Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/727 E. 2023/731 K. 26.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/727
KARAR NO : 2023/731
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/02/2021
NUMARASI : 2020/274 E. – 2021/122 K.

DAVACILAR
VEKİLİ
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)

Taraflar arasında görülen davada Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 18/02/2021 tarih ve 2020/274 E. – 2021/122 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilleri … ile …’nin baba-oğul olup buldozer, angledozer, greyder, skreyper düzleyici, önden küreyici yükleyici, kepçeli yükleyici, mekanik kepçe, eskavatör gibi makinelerin faaliyet alanında üretim, satış ve tamir işyerini yürüttüklerini, 29/12/2014 tarihinde davalıların şikayeti üzerine müvekkilleri hakkında marka hakkına tecavüz iddiasıyla Çubuk Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma başlatıldığını, müvekkillerine ait 2 adet büyük boy kepçe kazanı ile 2 adet traktör kepçe kolu ve şablon malzemelerine el konulduğunu ve çalışamaz hale getirildiğini, soruşturma sonucunda 20/04/2015 tarihinde müvekkilleri hakkında “kovuşturma yapılmasına yer olmadığına” karar verildiğini ve bu karara yapılan itirazın da Ankara 6. Sulh Ceza Hakimliğinin 05/06/2015 tarih ve 2015/2260 D.İş sayılı kararı ile reddedildiğini, hem el koyma işlemi hem de karşı tarafın müvekkillerine ait ürünlerinin taklit olmaları nedeniyle toplatılacağı ve müvekkillerine iş yaptırılmayacağı söylentilerini yaymaları nedeniyle müvekkillerinin üretim ve satış yapamadıklarını, müvekkillerinin maddi ve manevi zarara uğratıldıklarını ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla, TTK hükümleri gereğince haksız rekabetin tespiti ile şimdilik 150.000,00-TL maddi, 50.000,00-TL manevi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren bankalara uygulanan en yüksek avans faiziyle davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, görevli mahkemenin fikri ve sınai hukuk mahkemeleri olduğunu, takipsizlik kararının 05/06/2015 tarihinde kesinleştiğini, dolayısıyla 3 yıllık zamanaşımı süresinin geçmiş olduğunu, davanın 06/07/2020 tarihinde açıldığını, davada hukuki yararın bulunmadığını, müvekkillerinin anayasal şikayet hakkını kullandıklarını, haksız rekabete uğradıklarını dile getiren davacıların soruşturmanın 20/04/2015 tarihinde sona ermesinden sonra 2019 yılı Aralık ayında ürünlerini teslim almasında müvekkilinin kusuru veya ihmalinin söz konusu olmadığını, çünkü davacıların ürünlerine zarar verme veya geç teslim edilmesi iddialarında kendilerinin tam ve asli kusurlu olduklarını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamından, davacılar aleyhine Çubuk Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/3259 sırasında yürütülen soruşturmada 20/04/2015 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, bu karara davalıların/şikayetçilerin itirazı üzerine Ankara 6. Sulh Ceza Hakimliğinin 05/06/2015 tarih ve 2015/2260 D.iş sayılı kararı ile itirazın yerinde görülmemesi nedeniyle kesin olarak reddine karar verildiği, dolayısıyla zamanaşımı süresinin itirazın kesin olarak reddedildiği 05/06/2015 tarihinde başladığı, eldeki davanın ise 3 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra 06/07/2020 tarihinde açıldığı, TTK’nın 60. maddesi gereği zamanaşımı süresinin geçtiği gerekçesiyle, davanın zamanaşamı nedeniyle reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde, delillerinin bir kısmının toplanmadığını, tanıklarının dinlenmediğini, vergi kayıtlarının ihcelenmediğini, tazminatın ceza kanunlarının daha uzun bir cezayı gerektiren bir fiilledn doğması halinde bu zamanaşımının uygulanacağını, davalıların aynı zamanda müşterilere beş yıllık süreçte “kepçelerin toplatılacağı ve üretimlerini durduracakları” dedikodularını da yaydıklarını, ileri sürülen eylemlerin tamamının tartışılmadığını, tecavüz devam ettiği müddetçe zamanaşımının söz konusu olmayacağını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, tazminat (haksız rekabetten kaynaklanan) istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İlk derece mahkemesince her ne kadar kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın 05/06/2015 tarihinde kesinleştiği, dava tarihi itibariyle 05/06/2015 tarihi üzerinden TTK’nın 60. maddesinde üç yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmişse de, davacı tarafça kovuşturmaya yer olmadığına dair karar ile sonuçlanan soruşturmanın açılmasına sebebiyet verilmesinin yanında davalı tarafça bir takım söylentilerin de yayıldığı ve bu söylentiler nedeniyle müvekkillerinin iş yapamadığı ileri sürülmüş, 03.12.2020 tarihli delil listesinde de davacılar vekilince müşterilere beş yıllık süreçte yayıldığı iddia edilen söylentilere ilişkin tanık deliline dayanılmıştır. Davacı tarafça, söylentilerin beş yıl boyunca devam ettiği ileri sürülmekte olup haksız rekabet fiilinin devam ettiği veya etkilerini devam ettirdiği müddetçe zamanaşımının işlemeye başlamayacağı tabidir. Dolayısıyla ilk derece mahkemesince, davacıların tüm iddiaları tam olarak araştırılmadan zaman aşımı süresinin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla, mahkemece, davacı tarafın iddialarına yönelik delillerinin toplanması ve zamanaşımı itirazının hasıl olarak sonuca göre incelenmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, Dairemizce, davacılar vekilinin bu hususa ilişkin istinaf itirazlarının kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KABULÜ ile Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 18/02/2021 gün ve 2020/274 E. – 2021/122 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA;
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine İADESİNE,
3-Davacılar tarafından istinaf başvurusunda peşin olarak yatırılan 59,30-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının istek halinde davacıya iadesine,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılamada değerlendirilmesine,
6-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 26/05/2023 tarihinde HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 25/06/2023

Başkan

Üye

Üye

Katip