Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/761 E. 2023/331 K. 16.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/761 – 2023/331
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/761
KARAR NO : 2023/331
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/10/2020
NUMARASI : 2019/280 E. – 2020/290 K.

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 01/10/2020 tarih ve 2019/280 E. – 2020/290 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, davaya konu “…+ŞEKİL” markasında yer alan “…” ibaresinin müvekkili şirket adına tescilli “…” ibaresinin son dört harfinin aynı yerde kullanılarak oluşturulduğunu, dava konusu markada yer alan A ve K harflerinin de aynı yazım tekniği ile oluşturulduğunu, taraf markalarına ait şekil unsurlarının da birbirine çok benzediğini, dava konusu markada yapılan 2 harf ve kısmi renk değişikliğinin dava konusu markanın müvekkilinin markasından uzaklaşmasına yetmediğini, dava konusu markanın müvekkilinin markalarının serisi niteliğinde algılanacağını, dava konusu ibarede kullanılan yazım şekli ve logo seçiminin, müvekkiline ait tanınmış markaların varlığı karşısında iyi niyetli olarak algılanmayacağını, dava konusu marka ile müvekkiline ait markaların emtia listelerinin de benzer olduğunu, dava konusu “…” markasının başvuru tarihinden önce, davalının tescilsiz kullanımlarından haberdar olan müvekkili şirketin, davalı tarafa ihtarname keşide ettiğini, davalı tarafından, cevabi ihtarname ile gerekli önlemlerin alınacağının bildirilmesine rağmen ihtarın tebliğinden 1 gün sonra davaya konu marka başvurusunun gerçekleştirildiğini, bu hususun dahi davalı tarafın kötüniyetini gösterdiğini ileri sürerek YİDK’nın 2019/M-4300 sayılı kararının iptaline, davalı adına yapılan … sayılı ve “… …” ibareli marka başvurusunun tescil edilmişse hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … … vekili, müvekkilinin davacı firmanın ihtarını dikkate aldığını ve sonrasında gerekli düzeltmeleri yaparak marka başvurusunda bulunduğunu, müvekkilinin bölgesinde tanınmış bir firma olduğunu, müvekkili markasının, davacı markası ile karıştırılmayacak derecede hem şekli hemde yazısal olarak farklılık gösterdiğini, davaya konu markanın aynı zamanda müvekkilinin soy ismi olduğunu, bu nedenle davacı firma ile ilgisi bulunmadığını, YİDK kararının yerinde olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, … sayılı başvuru ile davacının dayanak markaları arasında tüketiciler nezdinde benzerlik ve iltibas ihtimali bulunmadığı, davacının eskiye dayalı kullanımı nedeniyle dava konusu marka bakımından bu tescil engeli ile ilgili aranan şartların oluşmadığı, davacının “…” markasının tanınmış marka olduğu iddasının ispatlanamadığı, davacının ticaret unvanına dayanarak, … ibareli davalı markasının tescilini engelleme hakkı bulunmadığı, davacının kötüniyet iddialarının ispatlanamadığı, YİDK kararının yerinde olduğu, 2019/M-4300 sayılı kararının iptali şartlarının oluşmadığı, hükümsüzlük ve terkin koşullarının oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, taraf markalarının yüzeysel bir şekilde karşılaştırılarak kararın tesis edildiğini, davalının, hiçbir zorunluluğu olmadığı halde, neden/niçin müvekkilinin markasındaki harf karakterlerini kullandığı dikkate alınmadığı gibi, bu kullanımın yani harf karakteri benzetmesinin, taraf markalarını yakınlaştırıp yakınlaştırmadığı konusundaki iddiaların da inceleme konusu yapılmadığını, davalı yanın müvekkilinin markası ile birebir olarak aynı şekilde yazmayı tercih etmesinin, SMK m.6/1 anlamında taraf markalarını benzer kılmasının yanında aynı zamanda davalı yanın kötüniyetini de gösterdiğini, bu hususun yeterli irdelenmediğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali, marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalı … …’ın “… … + ŞEKİL” ibareli marka başvurusu ile davacının itirazına mesnet “…” esas unsurlu markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede SMK’nın 6/1. maddesi anlamında bir benzerlik bulunmadığı, zira taraf markalarında bulunan esas unsurların birbirinden farklı olduğu, marka başvurusunun kötüniyetli yapıldığı iddiasının dosya kapsamında bulunan bilgi ve belgelere göre kanıtlanmadığı, davacının eskiye dayalı kullanımı nedeniyle dava konusu marka bakımından bu tescil engeli ile ilgili aranan şartların oluşmadığı, davacının “…” markasının tanınmış marka olduğu iddasının ispatlanamadığı, davacının ticaret unvanına dayanarak, “…” ibareli davalı markasının tescilini engelleme hakkı bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 120,60 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 16/03/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 07/04/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.