Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/75 E. 2022/1539 K. 01.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/75
KARAR NO : 2022/1539
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/12/2019
NUMARASI : 2018/258 E. – 2019/482 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU :YİDK Kararının İptali ve Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 25/12/2019 tarih ve 2018/258 E. – 2019/482 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı ile davalı … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, “… + şekil” ibareli başvurunun ihtiva ettiği şekil unsurunun, davacının tescilli “…” adı verilen şekil markaları ile ayırtedilemeyecek kadar benzer olduğu ve aynı mal ve hizmet sınıfları için tescilinin istendiği, tescil istenen 29. Sınıfa konu malların satış kanallarının davacı mallarının satış kanallarıyla aynı olduğu, gıda sektöründe birbirini tamamlayıcı ve birarada yanyana satışa sunulan mallar olduğu ve bu yüzden iki firmanın ilişkili olduğu zannını yaratacağı, davalı başvurusunda kırmızı beyaz renk kullanılmasının iltibas yarattığı, tescilli “…” markasının 80’li yıllarda tescil edildiği ve … markası kadar tanınmış bir marka olduğu, davalının şekil unsuru ve renk kombinasyounu seçiminin tesadüfi olamayacağını, başvurunun kötüniyete dayandığını ileri sürerek 2018-M-3494 sayılı YİDK Kararının iptali ile tescile bağlanmış ise … başvuru sayılı “… + şekil” ibareli markanın hükümsüzlüğüne hükmedilmesi karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalının “şekil+…” ibareli marka başvurusu ile davacının … sayılı markaları arasında dava konusu edilen markanın kapsamında yer alan 29. Sınıftaki “Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler;” ile 30. Sınıftaki “Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler, çaylar, buzlu çaylar” malları yönünden biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, işin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu 29. Sınıftaki “Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler;” ile 30. Sınıftaki “Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler, çaylar, buzlu çaylar” malları yönünden ayırdığı satın alma süresi içinde, davalının “şekil+…” ibareli başvuru markasını gördüğünde derhal ve hiç düşünmeden davacıya ait … sayılı markalarından farklı bir marka olduğunu algılayamayacağı, ortalama düzeydeki tüketici kesimi tarafından başvuru konusu işaret ile davacının … sayılı markası arasında işletmesel bağlantı olduğu ya da idari ve ekonomik açıdan birbiriyle bağlantılı işletme tarafından piyasaya sunulan markalı mallar algısı oluşabileceği, bu açıdan yargılama konusu 29. Sınıftaki “Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler;” ile 30. Sınıftaki “Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler, çaylar, buzlu çaylar” malları yönünden 556 sayılı KHK 8/1-b maddesindeki iltibas koşulunun oluştuğu, diğer kısımlarda ise iltibas oluşmadığı gibi yine bu kısımlarda davalının marka başvurusu dolayısıyla davacının tanınmış olduğu iddia edilen markasından haksız yarar sağlanabileceği, onun itibarına zarar verebileceği veya onun ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği somut delillerle kanıtlanmadığı, diğer yönden davalı marka başvurusunun kötüniyetli yapıldığının da kanıtlanmadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, dava konusu 2018-M-3494 sayılı YİDK kararının dava konusu edilen … sayılı markanın kapsamında yer alan 29. Sınıftaki “Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler;” ile 30. Sınıftaki “Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler, çaylar, buzlu çaylar” malları yönünden iptaline, dava konusu marka tescilli olmadığından hükümsüzlük konusunda karar verilmesine yer olmadığına, diğer kısımlar yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, aynı başvuru sahibinin benzer marka başvurusunun tümden reddedildiğini, başvurunun kötüniyetli yapıldığını, markalar arasında da ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunduğunu, başvuru konusu şeklin müvekkilinin tescilli ve tanınmış şekil unsuru olduğunu, davalının kullanımının tesadüf olamayacağını, müvekilinin markasının tanınmış marka olduğunu, ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, markalar arasında bütünsel olarak inceleme yapıldığında 556 sayılı KHK7nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik bulunmadığını, parçalara bölerek inceleme yapılmasının mümkün bulunmadığını, 556 sayılı KHK’nrın 8/1-b maddesindeki koşulların oluşmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : 1-Dava, marka ile ilgili Kurum kararının iptali ve hükümsüzlük istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalının “şekil+…” ibareli marka başvurusu ile davacının itirazına mesnet şekil ihtiva eden markaları arasında, biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, işin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, davalının “şekil+…” ibareli başvuru markasını gördüğünde davacıya ait markalardan farklı bir marka olduğunu algılayamayacağı, ortalama düzeydeki tüketici kesimi tarafından başvuru konusu işaret ile davacının … sayılı markası arasında işletmesel bağlantı olduğu ya da idari ve ekonomik açıdan birbiriyle bağlantılı işletme tarafından piyasaya sunulan markalı mallar algısı oluşabileceği, 556 sayılı KHK 8/1-b maddesindeki iltibas koşulunun oluştuğu anlaşılmakla, davalı … vekilinin tüm istinaf itirazlarının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
2-Davacı vekilinin istinaf itirazlarına gelince; 556 sayılı KHK’nın 8/4. maddesi uyarınca “Marka, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir markanın aynı veya benzeri olmakla birlikte, farklı mallar veya hizmetlerde kullanılabilir. Ancak, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilir”. Bu maddeden de anlaşılacağı üzere, tanınmış marka koruması için, taraf markalarının aynı veya benzer olması, önceki tescilli markanın tanınmış olması ve başvuru konusu olan markanın kullanımının, başvuru sahibine haksız menfaat sağlaması veya tanınmış markanın itibarına veya ayırt edici karakterine zarar vermesi gerekmekte ve bu üç kriterlerin tümünün bir arada mevcut olması aranmaktadır.
Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda belirlendiği üzere, somut olayda, davaya konu başvurunun, davacının … sayılı markalarıyla iltibas yaratma olasılığının bulunduğu sonucuna ulaşılmıştır. Ancak, davacı tarafından iş bu şekil markaların tek başına kullanıldığı herhangi bir mal ve hizmete, davalının başvuru tarihi 04.01.2017 itibarıyla ulaştıkları tanınmışlık düzeyine, bu markaların “ilgili sektördekiler tarafından refleks halinde müdahaleye ihtiyaç duymadan hatırlanan tanınmış markalar” olduğuna veya davaya konu markanın farklı mallar bakımından kullanımı halinde md.8/4’de yeralan durumlardan herhangi birinin doğabileceğine, yani davacının tanınmışlık iddia ettiği bu şekil markalarının sulandırılması/sıradanlaşması ve dolayısıyla markanın ayırt ediciliğinin zarar görmesi; alıcıların taraf markaları arasında kurulacak bağlantının olumlu veya olumsuz izlenim ve çağrışımlarla potensiyel alıcıların satın alma tercihlerinin etkilemesi; davacının tanınmışlık iddia ettiği markalarından haksız yararlanma ve markanın itibarına zarar verme olasılıklarına yolaçabileceğine ilişkin somut, mantıklı ve kuvvetli çıkarım ve delil ortaya konulamadığı kanaatine ulaşılmıştır.
Ancak, SMK’nın 6/9. maddesi uyarınca kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir. Tescil başvurusu sırasında kötü niyetin başlı başına bir itiraz sebebi olarak öne sürülebilmesi mümkün olduğu gibi, sonradan aynı nedenle hükümsüzlük davasının açılabilmesi de mümkündür. Çünkü bu düzenlemeler, esasen, TMK’nın 2. maddesinin özel bir uygulamasından ibarettir (Yargıtay HGK 16/07/2008 T., 2008/11-501 Esas, 2008/507 Karar).
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2011/5436 Esas, 2013/6621 Karar ve 02/04/2013 Tarihli kararına konu bir olayda, mahkemece, “…” markasının yaratılmış bir marka olduğu ve yüksek derecede ayırt ediciliğinin bulunduğu, bu ibarenin davalı tarafından tesadüfen seçilip tescil ettirilmesinin hayatın olağan akışına uygun düşmediği, saat sektöründe ya da ziynet eşyası sektöründe bulunan bir kimsenin bu markadan haberdar olmamasının da hayatın olağan akışıyla bağdaşmadığı, davalının da bu markayı hangi saik ile seçerek tescil ettirdiği konusunda ikna edici bir açıklamasının bulunmadığı, bu nedenle davalının marka tescili sırasında markanın davacıya ait olduğunu bildiği, bu itibarla davalının SMK’nın 6/9. maddesi anlamında kötü niyetli olduğu belirlenmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2019/2725 Esas, 2021/445 Karar ve 26/01/2021 Tarihli kararında; olaya uygulanacak mülga 556 sayılı KHK’da açıkça düzenlenmese de, Dairemiz uygulamalarında KHK’nın 35/1, 42/1-a maddeleri ile TMK’nın 2.maddesi birlikte yorumlanarak, kötü niyetin bir hükümsüzlük sebebi olarak kabul edildiği, marka başvurusunun hangi hallerde kötü niyetle yapıldığının her bir somut olayda ayrı ayrı değerlendirilecek olmakla birlikte, Daire uygulamalarında daha ziyade markanın ticaret yapmak için değil, başkalarına şantaj yapmak ve para koparmak, başkalarının ticaretine engel olmak veya kendisine duyulan güveni kötüye kullanarak markayı kendi adına tescil ettirmek, sözleşme hükmüne aykırı olarak markayı adına tescil ettirmek gibi hususların genel kötü niyet sebepleri olarak görüldüğü, kötü niyetli marka tescilinde, başvuru konusu tüm mal ve hizmetler yönünden marka başvurusunun reddi gerektiği belirlenmiştir.
Bu açıklamalar karşısında, somut olayda, davacı şirket gibi içecekleri de kapsayan gıda sektöründe faaliyet göstermeyi planlayan davalının, davacı şirketten ve davacının markalarının varlığından haberdar olmaması mümkün görülmediği gibi, herhalükarda bunu “bilecek” durumda olduğu, davalı şirketin başvuru konusu markasının şekil unsuru, davacının şekil markalarıyla görsel olarak birebir ayniyet taşıdığı dikkate alındığında, hayatın olağan akışına göre, yüzlerce seçenek özgürlüğü olan ve basiretli bir tacir gibi hareket etmesi gereken başvuru sahibi tarafından, markasının şekil unsuru olarak, davacının özgün ve orijinal nitelikteki şekil markasının seçilmesinin ve markanın benzer mallarda tescil ettirilmek istenmesinin tesadüfi olamayacağı, davalının da bu markayı hangi saik ile seçerek başvuru konusu ettiği konusunda ikna edici bir açıklamasının bulunmadığı, bu nedenle davalının marka tescil başvurusu sırasında markanın davacıya ait olduğunu bildiği, bu itibarla davalının hukuki anlamda kötü niyetli olduğu kanaatine varılmıştır.
Esasen kötüniyetli başvuru durumu mal ve hizmetlerle ilgili olmayıp, markanın tamamı ile ilgili olabileceğinden, kötüniyetli başvuru iddiası ile açılan davada, marka başvurusunun kötüniyetle yapıldığı kanaatine varıldığında, kötüniyet tescilin tamamını kapsar ve bölünemez (Uğur Çolak, Türk Marka Hukuku, İstanbul, Eylül 2018, s.953). Bu nedenle davalının kötüniyetli başvurusunun bütün sınıflar yönünden reddi gerektiği kanaatine varılmıştır.
HMK’nın 353/1-b-2. maddesine göre, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince KABULÜ ile, Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 25/12/2019 gün ve 2018/258 E. – 2019/482 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA;
3-Davanın KABULÜ ile, Türk Patent ve Marka Kurumunun 2018-M-3494 sayılı YİDK kararının İPTALİNE,
4-Dava konusu … başvuru sayılı “… + şekil” ibareli marka henüz tescil edilmediğinden hükümsüzlük talebi hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
5-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 80,70.TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 35,90.TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80.TL’nin davalılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 15.000,00.TL maktu vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından ilk derece yargılaması sırasında yapılan 1.800,00.TL bilirkişi ücreti, 234,90.TL tebligat ve posta masrafı ile istinaf aşamasında yapılan 115,60.TL tebligat ve posta gideri, 148,60.TL istinaf kanun yoluna başvuru harcı, 35,90.TL peşin harç, 35,90.TL başvuru harç tutarı eklenerek oluşan toplam 2.370,90.TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davalılar tarafından ilk derece yargılamasında ve istinaf aşamasında yapılan herhangi bir gider bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
10-Davacıdan peşin olarak alınan 54,40.TL maktu istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
11-Davalı…ndan alınması gereken 80,70.TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40.TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30.TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
12-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 01/12/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 12/12/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip