Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/760 E. 2023/714 K. 26.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/760
KARAR NO : 2023/714
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/02/2021
NUMARASI : 2020/176 E. – 2021/68 K.

DAVACI : …
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Markaya Tecavüzün Tespiti, Men’i,
Maddi ve Manevi Tazminat, Hükmün İlanı

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 24/02/2021 tarih ve 2020/176 E. – 2021/68 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı ve davalı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Davacı vekili, … Gümrük Müdürlüğü’nce el konulan davalıya ait ürünlerde müvekkilinin tanınmış “…” ibareli markasının kullanıldığını, ürünlerin taklit olduğunu, davalının bu eyleminin müvekkilinin marka hakkına tecavüzü teşkil ettiğini ileri sürerek, markaya tecavüzün tespitini, men’ini, tecavüz oluşturulan malların imhasını ve ya müsaderesini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 2000 TL maddi, 10000-TL manevi tazminatın dava tarihinden işleyecek faiziyle tahsilini ve hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf süresinde davaya cevap vermiş, davalı vekili yargılama sırasındaki beyanlarında, müvekkilinin malların taklit olup olmadığını bilebilecek durumda olmadığını, aynı olay ile ilgili müvekkili Şirket yetkisi hakkında … 3 ASCM’nin 2020/176 esas sayılı dosyasında açılan ceza davasının bekletici mesele yapılması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece davalı tarafa ait olan ve … Gümrük Müdürlüğü’nce el konulduğu anlaşılan ürünlerin davacının tescilli ve tanınmış markalarından doğan hakları ihlal eder nitelikte olduğu, tecavüz eyleminin varlığı karşısında davacının uğradığı zarar, duyduğu elem, dikkate alınarak 5.000,00.-TL manevi tazminat takdirinin hakkaniyete uygun bulunduğu, davalının söz konusu ürünleri sattığına ilişkin bir delil sunulmadığı, davacının satılamayan mallar ile ilgili bir zararının olduğundan bahsedilemeyeceği, davacının maddi zararını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalının eyleminin marka tecavüzü olarak tespitine, tecavüzün men’ine, dava konusu ürünlerin imhasına, maddi tazminat isteminin reddine, kararın kesinleşmesini müteakip hüküm özetinin masrafı davalıya ait olmak üzere ülke çapında yayın yapan bir gazetede ilanına, 5.000,00.-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, davadaki maddi tazminat talepleri yönünden defterleri üzerinde inceleme yaptırılmadan karar verildiğini, kararın eksik incelemeye dayalı olduğunu , delil olarak defterlere dayanmalarına rağmen incelenmeden karar verildiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesinin kısmi ret kararının kaldırılarak taleplerini karşılar şekilde bilirkişi raporu alınması için dosyasının iadesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin dava konusu ürünlerde davacının markalarının kullanıldığını bildiği veya bilmesi gerekip gerekmediği konusunda bir inceleme ve değerlendirme yapılmadan karar verildiğini, ayrıca müvekkili şirket yetkilisi hakkında aynı olay nedeniyle açılan ceza dava dosyasının sonucunun beklenmesi gerektiğini, , davacının manevi zararının oluşmadığını ve kanıtlanamadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

GEREKÇE : Dava, markaya tecavüzün tespiti, men’i, maddi ve manevi tazminat ile hükmün ilanı
istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Marka hakkına tecavüz SMK’nın 29. maddesinde düzenlenmiş olup, maddenin 1. fıkrasında marka hakkına tecavüz sayılan fiiller belirlenmiştir. Bunlara göre, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7. maddede belirtilen biçimlerde kullanmak, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek ve markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak ve marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek marka hakkına tecavüz sayılan fiillerdir.
Bu açıklamalardan sonra somut olaya bakıldığında, dosyada bulunan bilgi ve belgelerden, … Gümrük Müdürlüğün’ce el konulan ve davalıya ait olduğu tespit edilen iç giyim ve çorap mallarında, davacının “…” ibareli markasının bulunduğu ve bu malların taklit olduğu anlaşılmaktadır. Esasen davalı vekili de ürünlerin taklit olmadığı yönünde bir savunmada bulunmamış, dava konusu ürünlerin taklit olup olmadığını bilebilecek durumda olmadıklarını, aynı konuda müvekkili Şirketin yetkilisi hakkında … 3. Asliye ceza Mahkemesi’nin 2020/176 esas sayılı dosyasında ceza davası açıldığını, bu davanın sonucunun beklenilmesi gerektiğini savunarak, davalı Şirket yetkilisi hakkında düzenlenen iddianameyi ve anılan ceza dava dosyasında alınan davalı şirket yetkilisinin beyanını dosya kapsamına sunmuştur. Sunulan bu belgelere göre işbu davanın konusunu da oluşturan davalı eylemleri nedeniyle davalı Şirket yetkilisi … hakkında … 3. Asliye Ceza Mahkemesinin bahsi geçen dosyasında kamu davası açıldığı, davalı Şirket yetkilisinin o yargılama sırasında dava konusu ürünlerin Hollanda ülkesinde bulunan … isimli yardım kuruluşu tarafından … Gümrük Limanı üzerinde Suriye’ye transit rejim çerçevesinde gönderilmek üzere kendilerine gönderildiğini, bu şekilde gönderilen ürünlerin hangi marka veya orjinal olup olmadığını bilmediğini ve bilebilecek durumda da olmadığını beyan etmiştir. Her ne kadar davalı adına gönderildiği davalı tarafça da inkar edilmeyen ürünlerin davacı markasını taşıyan taklit ürünler olduğu dosya kapsamı ile sabit ise de; yukarıda da açıklandığı gibi bu ürünlerin davacının marka hakkına tecavüz oluşturması için davalının bu malları ticari amaçla elinde bulundurması gerekir. Ancak az önce de açıklandığı üzere davalı bu malların yardım amaçlı Suriye’ye gönderilme üzere transit rejim çerçevesinde kendisine gönderildiğini savunmaktadır.İlk derece mahkemesince davalının eyleminin markaya tecavüz oluşturduğu kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmişse de davalı tarafın bu savunması hakkında hiçbir inceleme ve değerlendirme yapılmadığı gibi davalı tarafça talep edilmesine rağmen ceza dava dosyasının sonucu da beklenilmeden yargılamaya devam olunarak yazılı şekilde karar verilmiştir. Oysa davalının bu savunmasının ispatlanması halinde davalının dava konu eylemin davacının marka hakkına tecavüz oluşturduğundan bahsedilemeyecektir. Dosya kapsamından ceza davasının akıbeti ve sonucu da anlaşılmamaktadır.
O halde ilk derece mahkemesince yapılması gereken iş, ceza hakiminin tespit ettiği maddi vakıalar hukuk hakimini bağlayacağından, öncelikle bahsi geçen ceza davasının sonucunun beklenilmesi, ceza davasında verilecek kararın kesinleşmesinin beklenmesinden sonra TBK’nın 74. maddesi uyarınca hakimin, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi ceza hakimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı olmadığı gözetilerek, gerektiğinde davalının bahsi geçen savunması kapsamında dava konusu ürünlerle ilgili tüm belgelerin … Gümrük Müdürlüğü’nden getirtilerek, içinde gümrük mevzuatından anlayan bilirkişilerin de yer aldığı heyetten, yardım amaçlı gönderilen malların farklı bir gümrük rejimine tabi tutulup tutulmadığı, dava konusu ürünleri yönünden böyle bir işeme tabi tutulup tutulmadığı hususlarında rapor alınarak oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar vermekten ibarettir. Açıklanan hususlar araştırılmadan karar verilmesi doğru olmamıştır.
Öte yandan kabule göre de; her ne kadar davacı tarafın, maddi zarara uğradığını ispat edemediği gerekçesiyle maddi tazminat talebinin reddine karar verilmiş ise de Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 27.11.2019 tarih, 2019/264-7545 E.K. Sayılı ilamında da kabul edildiği üzere markaya tecavüzün varlığı halinde markaya tecavüz eyleminin, marka sahibinin iktisadi menfaatinin muhtemel zarar görme tehlikesine yol açması nedeniyle davacının maddi zarara uğradığının kabulü gereklidir. Dolayısıyla ilk derece mahkemesinin bu kabulü yerinde olmayıp, davacının talep edebileceği maddi tazminatın tercih hakkını 6762 sayılı SMK’nın 151/2-a bendine uyarınca hesaplanması için davacı Şirketin defterlerinin incelenmesi, şayet bu yolla da davacı zararının hesaplanması mümkün olmazsa TBK’nın 50. maddesi uyarınca davacının zararının belirlenmesi gerekirken, bu hususların araştırılmaması da doğru görülmemiştir.
Bu itibarla, somut uyuşmazlığın çözümünde esasa etkili delil niteliğinde olan yukarıdaki hususların değerlendirilmediği anlaşıldığından, taraf vekillerinin istinaf itirazlarının kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın davanın yeniden görülebilmesi için mahkemesine iadesine, kararın niteliğine göre, davalı vekilinin diğer istinaf itirazlarının bu aşamada incelenilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KABULÜ ile Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 24/02/2021 gün ve 2020/176 E. – 2021/68 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA;
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine İADESİNE,
3-Davalı vekilinin diğer istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
4-Davacı ve davalı tarafından istinaf başvurusunda ayrı ayrı peşin olarak yatırılan 59,30-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının istek halinde taraflara ayrı ayrı iadesine,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılamada değerlendirilmesine,
7-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile 26/05/2023 tarihinde HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 26/06/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip