Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/77 E. 2022/1481 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/77
KARAR NO : 2022/1481
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/12/2019
NUMARASI : 2018/167 E. – 2019/480 K.

DAVACI :
VEKİLİ
DAVALI :
VEKİLLERİ
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 25/12/2019 tarih ve 2018/167 E. – 2019/480 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … ve davalı … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin 31/10/2016 tarihinde … sayılı başvuru ile “…” ibaresinin marka olarak tescili için başvuruda bulunduğunu, başvuru hakkında kısmi ret kararı verildiğini, muterize ait “…” markasının tescil talebi tarihinin müvekkiline ait başvurudan daha sonraki tarih olan 28/04/2017 tarihi olduğunu, muterize ait “….com” markasının ise sadece 19. Sınıfta tescilli olduğunu, müvekkiline ait başvurunun ise 35, 37 ve 45. Sınıflara yönelik bulunduğunu, 19. Sınıfa yönelik bir taleplerinin olmadığını, markada bulunan “…” ibaresinin yer bildirici olması karşısında tekele bırakılamayacağını, “…” kelimesinin de yaygın kullanılan bir ibare olduğunu ileri sürerek YİDK kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, YİDK kararının yerinde olduğunu, davacının başvurusunda 19. Sınıf bulunmasa da müvekkili ile aynı iş kolunda faaliyet göstermek amacıyla marka başvurusu yaptığını, davacının “…” markasının yer adı olduğunu iddia etmesine karşın “…” şeklinde marka başvurusunda bulunmasının çelişkili olduğunu, müvekkilinin “…” markasının geçersiz olmadığını ve iş bu davanın konusu dışında olduğunu, tüketicilerin markayı ilk gördüğünde dikkat çeken unsurun “…” olacağını, davacının ve dava dışı …’in daha önceden müvekkiline ait markayı kullanarak marka hakkına tecavüz ettiğini ve haklarında … Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2016/126 E. – 2017/63K sayılı dosya kapsamında dava açıldığını, bu davada davacı tarafın haksız ve kötüniyetli hareket ettiğinin tespit edildiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının “…+şekil” ibareli marka başvurusu ile davalının “şekil+….com ……” (…) sayılı markası arasında dava konusu edilen markanın kapsamındaki 35. Sınıftaki “… taşlarının bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmet perakende toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katolog ve benzeri diğer yöntemler ile)” ve 37. Sınıftaki “İş makinalarının kiralanması hizmetleri”, 45. Sınıftaki “Cenaze hizmetleri” dışında kalan mallar / hizmetler açısından görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, işin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yukarıda belirtilenlerin dışında kalan mallar / hizmetler yönünden ayırdığı satın alma / faydalanma süresi içinde, davacının “…+şekil” ibareli marka başvurusu gördüğünde derhal ve hiç düşünmeden davalıya ait “şekil+….com … … ” (…) sayılı markasından farklı bir marka olduğunu algılayamayacağı, belirtilenlerin dışında kalan mallar / hizmetler yönünden ortalama düzeydeki tüketici kesimi tarafından başvuru konusu işaret ile davalının markası arasında işletmesel bağlantı olduğu ya da idari ve ekonomik açıdan birbiriyle bağlantılı işletme tarafından piyasaya sunulan markalı mallar/hizmetler algısı oluşabileceği, bu mallar ve hizmetlerde 556 sayılı KHK 8/1 maddesindeki iltibas koşulunun oluştuğu, ancak … sayılı markanın kapsamında yer alan 35. Sınıftaki “… taşlarının bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmet perakende toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katolog ve benzeri diğer yöntemler)” 37. Sınıftaki “İş makinalarının kiralanması hizmetleri”, 45. Sınıftaki “Cenaze hizmetleri” yönünden ise bu hizmetlerin davalı markasının kapsamında yer almadığı gibi bilirkişi raporundaki belirtildiği şekilde benzer ve ilişkili hizmetler de olmadıkları, bu açıdan bu hizmetlerde ortalama düzeydeki tüketici kesimi tarafından başvuru konusu işaret ile davalının markası arasında işletmesel bağlantı olduğu ya da idari ve ekonomik açıdan birbiriyle bağlantılı işletme tarafından piyasaya sunulan markalar algısı oluşmayacağından bu hizmetlerde 556 sayılı KHK 8/1 maddesindeki iltibas koşulu oluşmadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, dava konusu 2018-M-1043 sayılı YİDK kararının dava konusu edilen … sayılı markanın kapsamında yer alan 35. Sınıftaki “… taşlarının bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmet perakende toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katolog ve benzeri diğer yöntemler ile)” ve 37. Sınıftaki “İş makinalarının kiralanması hizmetleri” 45. Sınıftaki “Cenaze hizmetleri” yönünden iptaline, diğer kısımlar yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkiline ait “…” markasının 19. sınıf yönünden YİDK’nin… marka nosu ile 04/07/2011 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle 17/10/2012 tarihinde tescil edildiğini, mal ve hizmetlerin aynı veya benzer olup olmadığı belirlenirken bu mal ve hizmetlerin ait olduğu sınıf numaraları ile bağlı kalınmaması gerektiğini, müvekkilinin tescilli markasını, bu markaya konu iş kolu için kullanmak istemekte ve müvekkilin markasına tecavüz ettiğini, müvekkilinin markasından haksız kazanç sağlamayı amaçladığını, davaya konu ”…” ibaresinin gerek aynı iş kolunda bulunması, gerekse sözcüklerin fonetik olarak benzerliği dolayısıyla umumi intiba olarak karıştırılabilecek bir mahiyette olduğunu, “…” ibaresinin müvekkilinin tescilli “…” markasının anlamsal, işitsel ve görsel olarak benzeri olup aynı/aynı tür hizmetleri kapsamakta ve 556 Sayılı KHK’nın 8/1-b bendi anlamında iltibasa yol açacak kadar benzer olduğunu, aynı/aynı tür veya benzer mal veya hizmetler üzerinde kullanılması halinde karıştırma ihtimalinin bulunduğu ve davalının kötüniyeti açık bulunduğunu, söz konusu markalar arasında karıştırılma ihtimali olmadığı iddiası hukuka aykırı olduğunu, KHK’nın 8. maddesi uyarınca davacı tarafça önceye dayalı hakkın ihlali ve kötüniyetinin mahkeme kararı ile sabit bulunduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, markalar arasında bütünsel açıdan inceleme yapılması gerektiğini, bu yönle yapılan incelemede müvekkili Kurum kararının hukuka uygun bulunduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulünün yerinde olmadığını, kararın değerlendirmeden uzak ve hukuka aykırı bulunduğunu, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesindeki koşulların oluşmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının “…+şekil” ibareli marka başvurusu ile davalının “şekil+….com … …” (…) sayılı markası arasında, dava konusu edilen markanın kapsamındaki 35. Sınıftaki “… taşlarının bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmet perakende toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katolog ve benzeri diğer yöntemler)”, 37. Sınıftaki “İş makinalarının kiralanması hizmetleri”, 45. Sınıftaki “Cenaze hizmetleri” dışında kalanlar açısından görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesindeki iltibas koşulunun oluştuğu, ancak … sayılı markanın kapsamında yer alan 35. Sınıftaki “… taşlarının bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmet perakende toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katolog ve benzeri diğer yöntemler)” 37. Sınıftaki “İş makinalarının kiralanması hizmetleri”, 45. Sınıftaki “Cenaze hizmetleri” yönünden ise, bu hizmetlerin davalı markasının kapsamında yer almadığı gibi bilirkişi raporunda belirtildiği şekilde benzer ve ilişkili hizmetler de olmadıkları, bu hizmetlerle 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesindeki iltibas koşulunun oluşmadığı anlaşılmakla, davalı … ve davalı … vekillerinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı … ve davalı … vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … ve davalı …ndan ayrı ayrı alınması gereken 80,70.TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı … ve davalı … tarafından istinaf başvurusunda ayrı ayrı yatırılan 54,40.TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davalı … ve davalı …ndan ayrı ayrı tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında Davalı … ve davalı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalılar üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 24/11/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 28/11/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip