Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/745 E. 2023/676 K. 22.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2021/745 – 2023/676
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/745
KARAR NO : 2023/676
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/10/2020
NUMARASI : 2019/230 E. – 2020/289 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Marka İle İlgili YİDK Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 01/10/2020 tarih ve 2019/230 E. – 2020/289 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin 2018/39274 nolu ve “…” ibareli markanın tescili için davalı kuruma başvurduğunu, başvuruya dava dışı … firmasının itirazının … Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun kararıyla nihai olarak reddedildiğini, ancak bu kez markanın SMK’nın 5/1-(b) ve (c) maddeleri uyarınca reddedildiğini, müvekkilinin 1999’dan beri medikal ürünlerin pazarlaması, satışı ve teknik servisi hizmetlerini vermekte olduğunu, Ekim 2009’dan beri … firmasının Türkiye distribütörü, Ağustos 2016’dan beri de … firmasının exclusive distribütörü olduğunu, thulium lazer sistemine “…” adını verip bu şekilde tanıtanın müvekkil olduğunu, yani bu ibarenin müvekkil tarafından konulduğunu, sistemin genel adı olmayıp müvekkilinin markası olduğunu, marka üzerinde gerçek hak sahibinin de müvekkili olduğunu, internetten yapılacak araştırmada da bu durumun görülebileceğini, müvekkilinin 10. sınıfta aynı ibareyle marka tescilinin bulunduğunu, markayı kullanan firmaların tamamının müvekkili müşterisi olduğunu ileri sürerek, YİDK’nın 06/05/2019 tarih ve 2019/M-3723 sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, dava konusu “…” ibaresinin, yaygın kullanılan ve bilinen bir lazer uygulamasının adı olarak Google arama motorunda da görüntülendiği, söz konusu ibarenin, marka olarak algılandığını gösteren bir işaret olmadığı gibi, doğrudan sistemin adı olarak kullanıldığı, hatta davacının, müşterisi olduğunu belirttiği adreslerde de sistemin bu şekilde tanımlandığı, ne bu işlemi uyguladığını tanıtan örnekler ne de kullanıcı yorumlarının, bu ibarenin bir marka olduğunu gösteren bir işaret içermediği, aksine bu ibareyi bir sistem olarak tanımladığı, davacının dilekçesinde söz ettiği … firmasının internet sitesinde bile, bu ibarenin marka olarak kullanılmadığı, dava konusu markadaki özel yazım şekli ve renklerle sağlanan şekil unsurunun varlığının markanın baskın unsuru olan kelime unsurlarını geri planda bırakacak nitelikte olmadığı, kaldı ki, korunmak istenenin bu yazım şekli olmadığı, herkesin kullanımına açık bir ibarenin kullanımını engellemenin kamu yararına uygun olmadığı ve bir sistem adı olarak herkesin kullanımına açık bir ibarenin bir kişi veya kurum adına tescilinin mümkün olmadığı, dava konusu markanın şekil unsuruna karşın marka algısı yaratmadığı, ilgili uygulamanın internette de rahatlıkla ulaşılabilir durumda olan yaygın bilinen bir uygulama olduğu, doğrudan uygulamanın adı olduğundan dava konusu mal ve hizmetler yönünden tescili mümkün olmadığı, anılan uygulamanın ne kadar yaygın kullanımı olduğu, Google’da basit bir arama sonucunda da görüldüğü, dava konusu markanın SMK’nın 5/1-b ve 5/1-c maddesi yönünden dava konusu mal ve hizmetler için ayırt edici olmadığı ve tanımlayıcı olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, “…” ibaresinin “thulium lazer sistemi” kullanılarak uygulanan bir cilt bakım ve yenileme sisteminin adı değil, bu sisteme müvekkili tarafından verilen ad olduğunu, müvekkili tarafından sunulan dergi ve broşürlerin dikkate alınmadığını, tanık dinletme taleplerinin reddedildiğini, söz konusu bakımı yapan cihazları üreten firmalardan sorularak ve teknik uzmanlardan görüş alınarak karar verilmesi gerektiğini, ibarenin gerçek hak sahibinin müvekkili olduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka ile ilgili YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının marka işareti olarak kullanmak istediği “…” ibaresinin bir lazer uygulamasının adı olarak yaygın şekilde kullanıldığının anlaşıldığı, tanımlayıcı olduğu, ibarenin ayırt edici olmaması sebebiyle de tüketiciler nezdinde marka olarak algılanmayacağı, davacının istinaf itirazlarının bilirkişi heyetince düzenlenen denetime ve hüküm kurmaya elverişli raporda ayrıntılı şekilde tartışılmış olduğu, davacının kendi internet sitesinde de bu ibarenin “cihazlar” başlığı altında ürün adı ve cihaz adı olarak kullanıldığının tespit edildiği, “…” ibaresinin herkese açık bir ibare olduğu anlaşıldığından davacının tekeline verilemeyeceği, ilk derece mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 120,60-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 22/05/2023 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 13/06/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.