Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/753 E. 2021/783 K. 28.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/11/2020
NUMARASI :…

DAVANIN KONUSU : Tespit

Taraflar arasında görülen davada Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 13/11/2020 tarih ve … K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin kuruluşu, yapılanması, faaliyet konuları ve hizmetlerinin yürütülmesine ilişkin usul ve esasların belirlenmesine ve posta sektörünün düzenlenmesine ilişkin 6475 sayılı Posta Hizmetleri Kanunu’nda yer alan düzenlemeler çerçevesinde… ile davacı arasında 23.07.2013 tarihinde Posta Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin Görev Sözleşmesi akdedildiğini ve davacının evrensel posta hizmetleri yükümlüsü olarak belirlendiğini, davacının posta tekeline ilişkin tekel hakkının da kanun ile düzenlendiğini, davacının tekel hakkı kapsamındaki görev ve yetkilerinin kanunda yer aldığını, … tarafından yetkilendiriliş hizmet sağlayıcıları arasında yer alan davalının posta tekeline ilişkin kanuni düzenlemelere aykırı olarak haberleşme niteliği taşıyan fatura, banka kredi kartı ekstresi ve banka kredi kartlarını taşıdıklarını, aynı zamanda toplu gönderi kabul ve dağıtım hizmeti verdiklerine ilişkin tanıtım faaliyetlerinde bulundukları hususunun internet linkinden anlaşıldığını, bu konuda BTK’ya da başvuru yapıldığı ve incelemenin devam ettiğini, posta tekelinin ihlal edildiğinin kurum ya da mahkeme kararı ile tespiti gerektiğinden Ankara 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin … D. İş sayılı dosyasında tespit talebinde bulunulduğunu, ancak mahkemece talebin yargılamayı gerektirir bir durum olduğundan bahisle reddine karar verdiğini ileri sürerek posta tekeline aykırı faaliyet neticesinde oluşan zarar için açılan iş bu davanın kabulüne ayrıca muarazanın meni ve müdahalenin önlenmesi taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, zamanaşımı itirazlarının olduğunu, eda davasının açılmasının mümkün olduğu hallerde tespit davası açılmasının hukuki bir yararının bulunmadığını, hukuki yarar yokluğundan davanın reddi gerektiğini, bu davada belirtilen sebepler ile Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin….esas sayılı dosyası ile menfi tespit davası ikame edildiğini ve yargılamanın devam etiğini, müvekkilinin ticari amaçla il içi dağıtım işletmeciliği yapacak gerçek ve tüzel kişilere verilen … yetkisini haiz belgeye sahip olduğunu, anılan belgenin bakanlık onayı ile alındığını, davalı şirket tarafından dergi, davetiye, katalog, hesap ekstreleri, broşür, fatura ve çeşitli promosyon dağıtımları yapıldığını, bu belgelerin …. yetkisi uyarınca dağıtımı yapılabilecek belgelerden olduğunu, ayrıca …. posta servis sağlayıcıları yetki belgesi için de gerekli başvurunun yapıldığını, onay alındığını, ancak ilgili belgenin hazırlanmasını beklediklerini, belediyelerce gönderilen tebligat dağıtımı işinin belediyede yapılan ihale sonrası davalıya verildiğini, bu nedenle de müvekkilinin sorumluluğu bulunmayıp muhatabın ilgili kurumlar olacağını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı … AŞ tarafından davalı … … Ltd. Şti. hakkında 06.03.2019 tarihinde … Esas sayılı dosya ile eldeki dava dilekçesinin ve dava konusu taleplerin birebir aynısına ilişkin talepte bulunulduğu, tevzi formuna menfi tespit olarak dava türünün girildiği, mahkeme tarafından dava menfi tespit davası olarak değerlendirilerek arabuluculuk başvurusu olmadığından 12.03.2019 tarihinde davanın reddine karar verildiği, davacı tarafından istinaf edildiği, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesinin… Karar sayılı 04.02.2020 tarihli kararı uyarınca davanın posta tekeline aykırı faaliyetler neticesinde davacının zarara uğradığını iddia ederek zararın tespitini, muarazanın menini ve davalının müdahalesinin önlenmesini talebine ilişkin olduğundan arabuluculuk dava şartına tabi olmadığı gerekçesi ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırıldığı ve mahkemenin … Esasına kaydı ile yargılamanın devam ettiği ve dosyanın derdest olduğu, HMK madde 114/1-ı hükmü uyarınca ”Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması” dava şartı olarak sayıldığı, eldeki davada, davacı taraf, davalının posta tekeline aykırı faaliyetleri neticesinde davacının zarara uğradığını iddia ederek zararın tespitini, muarazanın menini ve davalının müdahalesinin önlenmesini talep ettiği, davacının söz konusu talebinin aynısının, aynı iddialar ve aynı talep doğrultusunda hatta aynı dava dilekçesi ile 06.03.2019 tarihinde yani eldeki dava öncesinde açılan ve halen yargılaması devam eden Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi dosyası ile ileri sürüldüğünden eldeki dava yönünden derdest dosya bulunduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, mahkemenin verdiği kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu,… aleyhine Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesinde…. Sayı ile posta tekelinin ihlali nedeniyle zararımızın tespiti ile muarazanın men’i ve müdahalenin önlenmesi talepli dava açılmış mahkemece, ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” şeklinde 12.03.2019 tarihinde ….K sayılı ilam ile karar verilmiş olup, söz konusu kararın istinaf edildiğini, bu sürecin uzun sürmüş olması nedeniyle Kurumun menfaati gözetilerek arabuluculuk başvurusunda bulunulmak zorunda kalındığını, arabuluculukta anlaşılamaması üzerine hak kaybının önüne geçmek maksadıyla 13. Asliye Ticaret Mahkemesinde dava yoluna gidildiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, tespit istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İstinaf talebinden vazgeçme, istinaf başvurusundan feragat niteliğindedir. 6100 sayılı HMK’nın 349/2. maddesine göre istinaf başvurusu yapıldıktan sonra, istinaf talebinden feragat edilirse, dosya Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmez ve kararı veren mahkemece başvurunun reddine karar verilir. Dosya Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmiş ve henüz karara bağlanmamış ise, istinaf başvurusu, feragat nedeniyle reddolunur. Anılan madde gereğince, istinaftan feragat, dosya ilk derece mahkemesinde iken yapılmışsa bu mahkeme tarafından, şayet dosya Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine gönderildikten sonraki aşamada yapılmışsa, Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi tarafından istinaf talebinin reddine karar verilecektir.
Buna göre, davacı vekilinin yerel mahkeme kararına yönelik, süresi içinde sunduğu istinaf dilekçesinden ve dosyanın Dairemize gönderilmesinden sonra sunulan dilekçe ile istinaf başvurusundan vazgeçildiği anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf talebinin feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı …’nin istinaf başvurusunun HMK’nın 349. maddesi gereğince FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan istinaf yoluna başvuru harcı ve peşin istinaf karar harcının istek halinde davacıya iadesine,
3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin istinaf yoluna başvuran davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 28/05/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 28/05/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip