Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/769 E. 2023/285 K. 09.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/769 – 2023/285
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/769
KARAR NO : 2023/285
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/01/2021
NUMARASI : 2019/118 E. – 2021/22 K.

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

Taraflar arasında görülen davada Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 12/01/2021 tarih ve 2019/118 E. – 2021/22 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı şirket tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, 09/04/2015 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle belirsiz 30,00TL maddi tazminat ile 50.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili, taraflar arasında TTK gereğince taşıma sözleşmesi mevcut olduğunu, mahkemenin yetkisiz olduğunu, yetkili yerin Uşak Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, bu nedenle davanın öncelikle usul yönünden, mahkeme aksi kanaatte ise esas itibariyle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının, davalının kullandığı otobüs ile tek taraflı ve kusurlu olarak sebebiyet verdiği trafik kazasında yaralanarak, sürekli iş gücü kaybı maddi zararının 14.512,47 TL, geçici iş göremezlik maddi zararının 3.001,50 TL, tedavi giderleri maddi zararının 2.219,00 TL olmak üzere toplam 19.732,97 TL zararının oluştuğu, davalı …’nın kusurlu davranışı sebebiyle, davalı …. Şti.’nin ise araç maliki olarak işleten sıfatıyla davacının bu zararlarını gidermekle yükümlü oldukları, kusur durumu, davacının kaza sonrası geçirdiği 3 aylık tedavi süreci, daimi olarak %6 oranında maluliyetinin oluşması, bu nedenlerle yaşadığı manevi acı ve üzüntü, tarafların ekonomik sosyal durumları gözetildiğinde, davacı için 25.000 TL manevi tazminatın uygun olduğu gerekçesi ile davanın maddi tazminata yönelik kısmının kabulü ile, 19.732,97 TL maddi tazminatın 09/04/2015 kaza tarihinden itibaren davalılar …. Şti. ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, davanın manevi tazminata yönelik kısmının kısmen kabulü ile, 25.000 TL manevi tazminatın 09/04/2015 kaza tarihinden itibaren davalılar … … Ltd. Şti ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı şirket vekili istinaf başvuru dilekçesinde, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu md.97 uyarınca davanın usulden reddi gerektiğini, davacı yanın başvuru şartını tamamlamadığını, ilgili yasal düzenleme uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle beraber tedavi ve iyileşme masrafları ile geçici iş göremezlik bakımından hukuki sorumlunun Sosyal Güvenlik Kurumu olduğunu, davacının emniyet kemeri takmıyor olmasının tazminattan indirim sebebi olduğunu, hükmedilen manevi tazminatın zenginleşmeye olanak tanıdığını, ıslaha karşı zamanaşımı itirazının değerlendirilmediğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı ile davalılar arasında taşıma sözleşmesi bulunmaktadır. Her ne kadar taşıma sözleşmesi TTK’da düzenlenmişse de, 28.05.2014 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6502 sayılı Yasa’nın 3/k bendinde “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” tüketici, 3/ı bendinde ise “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” tüketici işlemi olarak tanımlanmıştır. Aynı Yasa’nın 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 sayılı Yasa’nın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğine değinilmiştir. HMK’nın 1. maddesinde ise görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği düzenlenmiştir.
Bu itibarla, somut olayda da, mahkemece, davanın açıldığı tarih itibariyle 6502 sayılı Yasa’nın yürürlükte olduğu, davacının ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi nedeniyle tüketici, dava konusu taşıma işleminin de tüketici işlemi sayıldığı, yukarıda belirtilen yasa hükümleri uyarınca davaya bakma hususunda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu hususu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasının incelenmesine girişilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
O halde mahkemece, yukarıda belirtilen hususlar nazara alınarak görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasının incelenmesine girişilerek yazılı şeklide hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu durumda, HMK’nın 353/1-a-3 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerekmiş, anılan maddenin (a) bendinde açıkça, bölge adliye mahkemesince dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan karar verilebileceği düzenlendiğinden HMK’nın 360. maddesinin atfı ile aynı Kanunun 20. maddesi hükmü uygulanmaksızın dosyanın görevli Eskişehir Tüketici Mahkemesine tevzi edilmek üzere Eskişehir Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı şirket vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince kabulü ile Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 12/01/2021 gün ve 2019/118 E. – 2021/22 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA;
2-HMK’nun 353/1-a-3 maddesi uyarınca dosyanın görevli Eskişehir Nöbetçi Tüketici Mahkemesine tevzi edilmek üzere Eskişehir Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmesine,
3-Kararın bir örneğinin bilgi ve UYAP üzerinden dosyanın görevli mahkemesine aktarılması için Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
4-İstinaf kararının neden ve şekline göre davalı şirket vekilinin istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
5-Davalı şirket tarafından istinaf başvurusunda peşin olarak yatırılan 705,00-TL nispi istinaf karar ve ilam harcının, talebi halinde davalı şirkete iadesine,
6-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılamada değerlendirilmesine,
7-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-İstinaf kararının tebliği ve harç işlemlerinin yerel mahkemesince yapılmasına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 09/03/2023 tarihinde HMK’nın 353/1-a.3 maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 31/03/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.