Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/790 E. 2022/694 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
.
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
.

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/09/2020
NUMARASI …
DAVANIN KONUSU : Marka Hakkına Tecavüzün ve Haksız rekabetin Tespiti, Men’i
Önlenmesi ile Maddi ve Manevi Tazminat

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 30/09/2020 tarih ve 2019/382 E. – 2020/260 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacılar vekili, müvekkillerinden … …. markasını tescil ettirdiği ve logosunu kullanmaya başladığını, böylece “…” ve “… …” marka ve logolarının 13.11.2012 tarihinden itibaren bahse konu (1) ve (2) numaralı davacılar adına hizmet ve ticaret … olarak tescilli ve kullanılmakta olduğunu, davalı Şirketin, “… … & … & …” isimli işyerinde müvekkili Şirketlere ait tescilli “…” … ve “… …” logosunu kendi mal ve hizmetlerinde, tabelalarında, ilan ve reklamlarında, basılı evraklarda kullanmakta olduğunun tespit edildiğini, davalının kullandığı “…” … ve “… …” logosunun müvekkili adına tescilli olan marka ve logoyla birebir aynı olduğunu ileri sürerek davalının “…” ve “… …” markasına vaki tecavüzlerin önlenmesine, davalı Şirketin eyleminin haksız rekabet ve markaya tecavüz olduğunun tespiti ve tekrarının önlenmesi suretiyle tecavüzün men’ine, davalı tarafından şimdiye kadar tabela, broşür, reklam vs. yerlerde kullanılmış olan tüm “…” ve “… …” marka ve logolarının imhasına ve toplatılmasına, davalı şirketin defter ve kayıtlarının incelenmesi ile müvekkiline ait markanın kullanılmaya başlanmasından itibaren elde ettiği kazancın bilirkişi incelemesi ile tespit edilmesinden sonra ıslah haklarını kullanmak ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000 TL maddi tazminata, ayrıca 50.000 TL manevi tazminata hükmolunmasına, hükmolunacak tazminatlara davaya konu markaların izinsiz olarak kullanılmaya başlandığı tarihten itibaren reeskont faizi uygulanmasına, hüküm özetinin ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacılardan … … … ve Tic. AŞ’nin dava tarihinde 2012/25387, 2012/94311, 2012/94312 ve 2012/94313 tescil sayılı “şekil+… …” ve “… …”, “… …”, “… …” ibareli markaların sahibi olduğu, diğer davacıların ise “…” ibaresi geçen bu markalarda dava tarihinde tescil açısından bir hak sahipliği olmadığı, Ankara 2. FSHHM’nin 2015/22 D.iş sayılı dosyası ile 10/09/2015 tarihinde yapılan tespitte davalı tarafın davacıya ait tescilli markalar ile aynı veya ayırt edilemeyecek derecede benzer marka kullanıldığının belirlendiği, bilirkişi raporunda da, dava tarihi olan 09/10/2015 tarihi itibariyle, davalı işletmenin tabela ve menüsünün yanı sıra davalı tarafından kullanılan … sayfasında “…+şekil” şeklindeki “…” ibaresi ve logosunun, “…, … ve …” hizmetlerinde kullanıldığı, bahse konu marka ve logonun, davalı adına aynı/aynı tür hizmetler için, 2012 25387, 2012 94311, 2012 94312 ve 2012 94313 sayılarla tescilli bulunan “…” ibare ve logolu markalarla iltibas oluşturacak derecede benzer olduğunun, ayrıca davacının “…+şekil” şeklindeki fiili kullanımıyla da aynıya yakın düzeyde benzer olduğunun, raporun hazırlandığı tarih itibariyle … başı logosunun tabela, tablo, menü, … ve … hesabı gibi reklam ve tanıtım araçlarında kullanımının devam ettiğinin, kullanımı devam eden … başı logosunun davacı adına tescilli olan ve kullanılan … başı logosuyla ilişkilendirilecek düzeyde benzer olduğunun belirlendiği, davalı taraf eyleminin davacı … … ait… sayılı tescilli marka hakkına yönelik marka tecavüzü ve haksız rekabet oluşturduğu gerekçesi ile davacılardan … … … Tic. Ltd. Şirketi ile … … … Tic. Ltd. Şirketi yönünden açılan davanın aktif husumet nedeniyle reddine, davacı … … … ve Tic. AŞ’nin açtığı davanın kısmen kabulüne, davalı taraf eyleminin davacı … firmasının tescilli marka hakkına yönelik tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, men’ine, önlenmesine, davalı tarafın davacıya ait … … ve … … logosunun kullanıldığı tabela, broşür, reklam ve diğer ürünlerin toplatılıp imha edilmesine, davacı tarafça talep edilen ve bilirkişi raporunda tespiti yapılan 2.129,57 TL’nin 10/09/2015 olan tespit tarihinden itibaren yürütülecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacı … … … verilmesine, fazlaya ilişkin kısmın reddine, davacı tarafça talep edilen manevi tazminattan takdiren 10.000 TL manevi tazminatın 10/09/2015 olan tespit tarihinden itibaren yürütülecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacı … … … verilmesine, fazlaya ilişkin kısmın reddine, kararın hüküm özetinin ilanına karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı Şirket vekili istinaf başvuru dilekçesinde, usulden bozma sonrasında ilk kararda hükmedilmeyen maddi tazminata hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının maddi tazminat seçenek talebinin yanlış değerlendirildiğini, tazminat açısından seçimlik hakkının tahkikat aşamasında değiştirmesine muvafakat etmediklerini, mahkemenin tazminat hesabını 556 Sayılı KHK’nın 66/2-c maddesine göre yapmasının yerinde olmadığını, dava tarihi itibariyle davacının markasının yalnızca İzmir’de tanınan bir marka olup, Ankara sınırlarında konsept itibariyle benzerliği dahi bulunmayan bir işletmenin kullanmış olduğu logonun haksız rekabet oluşturmasının mümkün olmadığını, müvekkili tarafından “ahır … & … & …” markasının koruma altında bulunduğunu, buna rağmen müvekkilinin kullandığı … yönünden marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet fiillerinin devam ettiği ve önlenmesi gerektiği yönünde tesis edilen hükmün yerleşik Yargıtay içtihatlarına açıkça aykırı bulunduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : 1-Dava, marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, men’i, önlenmesi ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı taraf vekili, dava dilekçesinde, maddi tazminat istemini 556 Sayılı KHK’nın 66/2-b maddesi uyarınca talep etmiş olup, 29/04/2016 tarihli dilekçe ile de maddi tazminat istemini 556 Sayılı KHK’nın 66/2-c maddesi uyarınca talep ettiklerini bildirmiş ve mahkemece de bu talebe göre değerlendirme yapılmıştır.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin yerleşik uygulamasına göre, davacı tarafça maddi tazminat yönünden seçimlik hak bu şekilde kullanıldıktan sonra sadece ıslah ile değiştirilebilecektir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin; 2018/4133 Esas, 2020/1022 Karar ve 06/02/2020 Tarihli ilamı ile 2010/5020 Esas, 2011/17643 Karar ve 26/12/2011 Tarihli ilamı). Somut uluşmazlıkta da davacı tarafça maddi tazminat istemi 556 sayılı KHK’nın 66/2-b maddesine dayandırılmış olup, bu talebin 556 sayılı KHK’nın 66/2-c maddesi uyarınca değerlendirilmesi yönünde verilmiş bir ıslah dilekçesi de bulunmamaktadır.
Bu durum karşısında, davacının maddi tazminat istemi açısından yukarıda ayrıntısı açıklanan hususlar gözden kaçırılarak, 556 sayılı KHK’nın 66/2-b maddesi kapsamında uyuşmazlığın çözümünde etkili olacak ölçüde önemli deliller toplanmadan ve değerlendirilmeden, mahkemece yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazlarının kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca, davanın yeniden görülüp yeni bir karar verilmesi için ilk derece mahkemesine ait kararın esası incelenmeden kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
2-İstinaf kararının neden ve şekline göre, davalı vekilinin diğer istinaf itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kabulü ile Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 30/09/2020 tarih ve 2019/382 E. – 2020/260 K. sayılı kararın KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine İADESİNE,
3-Davalı vekilinin diğer istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
4- Davalı tarafından yatırılan 207,14‬.TL istinaf karar ve ilam harcının istek halinde davalıya iadesine,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılamada değerlendirilmesine,
7-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 26/05/2022 tarihinde HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 06/06/2022

….