Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/763 E. 2023/330 K. 16.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/763 – 2023/330
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/763
KARAR NO : 2023/330
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/09/2020
NUMARASI : 2020/26 E. – 2020/270 K.

DAVACI :
VEKİLLERİ
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali ve Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 30/09/2020 tarih ve 2020/26 E. – 2020/270 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı şirket ve davalı … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin 1992 yılından bu yana süpermarket ve hipermarketlerde yapılan perakende ticaret faaliyetine devam ettiğini, müvekkilinin, “…” markasını 1999 öncesinde tescilsiz kullanıldığını, 01.07.1999 tarihinde 35. Sınıfta kullanılmak üzere tescil ettirdiğini, davalı şirketin başvurusu ile müvekkili şirketin markalarının aynı veya benzer mallar üzerinde, aynı yerlerde ve aynı satış noktalarında kullanılacağını, aynı tüketici kesimine hitap edeceğini, müvekkilinin markalarından özellikle “…, … …” markalarının bu kapsamdaki ürün ve hizmetlerde kullanıldığını, davalı markasının müvekkilinin markaları ve hizmetleri arasında bağlantı kurulması sonucunu doğuracak, müvekkilinin seri marka ailesinin bir üyesi olduğu intibaını yaratacak ve davalının haksız rekabetine sebebiyet verebilecek nitelikte olduğunu, marka görselinde “…” ifadesinin geri planda bırakılarak “…” ibaresinin ön plana çıkartıldığını, davalının “…” ibaresini asli unsur olarak kullanma niyetiyle hareket ettiğini ileri sürerek YİDK’nın 2019/M-9840 sayılı kararının iptalini, … sayılı “… …” ibareli marka başvurusunun tescili halinde hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili, “…” ibaresinin İngilizce bir sözcük olduğunu, esasen “sevinçli”, “mutlu” gibi anlamlara geldiğini, davacının markasının tescilli olduğu sınıflar göz önüne alındığında davacının … ibareli markasının ayırt ediciliği oldukça düşük bir marka olduğunu, davacıya ait markalar ile müvekkiline ait markanın hem görsel olarak hem fonetik olarak birbirinden tamamen farklı bulunduğunu, karıştırılma ihtimali kalmadığını, iştisel olarak davacıya ait marka “…” ibaresinden oluşmaktayken müvekkiline ait ibarenin “… …” şeklinde olduğunu, markaların okunuşunda birçok farklı kelime bulunduğunu, yalnızca bir sözcüğün aynı olmasının, markaları işitsel olarak birbirine yaklaştırmadığını, “…” ibaresinin fantezi-orijinal olmayan, ayırım gücü zayıf bir ibare olması sebebiyle, özellikle ayırt edici ek/sözcüklerle kullanıldığında karıştırılma ihtimalinin bulunmayacağını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davaya konu … sayılı davalı marka başvuru kapsamında yer alan emtia ile davacının önceki tarihli dayanak markaları kapsamında yer alan emtianın benzer/aynı olduğu, dava konusu marka işaretleri arasında iltibas tehlikesinin bulunduğu, davacı tarafın … sayılı önceki markasından dolayı kazanılmış hakkının bulunmadığı, davacının mesnet markasının tanınmışlığının ispatlanamadığı, davacı tarafın alan adlarından doğan haklarından dolayı tescil engelinin oluştuğu gerekçesi ile davanın kabulüne, YİDK’nın 2019/M-9840 sayılı kararının davacının itirazının reddi yönünden iptaline, davaya konu markanın tüm mal ve hizmetler yönünden hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı şirket vekili istinaf başvuru dilekçesinde, dosya kapsamında eksik araştırma ve inceleme ile karar verildiğini, itirazları karşılayan yeni bir bilirkişi raporu alınmadığını, bilirkişi raporunun aynen gerekçeli karara geçirildiğini, mahkeme kararının hukuka ve usule aykırı olduğunu, davacının markasının ayırt ediciliği düşük bir marka olduğunu, zayıf ibareye sahip bir markada yapılacak en küçük değişiklik veya ilavelerin dahi markayı farklılaştırmaya yeteceğini, “…” ibaresinin, markaya yeterli ayırt ediciliği kattığını, mahkeme kararında müvekkiline ait markanın bir bütün olarak incelenmediğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, “…” ibaresinin İngilizcede “mutlu” anlamına geldiğinin toplumun büyük kısmı tarafından bilindiğini, gülen yüz emojisinin … ibaresinin yanında ayırt ediciliğinin bulunmadığını, “…” ibaresinin fantezi orijinal olmayan, ayrım gücü zayıf bir ibare olması sebebiyle, özellikle ayırt edici ek/sözcüklerle kullanıldığında karıştırılma ihtimalinin ortadan kalkacağını, zayıf marka konumunda olan “…” ibaresinin, başvuru markasında “…” ibaresi yanında bir de şekil unsuru ile birlikte kullanıldığını, benzer olmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalı şirketin “… …” ibareli marka başvurusu ile davacının itirazına mesnet “…” esas unsurlu markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede SMK’nın 6/1. maddesi anlamında bir benzerlik bulunduğu, zira taraf markalarında bulunan esas unsurlar aynı olduğu gibi davaya konu … sayılı davalı şirketin marka başvuru kapsamında yer alan emtia ile davacının önceki tarihli dayanak markaları kapsamında yer alan emtianın benzer/aynı bulunduğu anlaşılmakla, davalı şirket ve davalı … vekillerinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı şirket ve davalı … vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı şirket ve davalı … ayrı ayrı alınması gereken 179,90.TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı şirket ve davalı … tarafından istinaf başvurusunda ayrı ayrı yatırılan 59,30.TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 120,60 TL’nin anılan davalılardan ayrı ayrı tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı şirket ve davalı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin anılan davalılar üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 16/03/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 07/04/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.