen 15.000,00-TL maktu vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacının davası kısmen reddolunduğundan ve davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 15.000,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
8-Davacı tarafından ilk derece yargılaması sırasında yapılan 1.800,00-TL bilirkişi ücreti, 381,00-TL tebligat ve posta masrafı ile istinaf aşamasında yapılan 24,41-TL tebligat ve posta masrafından oluşan toplam 2.205,41-TL yargılama giderinin, davanın kabul ve ret oranı takdiren 1/2 kabul edilerek bu orana tekabül eden 1.102,70-TL’ye, 44,40-TL başvurma harcı, 44,40-TL peşin harç tutarı eklenerek oluşan toplam 1.191,50-TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı … tarafından istinaf aşamasında yapılan 32,50-TL posta masrafı, 162,10-TL istinaf kanun yoluna başvuru harcından oluşan 194,60-TL yargılama giderinin davanın kabul ret oranı göre takdiren 1/2 kabul edilerek bu orana tekabül eden 97,30-TL’nin davacıdan alınarak anılan davalıya verilmesine,
10-Davalı Şirket tarafından istinaf aşamasında yapılan 13,00-TL posta masrafı, 162,10-TL istinaf kanun yoluna başvuru harcından oluşan 175,10-TL yargılama giderinin davanın kabul ret oranı göre takdiren 1/2 kabul edilerek bu orana tekabül eden 87,55-TL’nin davacıdan alınarak anılan davalıya verilmesine,
11-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
12-Davalı … ve davalı Şirket tarafından ayrı ayrı peşin olarak yatırılan 59,30-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalılara ayrı ayrı iadesine,
13-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile 08/06/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 02/07/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip