Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/781 E. 2023/666 K. 18.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/781
KARAR NO : 2023/666
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/11/2020
NUMARASI : 2019/359 E. – 2020/423 K.

DAVACI : … –
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 30/11/2020 tarih ve 2019/359 Esas – 2020/423 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … vekili ile davalı… vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacı vekili, müvekkili adına tescilli “…”,”…” asıl unsurlu markaların bulunduğunu, davalı gerçek kişinin ise 2018/59855 sayılı “….com” ibareli marka başvurusunu yaptığını, müvekkilince bu başvuruya yapılan itirazın davalı Kurum tarafından reddedildiğini, alınan kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili markaları ile dava konusu başvurunun görsel, işitsel ve anlamsal olarak benzer bulunduğunu, davaya konu olan markadaki “…” ibaresinin, müvekkilinin markalarının asli unsurları ile birebir aynı olduğunu, taraf markalarının kapsamlarındaki hizmetlerin de benzer bulunduğunu, tüketiciler tarafından davaya konu olan “….com” ibareli markanın, müvekkilinin “…” markalarının serisi hatta yenisi olarak değerlendirileceğini, iki markanın da aynı kişiye ait konsept markası olarak algılanacağını, müvekkilinin tüketici gözünde kalite sembolü olarak görülen bir firma olduğunu, davaya konu olan markanın tesciline izin verilmesi halinde müvekkilinin yoğun çaba ve harcamalarla tesis ettiği isimden haksız yararlanacağını, davalının basiretli bir tacir gibi davranmadığını, yapılan başvurunun haksız rekabet kurallarına aykırı olduğunu ileri sürerek, YİDK’in 2019-M-5894 sayılı kararının iptaline, dava konusu markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Kurum vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile davacı markaları arasında karıştırılmaya yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını, davacının diğer iddialarının da yerinde olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı, davaya cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davalının “…+şekil” ibareli marka başvurusu ile davacıya ait “…”, “…” ibareli markalar arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ve sesçil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede benzerlik bulunduğu, ortalama düzeydeki tüketici kesimi nezdinde başvuru konusu işaret ile davacının önceki başvurulu veya tescilli markaları arasında görsel ve sesçil benzerlik nedeniyle işletmesel bağlantı olduğu ya da idari ve ekonomik açıdan birbiriyle bağlantılı işletme tarafından piyasaya sunulan markalı mallar algısı da oluşabileceği, taraf marka işaretleri benzediğinden SMK’nın 6/1 maddesindeki koşulların bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu TÜRKPATENT’in 2019-M-5894 sayılı YİDK kararının iptaline, dava konusu marka karar tarihi itibariyle tescilli olmadığından hükümsüzlük konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı… vekili, somut olayda SMK’nın 6. maddesinin aradığı anlamda bir benzerlik ve karıştırılma ihtimali bulunmadığını, anılan madde hükmü kapsamında aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunun tespiti için madde metnindeki unsurların tamamının kümülatif olarak varlığının gerektiğini, somut olayda yapılacak bütüncül değerlendirmede, davacıya ait markalardaki “…” “…” ibaresinin, davalının başvurusuna konu olan ve muhteviyatında “… ”ibaresi yer alan kompozit markanın bir parçasını teşkil ettiği, algının bu ibare üzerine yoğunlaşmadığını, ayrıca davalı tarafından kullanılan şekil unsurunun davalı markasının ayırt ediciliğini sağlama ve kuvvetlendirme açısından yeterli olduğunu, davalı markasının bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin davacı markalarından farklı olup ayırt ediciliğin sağlandığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

Davalı … vekili, müvekkili başvurusu ile davacının iddialarına mesnet markalar arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1. maddesinde belirtilen anlamda bir benzerlik ve karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, müvekkili markasının sadece kadın tesettür giyimi alanında kullanıldığını, bu nedenle davacıya ait markalar ile müvekkiline ait markanın kapsamında sunulan mal ve hizmetlerin birbirinden farklı olduğunu, ayırt edicilik açısından yeterli olmayan ”…” kelimesinin davacının inhisarında bir ibare olmadığını, ek olarak alacağı kelime, renk, şekil unsurları ile kolayca farklılaşabileceğini, bu bağlamda, ilgili kelimenin kullanımı yalnızca davacıya ait olmadığından, müvekkilinin tamlama şeklindeki markasında geçen … kelimesinin iltibas yarattığının düşünülemeyeceğini, müvekkili tarafından kullanılan şekil unsurunun ve tesettür kelimesinin, markanın hitap ettiği ortalama tüketici nezdinde markanın ayırt ediciliğini sağlama ve kuvvetlendirme açısından yeterli bulunduğunu, müvekkili ile davacının satış yaptığı mecraların birbirinden farklı olduğu için bu farklı mecralarda iltibas tehlikesinin bulunmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalının “….com+şekil” ibareli marka başvurusu ile davacıya ait “…” ve “…” ibareli önceki marka başvurusu ve tescilli markalar arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ve sesçil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede benzerlik bulunduğu, zira, tarafların markalarındaki esaslı unsurların “…” ve “…” ibareleri olduğu, bu ibarenin ayırt ediciliğinin zayıf olduğunun söylenemeyeceği, bunun dışında başvuruda yer alan “…” ve “com” ibarelerinin ayırt ediciliklerinin düşük bulunduğu, bu hali ile başvuruya yeterli ayırt ediciliğin sağlanmadığı anlaşılmakla, davalı … vekili ile davalı… vekilinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı … vekili ile davalı… vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalılar tarafından istinaf başvurusunda ayrı ayrı yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 120,60 TL bakiye harcın davalılar … ile davalı … ayrı ayrı tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi uhdelerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 18/05/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 16/06/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip