Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/776 E. 2023/618 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/776 – 2023/618
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/776
KARAR NO : 2023/618
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/02/2021
NUMARASI : 2019/357 E. – 2021/44 K.

DAVACI
VEKİLLERİ
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Marka ile ilgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 01/02/2021 tarih ve 2019/357 E. – 2021/44 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin “…” esas unsurlu tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalı şirketin 2018/11479 sayılı ve “…” ibareli marka başvurusuna yaptıkları itirazın davalı … Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun kararıyla nihai olarak reddedildiğini, oysa taraf markalarının benzer olduğunu, başvurunun iltibasa sebebiyet vereceğini, seri marka algısı yaratacağını, müvekkili markalarının tanınmışlığına zarar vereceğini ileri sürerek, YİDK’nın 2019-M-5580 sayılı kararının iptaline ve dava konusu markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı şirket vekili, taraf markalarının benzer olmadığını, “…” ibaresinin ayırt ediciliğinin düşük olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, davalının “…” ibareli marka başvurusu ile davacının “…” ibareli tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, dava konusu markada “…” ibaresinin daha baskın ve belirleyici olduğu, başvurunun iltibasa sebebiyet vermeyeceği taraf marka işaretleri benzemediğinden SMK’nın 6/5. maddesindeki tanınmışlık koşulunun da oluşmadığı, kötü niyetli başvuru yapıldığı iddiasının da kanıtlanmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde, taraf markalarının ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede benzer olduğunu, :başvuruda ilk göze çarpanın “…” ibaresi olduğunu, başvurunun kötü niyeti olarak yapıldığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK marka kararı iptali ile marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi “…” kelimesinin doğrudan … telefonu ibaresi yerine kullanıldığı, “…” ibareli markaların da tüketicide … telefonu aracılığıyla erişilebilen bir hizmete ilişkin olduğu algısını oluşturduğu, “…” ibaresinin ayırt ediciliğinin düşük olması nedeniyle yeterli ayırt ediciliğin sağlanması halinde herkes tarafından kullanılabileceği, somut uyuşmazlıkta da “…” ibaresinin başvuruyu davacının “…” ibareli markalarından yeterince farklılaştırdığı, dava konusu başvuru ile davacının itiraza mesnet markaları arasında SMK’nın 6/1. maddesi anlamında ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı, nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 30/11/2022 tarih ve 2021/4488 E.- 2022/8514 K. sayılı ilamında “…” ibaresinin, 19/12/2022 tarih ve 2021/5323 E.-2022/9208 K. Sayılı ilamında “…” ibaresinin davacının “…” esas unsurlu markalarıyla benzer bulunmadığı, taraf markaları benzer bulunmadığından tanınmışlığın somut uyuşmazlığa bir etkisinin bulunmadığı, başvurunun kötü niyetle yapıldığının ispatlanamadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 120,6‬0-TL’nin davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 11/05/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 03/06/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.