Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/734 E. 2021/993 K. 30.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
.
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
.

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/12/2016
NUMARASI :….

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali

Dairemizce verilen 07/02/2020 tarih …. sayılı karar, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 03/03/2021 tarih ve…. sayılı kararıyla bozulmuş olmakla, dosya incelendi işin gereği görüşülüp düşünüldü;

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirketin “…” esas ibareli tanımış markaların sahibi olduğunu, davalının bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “… ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı Kuruma başvurduğunu,…. kod numarasını alan başvuruya, müvekkilince adına tescilli markalara dayalı olarak yapılan itirazın davalı Kurum tarafından reddedildiğini, oysa başvurunun müvekkilinin markaları ile benzer olduğunu ve başvurunun reddinin gerektiğini, davalı başvurusunun iltibas yaratma ihtimalinin bulunduğunu, tüketicilerin başvuruyu, müvekkili şirketin seri markalarından birisi olarak algılayacağını, başvuruda yer alan “un mamulleri” ibaresinin 30. sınıfta tescili talep edilen….malları bakımından tanımlayıcı olduğundan ayırt ediciliğe sahip olmadığını, “ekmekdamı” ibaresinin de Türkçe’de herhangi bir karşılığı olmamakla birlikte ekmek ürününü bulundurulan yer/fırın olarak anlaşılacağını, başvuru markasının esas unsurunun “… …” ibaresi olduğunu ve müvekkili markalarının asli unsurunu oluşturan “…” ibaresinin, başvuruda aynen yer aldığını, basit ilavelerin markalar arasında ayırt ediciliği sağlamayacağını, taraf markalarının 30. sınıfı kapsadığını, müvekkilinin markasının tanınmış olduğunu, müvekkilinin markasının ayırt edilemeyecek kadar benzerini tescil ettirmek isteyen davalının iltibas yaratma saikiyle hareket ettiğini, bu nedenle kötü niyetli bulunduğunu, itiraz konusu markanın aynı zamanda müvekkilinin ticaret unvanının da esas unsuru olduğunu ileri sürerek,… sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı …. Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı, davaya cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında 556 sayılı KHK 8/1-b maddesi anlamında uyuşmazlık konusu tüm emtia yönünden iltibas ihtimali bulunduğu, davacı markalarının gıda sektöründe tanınmış olduğu, ancak başvuru konusu marka kapsamında yer alan emtianın tamamının redde mesnet markaların kapsamında yer aldığı, bu nedenle uyuşmazlığın çözümünün 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında mümkün olduğu ve aynı KHK’nın 8/4 maddesinin somut olaya uygulanamayacağı, dava konusu marka başvurusunun kötü niyetli bir başvuru olduğu hususundaki iddianın ispat edilemediği gerekçesiyle davanın kabulüne,… sayılı kararının iptaline karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı …, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal olarak iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını, başvuruda “…” ibaresinin baskın unsur olarak kullanılmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını ve davanın tümden reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, taraf şirketlerin farklı sektörlerde faaliyet gösterdiklerini, marka işaretleri arasında da benzerlik bulunmadığını, dolayısıyla iltibas tehlikesinin bulunmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Dairemizin 07/02/2020 tarih, …. sayılı kararıyla, davacı markalarının asli unsurunu oluşturan “…” ibaresinin zayıf ayırt ediciliği gözetildiğinde, bir bütün olarak … ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet “…” asıl unsurlu markalar arasında, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunmadığı, taraf marka işaretleri arasında benzerlik olmadığı gibi marka kapsamlarında yer alan mallar arasında da bir farklılık bulunmadığından, 556 sayılı KHK’nın 8/4. maddesi kapsamında bir değerlendirme yapılmasına gerek görülmediği, aynı durumun 556 sayılı KHK’nın 8/5 maddesine dayalı itiraz yönünden de geçerli olduğu, başvurunun kötü niyetli olarak yapıldığı iddiasının da ispat edilemediği gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.

YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ’NİN 03/03/2021 TARİH VE…İ: Dairemiz kararının, davacı vekilince temyizi üzerine, anılan Yargıtay ilamı ile özetle, davacının itrazına mesnet markalarının ve başvuru markasının ayırt edici unsurunun “…” ibaresi olup, taraf markalarının mal ve hizmetlerinin aynı olduğu birlikte gözetildiğinde karşılaştırma konusu markalar arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik bulunduğu ve diğer unsurların iltibası ortadan kaldırmaya yeter düzeyde olmadığı, öte yandan, davacının, davasında tanınmışlık vakıasına da dayandığı, davacı yana ait “…” ibareli markaların “…” yönünden tanınmış olduğu, bu itibarla, Bölge Adliye Mahkemesince, yukarıda yapılan açıklamalar göz önüne alınarak, davacı markalarının tanınmış olduğu sektörler açısından başvuru kapsamındaki her bir mal ve hizmetler dikkate alınarak 556 sayılı KHK’nın 8/4. maddesi uyarınca değerlendirme yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle Dairemiz kararının davacı yararına bozulmasına karar verilmiştir.

GEREKÇE: Dava, YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dairemizce usul ve yasaya uygun bulunan bozma ilamına uyulmuştur.
Dairemizce uyulmasına karar verilen bozma ilamında da açıklandığı üzere, hem davacı markalarının hem de dava konusu başvurunun asli unsurunun “…” ibaresinden oluştuğu, markaların asli unsurlarının aynı ibareden oluşması nedeniyle aralarında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunduğu, dava konusu başvurunun 30. sınıfta yer alan malları kapsadığı, davacının itirazına mesnet markaların kapsamında da aynı malların yer aldığı, dolayısıyla emtia benzerliğine ilişkin koşulun da gerçekleştiği, buna göre dava konusu başvurunun 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca reddinin gerektiği, öte yandan davacının “…” asıl unsurlu markalarının gıda sektörü yönünden tanınmış oldukları, 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesi uyarınca markanın, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir markanın aynı veya benzeri olmakla birlikte, farklı mallar veya hizmetlerde kullanılabileceği, ancak, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusunun reddedileceği, dava konusu başvuru kapsamında yer alan malların, davacının itirazına mesnet markaların kapsamlarında aynen yer aldıkları, dolayısıyla bu madde kapsamında değerlendirmenin sonucu etkisi olmadığı, bununla birlikte davacı markalarının tanınmış olmalarının iltibas ihtimalini artıran bir unsur olduğu tüm dosya kapsamından anlaşıldığından, davacının marka başvurusuna itirazının reddine ilişkin YİDK kararının iptaline dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davanın KABULÜ ile … YİDK’nın 27.10.2015 tarih….ayılı kararının İPTALİNE,
2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 59,30-TL. maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 27,70-TL. harcın mahsubu ile bakiye 31,60-TL’nin davalılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 5.900,00-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından ilk derece yargılaması sırasında yapılan 1.500,00-TL bilirkişi ücreti, 153,00-TL tebligat ve posta masrafı ile istinaf aşamasında yapılan tebligat ve posta giderleri toplamı 147,00-TL olmak üzere toplam 1.800,00-TL yargılama giderine 27,70-TL peşin harç, 27,70-TL başvuru harç tutarı eklenerek oluşan toplam 1.855,40-TL’nin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalılar tarafından ilk derece ve istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin uhdelerinde bırakılmasına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
7-Davalılardan ayrı ayrı alınması gereken 59,30 maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 35,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40-TL’nin davalılardan ayrı ayrı tahsili ile Hazineye irat kaydına,
8-HGK’nın 04.03.2021 tarih, …. Sayılı ilamında açıklandığı üzere Yargıtay’ın bozma ilamından sonra yapılacak yargılama açısından bölge adliye mahkemesinin sadece hüküm mahkemesi olması gözetilerek, taraflar yararına duruşma vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı yapılan açık yargılama sonucunda 30.06.2021 tarihinde HMK 361 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 13/07/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip